Bursa

Bal-Göç Genel Kurulu’nda Gerginlik: Fahriye Vatansever Salonu Terk Etti

Bal-Göç Başkan Adayı Fahriye Vatansever, genel kurulda yaşananlara sert tepki göstererek “antidemokratik” olarak nitelendirdiği kurulu tanımadığını açıkladı. Vatansever, destekçilerine salonu boşaltma çağrısı yaptıktan sonra, kalan kalabalık bir grupla birlikte genel kurulu terk etti.

Adaylıktan çekilen Vatansever yargıya başvuracağını açıkladı.

Fahriye Vatansever'in salonu terkettiği sırada divan başkanının "dışarı bekleyenleri artık içeri alabilirsiniz" şeklindeki anonsu ıslıklarla protesto edildi.

Genel kurul salonu önünde ve içinde yaşananlara ilişkin açıklamalarda bulunan Vatansever, çok sayıda üyenin içeri alınmadığını belirterek şunları söyledi:

“Bursa’da on binlerce Bulgaristan Türkü yaşıyor. Ama bugün dışarıda yüzlerce üyemiz içeri sokulmuyor. Soğukta bekleyen yüzlerce üye, aidatını ödediği halde içeri alınmıyor. Bal-Göç bu hale düşürülmemeliydi. Stadyumlarda binlerce üyemizle seçim yaptığımız günlerden bu hale düşürdünüz bizi.”

Hazirun listelerine yönelik ciddi usulsüzlük iddialarında bulunan Vatansever, listelere sonradan çok sayıda ismin eklendiğini savundu:

“Hazirun listesine yüzlerce usulsüz üye eklediler. Askıya çıkan listeye nasıl olur da yüzlerce ismi eklediniz? Bu tabloyu nasıl açıklayacaksınız?”

Mevcut yönetimi ve Bal-Göç Başkanı Emin Balkan’ı da eleştiren Vatansever, şu ifadeleri kullandı:

“Daha kendi üyelerini dahi salona alamayan bir başkan, camiamızı nasıl kucaklayacak? Daha kendi yönetim kurulunu dahi kucaklayamayan Emin Balkan, Bal-Göç’ü nasıl ayakta tutacak?”

Üyelik yapısına dair sorular yönelten Vatansever, açıklama çağrısında bulundu:

“Yüreğiniz varsa açıklayın. Bulgaristan’la, Balkanlar’la alakası olmayan kaç kişiyi üye yaptınız? Hazirun listesi oluşturulmadan önce mi yoksa sonra mı bu üyeleri yaptınız?”

“Balkan göçmenlerini listelerden çıkarırken, bu derneğe Muşlu, Karslı, Gaziantepli vatandaşları üye yaptınız mı?”

Konuşmasında sert ifadeler kullanan Vatansever, mevcut yönetime ve başkana doğrudan seslenerek şunları söyledi:

“O koltuğu bırakmam diyorsanız, söz veriyorum kazandığımda o koltuğu sana hediye edeceğim. Dört dönemde yapamadığını bu dönemde mi yapacaksın?”

Kendisine yönelik suçlamalara da yanıt veren Vatansever, hukuki süreci işaret etti:

“Benim üzerime yapıştırmaya çalıştığınız ne varsa aynaya bakın, göreceksiniz. Bana karşı attığınız iftiraların cevabını mahkemede vereceksiniz. O davaların tazminat gelirini Mehmetçik Vakfı’na bağışlayacağım.”

Genel kurulda yaşanan bu gelişmelerin ardından gözler Bal-Göç yönetiminden yapılacak açıklamalara çevrildi.

İşte BAL-GÖÇ Üyesi Prof. Dr. Fahriye Vatansever Ağca'in açıklaması:

Bugün, BAL-GÖÇ’ün 20. Olağan Genel Kurulu’nda, dernek tarihinin en şaibeli, en organize ve en açık usulsüzlüklerle yürütülen seçim sürecine tanıklık ettik.

Süreç; baskın bir kongre kararıyla, aidat ödemelerinde çıkarılan sistematik engellerle, aylardır bekletilen üyelik başvurularıyla başlamıştır.
21 Aralık’ta yapılan ilk oturumda 2119 kişi olarak tutanak altına alınan hazirun listesi,
28 Aralık’taki seçim gününde hiçbir şeffaf açıklama yapılmadan 2500 kişiye çıkarılmıştır.

Bu artış hileli ve adaletsizdir.
Bu artış, manipülasyonun ve organize müdahalenin açık göstergesidir.

Aidatını ödediği halde üyeler hazirun listelerine alınmamış,
İtirazlar reddedilmiş,
Aidatını ödeyen delegeler keyfi gerekçelerle salona alınmamış,
Yüzlerce üyemiz yaşlı, kadın, genç demeden yağmur ve soğuk altında saatlerce dışarıda bekletilmiştir.

Yaşananlar bir seçim değil;
Masa başında kurgulanmış bir senaryodur.

Ve biz bu senaryonun figüranı olmayı reddettik.
Bu hileli düzene ortak olmadık.
Bu adaletsizliğe susarak meşruiyet kazandırmadık.

Bu yüzden sandığı terk ettik.
Hakkı yok sayanların karşısında durmayı seçtik.
İradesi gasp edilenlerin sesi olmayı görev bildik.

Açıkça söylüyoruz:
BAL-GÖÇ, Balkan göçmenlerini temsil etmeyen, Balkanlarla bağı olmayan anlayışlar eliyle yönetilemez.
Balkan göçmenlerinin iradesi, bu iradeye ait olmayan yapılar tarafından belirlenemez.

BAL-GÖÇ Balkan göçmenlerinindir ve Balkan göçmenlerinin iradesi gasp edilemez.
Buna asla müsaade etmeyiz.

Bugün yaşanan bu utanç verici tabloyu bizlere dayatmaya çalışanlarla ne yol yürürüz ne de bu anlayışla yan yana dururuz.
Çünkü BAL-GÖÇ, masa başı hesapların değil; Balkan göçmenlerinin alın terinin, hafızasının ve onurunun adıdır.

BAL-GÖÇ halkındır ve halkın iradesi asla teslim alınamaz.

BAL-GÖÇ bizim için sadece bir dernek değildir.
BAL-GÖÇ bir davadır, bir kimliktir, bir hafızadır.
Kurulan her cümle, verilen her mücadele; göçle yoğrulmuş binlerce insanın emeği, acısı ve onurudur.

Bizi susturabileceklerini sananlara sesleniyoruz:
Balkan göçmenleri susturulamaz.

Mücadelemiz bitmedi.
Bugün değilse, yarın…
Yine, yeniden, omuz omuza var olacağız.

Çünkü biz yalnızca Balkanlardan göç etmedik;
O acıyla, o onurla büyüdük.
Ve şimdi, bu çatıdan kimse bizi silemez.

Susmayacağız.
Vazgeçmeyeceğiz.
BAL-GÖÇ’e yakışan onurumuzla davamıza devam edeceğiz.