DEM Parti cin olmadan adam çarpmaya mı başladı?

Dem Parti Grup Başkanvekili Pervin Buldan geçen hafta büyük bir pot kırdı, mealen dedi ki; Öcalan basının dilinden rahatsız, medya da yargı da iktidarda olduğuna göre bunların dilini düzeltme görevi iktidara düşer.

Basının dilinden şikâyet eden Pervin Hanımın diline bakar mısınız, Öcalan rahatsızmış. Öcalan kim? Halen PKK elebaşı olmaktan müebbet hapse mahkûm İmralı sakini…

Daha düne kadar devlet nezdinde resmi adı terörist başıyken süreçle birlikte birdenbire kurucu öndere terfi ettirilmişti. Devletler arenasında olur böyle şeyler, dünün terörist Colani’sini Ahmet El Şara yapıp Suriye’nin başına Cumhurbaşkanı yapmadılar mı? Burada tek tek sayıp konuyu dağıtmayalım ama nice eski teröristin dünyanın unutulmaz siyasetçileri arasına girdiği malumdur. Yani diyeceğimiz o ki bu tür şaşırtıcı devlet hamleleri sadece bizim ülkemize has değil, o yüzden Abdullah Öcalan da giderayak bu ülkeye bir iyilik yapıp devletin Kürtlerle barışmasına ön ayak olabilir. Yeter ki bir gencimiz daha bu kör dövüşünde hayatını kaybetmesin. Bilindiği üzere başından beri biz de bu barış girişimine destek verenlerdeniz, ama…

Çözüm süreci vesilesiyle iktidara yandan eklemlenen Dem Parti’ye bir haller oldu, birdenbire mağdur kimliğinden sıyrılıp mağrur sınıfına geçiverdiler. Şu hale bak, Öcalan basının dilinden rahatsızmış, o yüzden medyayı ve yargıyı elinde tutan iktidar bunlara bir ayar vermeliymiş. Sizce bu cümle Sayın Buldan’ın ağzından kaza eseri çıkmış olabilir mi? Bence hayır, bu şuur altının bulduğu ilk fırsatta dışarı fırlamasıdır. Bu cümleden çok şey anlaşılır ama ikisi çok çok önemlidir.

1.Medyanın ve yargının iktidarın kontrolünde olduğu tespitini kabule çevirip içselleştirmişler. Yani iktidarın medya ve yargıyı kontrolünde tutmasında bir problem yok DEM Partiye göre, yarın iktidar olduklarında belli ki bu konuda iktidarı taklit edecekler, açıklamaya bakılırsa öte bile geçmeleri işten değil.

2.Basınının dilini düzeltmek size düşer diyor, ne yapacak yani iktidar? Muhalif basına, milyonluk para cezaları, ekran karartmalar yetmedi tamamen mi kapatacak Abdullah Öcalan memnun olsun diye? Bu faşizan bir anlayıştır. Adını demokrasinin kısaltılmasından alan partiye yakışmamıştır.

Pervin Buldan’ın bu beyanları bize cin olmadan adam çarpmak deyimini hatırlattı. Bir söz daha vardır Anadolu’da “kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan kapar” derler. İktidarın ne kadar bozucu BİR güç olduğu bu açıklamayla bir kez daha ortaya çıkmıştır. Henüz resmen ortağı bile olmadıkları iktidar, bu kadar güç zehirlenmesine yol açmışsa gerçekten iktidar olsalar kim bilir ne yaparlar?

Barış sürecinin bir türlü ilerlememesinin kızgınlığı ya da sabırsızlığı ile söylendiğini kabul etsek bile bu beyanların yenir yutulur tarafı yok. Üstelik eş başkan Tuncer Bakırhan da CHP’ye laf yetiştirmeye çalışıyor “siz ne zamandan beri Selahattinci oldunuz?” diye. Öyle ya barış ve özgürlük sadece Öcalan’a lazım Selahattin Demirtaş da kim oluyor? Bu süreçte Demirtaş’a özgürlük istemek sanki süreci zehirleyecekmiş gibi ağza alınmak istenmiyor. Hatta bir bütün olarak Kürtler ve Kürtlerin eşitlik ve özgürlük temelinde demokratik hakları bile çokça dillendirilmiyor. Varsa yoksa Öcalan.

Dem Partililer artık şunu anlasalar iyi olur. Düne kadar bebek katili, terörist diye anılan Abdullah Öcalan’ı devlet bir şekilde affedebilir, onunla iş tutabilir ama bu halkın vicdanında aklanamaz. Hele hele kurucu önder gibi sıfatlarla kahraman hiç yapılamaz. Öcalan’ın ayağına geçmiş günahlarının affı için tarihi bir fırsat gelmiştir, başta Kürtler olmak üzere bu ülkenin halkına çektirdiği acıları bir nebze unutturmak için PKK üzerindeki ağırlığını barış yolunda kullanırsa ne ala. Kullanamazsa hem kendisi hem de Kürtler için tarihi bir fırsat daha kaçırılmış olur.

Dem Parti önce Öcalan sonra Kürtler derse ne Öcalan ne de Kürtler bu sürecin hayrını görür. Dem Parti önce barış sonra demokrasi derse ne barış olur ne de demokrasi gelir. O yüzden Dem Parti önce demokrasi demeli ve tüm eylem ve söylemlerinin pusulasını demokratik toplumdan yana çevirmeli.

Bu yazının biraz sert olduğunun farkındayım ama bazen bu sertlikte söylenmeyen sözler muhatabınca anlaşılmıyor. İnşallah Pervin Buldan bu yazıdan sonra iktidardan bizim dilimize de bir ayar çekilmesini istemez...:))