İdeoloji?

İdeoloji, kucaklanması gereken bir değer mi yoksa insanın beynini çürüten zehir mi?

İdeoloji, Yunanca idea ve logos kelimelerini birleştirerek oluşturulan “Fikirler Bilimi” anlamına gelir. Belirli bir dünya ve yaşam görüşünü, kendine özgü birey, toplum ve yönetim biçimini şekillendiren, belli hedefleri, amaçları gerçekleştirme iddiasındaki fikirler ve düşünceler bütünüdür. Fikir ve düşünce köklerinden türemiştir.

Her konuda olduğu gibi ülkemizde kavramlar kendi özünden kopartılarak saplantıya dönüştürüldüğünden, ideoloji kavramı da kişiye ve topluma faydalı olması gerçeğinden uzaklaşıp tam tersi bir fikre, bir görüşe, düzene, adalete, inanca, bireye ve topluma zararlı hale dönüşmüştür. Özünde insanlığa değer katarak geliştirmek olan ideoloji, insanlara, topluma, devlete, inançlara ve bireysel özgürlüklere zarar verip yok sayan, sabit fikirlilik ve cehaletle beslenen çarpıklığa dönüşerek, insanlıktan çıkartıyor, gerçek anlamına dönüşemiyor ve adalet, hukuk, merhamet, doğrular gibi tüm insanî değerlerin önünde engel oluyorsa artık insanın düşüncesini, sorgulamasını, araştırıp öğrenmesini, gelişimini zehirleyen, yok eden zehirdir ve arınılmalıdır.

İnsanın kendisinden ve fikrinden emin olarak dik bir duruş sergileyip savunması en temel insanî hakkıdır lakin fikrinden ve doğrularından emin olmak başka bir şey cahilce doğruyu öğrenmeyi reddederek sabit fikirli olup körü körüne inatçı olmak başka bir şeydir. İşte günümüzde ideoloji, cahilcesine, sorgulamaktan, gerçeği öğrenip kabul edişten uzak bir şekilde ezberlenmiş, bir düşünceyi yaymak, bir eylemi desteklemek için söylenen sözler olan sloganlaştırıldığından, kabul edilmelidir ki hem birey hem toplum için acilen kurtulmamız gereken, her türlü kötülüğün kaynağı, hastalıklı sivrisineklerin bataklığına dönüşen baş belasıdır.

İdeolojinin sağı solu, dinsizi dindarı olmaz. İdeoloji her iki görüş ve yaşam tarzı için geçerli olduğundan, içinde ideoloji bulunan her türlü fikir ve yaşam savunulan doğrunun katilidir çünkü ideoloji, susadıkça deniz suyu içmek gibi bireyin, kendisini kendi eliyle yavaş yavaş ölüme götürmesidir.

Bir gurup insanın kendi kurdukları ve topluma zarar verip, köleleştirirken fakirleştirirken sadece kendilerine yarayan sistem içinde tutup yine o insanların gözlerini, kulaklarını ve kalplerini mühürleyen, aslında temelsiz olan sloganlarla beslenerek canlı tutulan ve zehirli sarmaşık gibi tüm toplumu saran bir zehirdir ideoloji! Özgürlüğün, huzurun, paylaşımın üzerini ağır bir demir yorgan gibi örten, altından kalkılamayan ama altında kalanı içinde bulunduğu zulümden hoşnut kılan en büyük yanılgıdır ideoloji!

İnsan olmak, özgür olmak, kültürel alanda, bilimde, ekonomide ve inancımızda gelişip önce kendimize sonra topluma faydalı olmak istiyorsak yapmamız gereken en acil ve en önemli hareket, içine sokulduğumuz ideolojiyi reddedip kurtulmak ve doğrularımızın gerçekten doğru olup olmadığını sorgulayarak hem beşerî hem imanî konularda asıl doğruya dahil olarak yaşamaktır.

İdeoloji, kendi savunduğu görüşü dışındaki her şeyi reddedip yok sayar ama ya asıl doğru reddettiğimizse?