İktidar baskısı olmasa Ali Babacan bize kalır mıydı?

Sanırım 2012 yılıydı.

Ali Babacan Uludağ Ekonomi Forumu’na gelmişti.

Grand Yazıcı’daki toplantıda iş insanları yanında pervane oluyordu.

Babacan’ın yanına yaklaşıp soru sormak bile olanaklı değildi.

****

Gün geldi, devran döndü.

Türkiye ekonomisini zirveye çıkaran DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, geçtiğimiz cumartesi günü Bursa’ya geldi.

İl Başkanı Tayfun Öztürk, Yasin Gök, Zeki Kahraman bir de vefalı eski müsteşar Fatih Acar dışında dişe dokunur kimse yoktu desem inanır mısınız?

****

25 yıldır ayakta duran Demokrasi ve Uzlaşma Grubu’nun konuğu olması da biraz bu yüzden…

Yoksa, anlı şanlı iş insanları ekonomi dehası Ali Babacan’ın bize bırakır mıydı?

Dünyadaki ekonomi çevreleriyle ilişkileri devam eden, yeryüzünün pek çok noktasında görüşüne başvurulan ama Türkiye’de değer bulamayan Ali Babacan’ı dinlemek ufkumuzu açtı.

****

Muhalif televizyonlarda dinlemiştim, (Yandaş-tetikçi-sürekli yalanı yaymaya çalışanların medyasına çıkarılmıyor çünkü) dünyada en çok diplomatik misyonu olan üçüncü ülkeyiz. Amerika ve Çin’den sonra Türkiye…

Temellerinin Ali Babacan’ın dışişleri bakanlığı döneminde atılan bir girişim…

Afrika, Avrupa’dan daha büyük bir kıtadır ama İngilizlerin çizdiği haritada küçük görünür. İşbaşına geldiğimizde Afrika’ya 44 yeni diplomatik misyon açtık. O gün Afrika’nın nüfusu 500 milyondu, şimdi 1 milyar. Büyük Pazar, önemli fırsatlar var orada… Türk Hava Yolları 128 ülkeye uçuş yapıyor.”

***

Ali Babacan 2002 ile 2012 yılları arasını ballandıra ballandıra anlattıktan sonra ‘Biz yaptık, yine yaparız’ dedi.

2017 referandumu, 2018 seçim sonuçlarının ülkeyi bugünkü duruma getirdiğinin de altını çizdi.

AK Parti’ye dönme konusunda Mustafa Özçelik’in sorusuna, ‘Kesinlikle olmaz’ anlamında cümle kurarak, “Ben partiden ihraç edilmedim. Hatta ayrılmadan önce sayın cumhurbaşkanı haber gönderdi, makam önerdi, kabul etmedim. Çünkü devletin istişare mekanizması ortadan kaldırıldı. Liyakat yok edildi. Akıl dışı, bilim dışı işler yapılmaya başlandı. Kural bazlı yönetim anlayışı olmadan ekonomi düzelmez” dedi.

****

Necati Kartal, Ekrem İmamoğlu’na yönelik operasyonu sorusuna karşılık Ali Babacan 19 Mart’ı bir darbe girişimi olarak niteledi.

Toplam olarak da ekonomiye maliyetinin 134 milyar dolara ulaşacağının altını çizdi.

****

Ben de Tayyip Erdoğan ve ekibinin seçimle gidip gitmeyeceğini öğrenmek istedim.

Şu cümleyi kurdu:

Uluslararası toplantılarda bana en çok sorulan sorulardan biri de bu… Ben de demokrasimiz hasta ama henüz ölmedi. Nefes alıyor diyorum.”

***

Prof. Dr. Abdullah Işıklar, eğitim ve üniversitelerin durumunu sorarken, Babacan’ın bakan olduğu dönemde ortaya atılan milyar doların çöp olduğu Fatih projesini sordu.

Ali Babacan, “Şimdiki bakan o gün müsteşardı. Biraz ilgilendim baktım ki bu iş tablet alımına yönelikti. Çekildim o işten” diye yanıt verdi.

Hürriyetçi Eğitim-Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu, Genel Başkan Yardımcısı Erol Usta ile ziyaretime gelmişti. Yaklaşık iki yıl oldu, bir sözünü unutmadım; “Türk milli eğitiminde hangi kötülük yapıldıysa onun altında Yusuf Tekin’in imzası var!”

****

Demokrasi grubunda daha pek çok soru yöneltildi Ali Babacan’a…

Açık, net, ikna edici yanıtlar verdi.

Ülkenin tümünü değil ama ekonominin bütününün emanet edileceği bir yönetici profili çizdi.

Yanı başında otururken keşke, ülkenin gelecekteki cumhurbaşkanı olacak Ekrem İmamoğlu veya Mansur Yavaş, Ali Babacan’la çalışsa diye düşündüm.

Ne dersiniz, bu düşüm gerçekleşmez mi?

EKREM İMAMOĞLU’NA ÖZGÜRLÜK EYLEMİ

Bugün saat 17.00’de Bursa Kent Meydanı’nda olacağız. Sevgili dostlar bu CHP’nin mitingi değil; Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarına özgürlük isteme eylemi…

Ülkeyi karanlık bir rejimin batağından kurtarmak istiyorsak, sağcı-solcu, o partili, bu partili demeden alanda olmalıyız.

Çünkü demokrasi ve hukuk hepimize lazım.