Asayiş

"İrtikap" soruşturmasında tutuklanan eski Yahşihan Belediye Başkanı Sungur hakkında iddianame hazırlandı

Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Yahşihan Belediyesine yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, tutuklu eski belediye başkanı Ahmet Sungur ile birlikte 4 şüpheli hakkında "icbar suretiyle irtikap" suçlamasıyla hazırlanan iddianame mahkemeye sunuldu. İddianamede, iskan ve imar süreçlerinde yetki kullanılarak müteahhitten 35 milyon lirayı aşan ödemelerin alındığı ve kararların bu talepler doğrultusunda şekillendirildiği öne sürüldü.

Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Yahşihan Belediyesine yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, tutuklu eski belediye başkanı Ahmet Sungur ile birlikte 4 şüpheli hakkında "icbar suretiyle irtikap" suçlamasıyla hazırlanan iddianame mahkemeye sunuldu. İddianamede, iskan ve imar süreçlerinde yetki kullanılarak müteahhitten 35 milyon lirayı aşan ödemelerin alındığı ve kararların bu talepler doğrultusunda şekillendirildiği öne sürüldü.

Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Yahşihan Belediyesine yönelik yürütülen "icbar suretiyle irtikap" soruşturması kapsamında, tutuklanan eski belediye başkanı Ahmet Sungur ile eski belediye başkan yardımcıları C.Y. ve O.U., eski imar müdürü S.A., iş adamı U.B. ve tutuksuz sanık itirafçı Y.N.Y. hakkında suçlamasıyla hazırlanan iddianame Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu. İddianamede, Yahşihan ilçesinde yürütülen "Ay Yıldız" isimli inşaat projesinin iskan ve imar süreçlerinde müteahhitten haksız menfaat temin edildiği öne sürüldü. Müşteki müteahhit C.S.’nin beyanları, banka hareketleri, MASAK raporları, HTS kayıtları ve mesajlaşma içeriklerinin delil olarak yer aldığının belirtildiği iddianamede, 2024 yılı içerisinde iskan iptali, ruhsat işlemleri ve yüksek tutarlı idari para cezası tehdidiyle baskı kurulduğu ifade edildi.

Müşteki müteahhit C.S.’nin ifadesinde, daire satışlarının tamamlanabilmesi için bazı daireleri devrettiği, ancak arsa sahibi S.O.İ.’nin vekili A.İ. ile gizli ortağı olduğu ileri sürülen F.M.’nin bu durumu "mal kaçırma" olarak değerlendirerek iskan iptali davası açtıkları ve 64 dairenin tapusuna tedbir koydurdukları aktarıldı. Tedbirlerin kaldırılması ve davadan vazgeçilmesi karşılığında 15 milyon TL ile 3 milyon TL avukatlık ücreti talep edildiği iddiasına yer verildi.

Resmi sıfatı olmayanlar belediyede karar verici konumunda hareket etmiş

Resmi sıfatları bulunmadığı öne sürülen bazı isimlerin belediyede fiili olarak karar verici konumda hareket ettiğinin belirtildiği iddianamede, U.B., C.Y., O.U. ve S.A.’nın projeye ilişkin süreçlerde etkili oldukları iddia edildi. Bu kişiler tarafından binanın "kaçak yapı" konumuna düşürülebileceği belirtilerek 120-130 milyon TL’ye varan idari para cezası uygulanabileceğinin dile getirildiği öne sürüldü. İddianamede, 2024 yılı Eylül ve Ekim aylarında farklı tarihlerde milyonlarca liralık yeni ödemeler yapıldığı, yapı tadilat ruhsatının verildiği ancak projelerin teslim edilmediği, ödeme yapılmaması halinde ruhsatın iptal edileceği yönünde baskı kurulduğu iddialarına yer verildi. C.S.’nin yer alan ifadelerinde, tapulardaki tedbirlerin kaldırılması için A.İ.’ya toplam 12 milyon 500 bin TL ödendiğini ve bu ödemenin ardından mahkeme tedbirlerinin kaldırıldığını ifade ettiği belirtildi.

35 milyona anlaşıldığı iddiası

İddianamede, Ahmet Sungur’un kendisine ait villada müşteki müteahhit C.S. ile yaptığı gizli görüşmenin ayrıntılarına da yer verildi. Sungur’un, müşteki müteahhit ile yaptığı görüşmede, "Hakkımda yok 200 milyon istedi, yok bunu talep etti diye konuşuyormuşsun, yok bana mafya gönderiyormuşsun, ben burada kaç mafyandan şırıngayla kan aldım, biliyor musun" sözlerine de iddianamede yer verildi. Görüşmelerde çözüm olarak bir arsanın satın alınıp belediyeye hibe edilmesi ve bu arsanın emsal hakkının 1878 ada 5 parselde kullanılması teklifinin sunulduğu, maliyetin önce 200 milyon TL olarak ifade edildiği, daha sonra bu tutarın 45 milyon TL’ye, ardından 35 milyon TL’ye düşürüldüğü iddia edildi.

Mesaj kayıtları: "Başkan aradı, hallet şu işi"

Müşteki müteahhit C.S.’nin talimatıyla para transferlerini gerçekleştirdiği belirtilen Ö.B.’nin ifadesinde, Y.N.Y. tarafından yönlendirilen farklı hesaplara banka yoluyla ve elden toplam 35 milyon TL gönderildiği, A.İ.’ya 12 milyon 500 bin TL ödendiği belirtildi. Dosyada, para transferlerine ilişkin IBAN paylaşımlarının mesaj kayıtlarıyla örtüştüğü, "başkan aradı, hallet şu işi diye" şeklindeki ifadelerin iddiaları güçlendirdiği değerlendirmesi yapıldı. Soruşturma evrakında, yapılan araştırmada iş adamı U.B.’nin şirketi adına kayıtlı 2022 model Audi A8 marka bir aracının bulunduğu, bu aracın Ahmet Sungur tarafından kullanıldığına dair 4 Eylül 2025 tarihli tespit tutanağının dosyada yer aldığı, PTS ve trafik kontrollerindeki kayıtların bu durumu desteklediği ifade edildi.

Yapılan transferlerle para trafiğinin gizlendiği ortaya çıktı

İddianamede yer alan MASAK raporlarında ise paranın ağırlıklı olarak Y.N.Y.’ın hesaplarında toplandığı, dağıtımın ise U.B.’nin yönlendirmesiyle yapıldığı, banka hesapları, elden para teslimleri, kredi kartı kullanımları ve üçüncü kişiler üzerinden yapılan transferlerle para trafiğinin gizlendiği ortaya çıktı. İddianamede, belediye başkanı Ahmet Sungur’un kamu gücünü kullanarak sürecin nihai karar vericisi olduğu, C.Y., S.A. ve O.U.’nun idari işlemlerle sürece aktif katılım sağladığı, U.B.’nin ise resmi sıfatı bulunmamasına rağmen organizasyonu yöneten ve talimat veren kişi konumunda olduğu kanaatine varıldığı belirtildi.

"Şikayetçi olmasın" iddiası

S.G.Ç.’nin Cumhuriyet Başsavcılığı’nda alınan ifadesinde, Ahmet Sungur ile yaklaşık 5 yıldır gönül ilişkisi yaşadığını, bu süreçte maddi olarak destek gördüğünü ve kira ile geçim giderlerinin farklı kişiler aracılığıyla karşılandığını söylediği öğrenildi. S.G.Ç., Ahmet Sungur’un kendisine önce Opel marka, ardından Volkswagen marka araç aldığını, Volkswagen bedelinin Ahmet tarafından ödendiğini ve aracı güzellik merkezi açmak amacıyla elden çıkardığını beyan ettiği kaydedildi. İfadesinde, 31 Mayıs 2024 tarihinde Ahmet Sungur’un bahçesinde darp edildiğini belirten S.G.Ç., korktuğu için 155’i aradığını ve "beni öldürüyor" dediğini, ancak o gün şikayetçi olmadığını aktardı. Olayın ardından bazı kişilerin kendisinden şikayetçi olmamasını istediğini söyleyen S.G.Ç., bu kapsamda 10 milyon TL teklif edildiğini, 1 milyon TL’yi elden aldığını, kalan 9 milyon TL için teminat olarak ev verildiğini ve söz konusu paranın U.B.’nin hesabından kendisine gönderildiğini iddia etti. S.G.Ç, parayı aldıktan sonra teminat olarak verilen evi geri verdiğini, toplamda 10 milyon TL aldığını ve yaklaşık 6 ay sonra Ahmet Sungur ile barıştıklarını ifade ettiği öğrenildi.

17 yıl 6 aya kadar hapis cezası istemi

Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, şüphelilerin eylemlerinin Türk Ceza Kanunu’nun 250/1 maddesi kapsamında "icbar suretiyle irtikap" suçunu oluşturduğu, suçun zincirleme şekilde işlendiği gerekçesiyle TCK 43/1 maddesinin uygulanması gerektiği belirtildi. Kamu görevlisi olmayan bazı şüpheliler yönünden ise eylemlerin "yardım eden" sıfatıyla değerlendirilmesi talep edildi. İddianamede talep edilen maddeler dikkate alındığında, suçun temel hali için 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası öngörülürken, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması halinde yaklaşık 6 yıl 3 ay ile 17 yıl 6 ay arasında değişen hapis cezası istemi yer aldı.