Genel

İşlemleri tamamlanan Türk aktivistler ailelerine kavuştu

İsrail tarafından uluslararası sularda alıkonulan Özgürlük Filosu'ndaki Türk vatandaşları, Adli Tıp Kurumundaki işlemlerinin ardından ailelerine kavuştu.

İsrail tarafından uluslararası sularda el konulan Özgürlük Filosu'ndaki Türk aktivistler, Adli Tıp Kurumundaki işlemlerinin ardından buradan ayrıldı. Filosu içerisinde bulunan ve İsrail’in uluslararası sularda müdahalesi sonucu alıkonulan aralarında 18 Türk vatandaşının da bulunduğu 94 kişi bugün Türkiye’ye getirilmişti. Gelen grubun içerisindeki 18 Türk, sağlık kontrolü için Adli Tıp Kurumuna sevk edilmişti. Aralarında 5 mürettebat ve 13 aktivistin bulunduğu grup, Burada sağlık kontrolleri yapıldıktan sonra ifadeleri alındı. İşlemleri tamamlanan kişiler, Adli Tıp Kurumu’ndan ayrılarak ailelerine kavuştu.

"Azgın İsrail sanki bir savaş gemisine saldırır gibi tam tesisatlı olarak gemimize saldırdı"
Filoda bulunan Hüseyin Burak Baygın, "Vicdan gemisindeydik. İlerlerken korkak, azgın İsrail sanki bir savaş gemisine saldırır gibi tam tesisatlı olarak gemimize saldırdı. Burada bizim ne yaşadığımızın hiç önemi yok. Gazze'de çocukların, bebeklerin yıllardır yaşadığı yanında bizim yaşadıklarımız hiçbir şeydir. Bize tam tesisatlı olarak saldırdılar. Bunların sivillere neler yaptığını bu filolarla birlikte bütün dünya şahit oldu. Dünya ülkelerine sesleniyoruz. Gazze'deki soykırımı bitirmeniz için elinizden ne geliyorsa yapın. Bu İsrail gerçekten korkak. Hiçbir şekilde İsrail'den korkmayın. Refah sınır kapısını açın. İnşallah barışta gelmiş, bizim haberimiz inince oldu. Biz kendimiz için bir şey istemiyoruz. Sadece ve sadece Gazze'deki soykırımın son bulmasını istiyoruz" dedi.
Adli Tıp'taki işlemlerin ardından konuşan Kasım Akdağ, "Filosuyla beraber 145 aktivistle yola çıktık. Yol aldığımız esnada uluslararası sularda, 130 mil Gazze açığında ve 18 mil Mısır'a uzaklıkta işgalci rejim tarafından bir operasyonla zorla gözaltına alınarak kaçırıldık. Bu kaçırılmanın sonrasında çeşitli işkenceler gördük aslında, bunu da belirtebilirim. İşkencelerin ardından tabii ki de bu hem sözlü hem de fiziksel olarak gerçekleştirilen bir durum. Ama bunu yaptığımız için hiç pişman değiliz. Çünkü biz insanlığın vicdanının sesiydik aslında. Ve insanlığın Gazze'ye sessiz kalmadığının en büyük örneğiydik. Sumud Filosu'ndan sonra yola çıktık ve biz sivil yapılanmalar olarak oraya gazetecileri, doktorları, gıda ve tıbbi malzemeleri ve bunların yanı sırada insani yardım malzemesi taşıyorduk" diye konuştu.