LEX REX: Hükümdar kanundur

Bir ceza yargılamasında, bir suç iddiasıyla yargılanmışsınız ve beraat etmişsiniz.

Diyelim ki beş yıl sonra, beraat ettiğiniz bu suçlamadan tekrar yargılanmak ister miydiniz? Hem de Tüketici Mahkemesi tarafından?

Artık yürümeyen evliliğiniz, uzun ve yorucu bir yargılamanın sonunda, yetkili aile mahkemesinin verdiği boşanma kararı ile sona ermiş, malını mülkünüz varsa paylaştırılmış.

O da ne? Beş yıl sonra bir gün bir tebligat alıyorsunuz; eski eşiniz oturup düşünmüş, beş yıl önce verilen karar hoşuna gitmemiş, halen evli olduğunuz iddiasıyla, hem de bir vergi mahkemesine başvurmuş, mahkemede işi ciddiye alıp, size tebligat göndermiş. Vergi Mahkemesi’nde boşanma davanız tekrar görülecek.

Evinizde otururken, bir sabah kapınız çalıyor. Kapıyı açıyorsunuz, çok uzak bir ilden gelen zabıta ekiplerini karşınızda buluyorsunuz. Geçenlerde tartıştığınız bir eski dost, zabıta müdürlüğüne şikayette bulunmuş, onlar da vazifeden kaçılmaz diyerek yüzlerce kilometre yolu tepip sizi gözaltına almaya gelmişler. Yapacak bir şey yok beyefendi, kanuna saygı duyacaksınız, elimizde Devlet Su İşleri’nden verilmiş gözaltı kararı var!

Herhalde Kafkaesk bir fıkra gibi geliyor bunlar size.

Çünkü, Anayasamızı hazırlayanlar, ne olur ne olmaz diye metnin içine bir madde koymuşlar: “Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz”.

Öyle aralarda kaynamasın diye olacak, daha beşinci maddede, hem de “Egemenlik” başlığı altına.

Kanunlar, herkesin bildiği üzere, anayasanın alt basamağında bulunduğundan, Seçim Kanunumuza da, yargı gözetiminde yapılacak seçimlerin denetlemesiyle ilgili bir madde koyulmuş, zira bu seçimlere itirazlar söz konusu olabilir ve bu itirazların ciddiyetinin araştırılarak karara bağlanması gerekir. Seçim Kanunu’nun ilgili maddesi “Yüksek Seçim Kurulunun re'sen veya itiraz üzerine vereceği kararlar kesindir” şeklinde düzenlenmiş.

Özgür Çelik de, 8 Ekim 2023 tarihinde, yargı gözetiminde yapılan Cumhuriyet Halk Partisi’nin 38. İstanbul İl Kongresi’nde, İstanbul İl Başkanı seçilmiş.

İlgililer itirazlarını yapmış, itirazlar değerlendirilmiş olacak ki, 11 Ekim 2023 günü, devletin anayasayla yetkili kılınmış ilgili organı tarafından, kendisine, üzerinde isminin yazdığı ıslak imzalı mazbatası teslim edilmiş.

Kesin ve gayrıkabili rücu olarak.

Şimdi, birileri, yıllar sonra, bir mahkemeden, bu kongrenin iptalini istemiş, mahkeme de herhalde o gün elinin altında anayasa ve seçim kanunu kitapçıkları bulunmadığından, Özgür Çelik ve yönetimini görevden uzaklaştırmış. Hatta davacının tavsiye ettiği kişileri de il yönetim kurulu ve disiplin kuruluna ait yetkileri kullanmak üzere atamış.

Bizim fıkra, böylece gerçeğe dönüşmüş.

Şimdi benim Halk Partili olmayan, Halk Partisi’ne oy vermeyen yurttaşlarımıza bir sorum var:

Diyelim Cumhuriyet Halk Partisi politikalarını beğenmiyorsunuz. Hatta parti yöneticilerinden de hiç hoşlanmıyorsunuz. Peki, ucu size dokunmuyorsa -ki dokunuyor-, kanunların kişiye göre uygulanması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bir kanun devletinde mi yaşamak istiyorsunuz? Yoksa Kafka’nın Dava romanının sayfaları arasında mı?

İnsanlık, beş bin küsur yıldır yazılı kanunlar yapıyor; bunlara uymak ve uyulmasını sağlamak için.

Şimdilerde, kanunların uygulanmamasına alkış tutanlar, gün gelip kanunlar uygulandığında, sizce ne yapacaklar?