İYİ Parti Mudanya İlçe Başkanı Ersin Erdönmez'in açıklaması şu şekilde;
Son dönemde özellikle Mudanya sahillerinde Suriyeli sığınmacıların ve diğer düzensiz göçmen gruplarının topluca bulunması, sahil alanlarımızı adeta işgal eder hale gelmiştir. Vatandaşlarımızdan gelen yüzlerce şikayet, artık bu durumun tahammül sınırlarını aştığını net şekilde ortaya koymaktadır.
Açık ve net konuşuyoruz: Mudanya halkı Suriyelileri sahillerinde istememektedir. Ve biz de halkın temsilcisi olarak bu talebin sonuna kadar arkasındayız.
Belki bu açıklamamız nedeniyle birileri bizi “ırkçılıkla” yaftalamaya kalkacak. Ancak biz çok iyi biliyoruz ki mesele ırkçılık değil, ülkesine, halkına ve geleceğine sahip çıkma meselesidir.
Artık Türk milletinin sabrı sınanmakta, güvenliği ve sosyal huzuru hiçe sayılmaktadır.
İYİ Parti Mudanya İlçe Başkanlığı olarak çağrımız şudur:
Mudanya Belediyesi ve Bursa Büyükşehir Belediyesi, derhal sahillerde önlem almalı, bu toplu göçmen gruplarının sahil alanlarını kontrolsüz şekilde kullanmasının önüne geçmelidir.
Zabıta ve güvenlik güçleri, başta Güzelyalı, Tirilye ve Mudanya merkez sahilleri olmak üzere denetimleri artırmalı, kamusal alanlarımızın asli sahipleri olan Mudanya halkının huzuru yeniden sağlanmalıdır. Ayrıca Mudanya Kaymakamlığının Türk toplumunun nabzını iyi tutması gerektiğini de peşinen vurguluyoruz.
Suriye'de barışın sağlandığı, artık silahların sustuğunu sağır sultan bile duymuşken, Şam'ın düşüşü ile devrilmesinden sonra Beşşar Esat'ın Rusya'ya sığındığı, ülke bayrağının bile değiştiği, Devlet Başkanı Ahmet Şara'nın Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ile teklifsiz, randevusuz her an yüz yüze görüşebildiği bir ortamda Suriye vatandaşlarının ısrarla ülkemizde tutulması, gruplar halinde sahillerde ve toplum içinde kültürümüzle asla bağdaşmayan hal ve hareketlerle vatanın öz evlatlarına rahatsızlığın ötesinde gruplaşarak tehdit oluşturmasına müsaade edilmesi akıllarda ciddi soru işaretleri ve yakın geleceğe dönük endişeleri beraberinde getirmektedir.
Özet olarak misafirperverlikte bir yere kadar. Türk Milleti kendine yakışanı fazlasıyla yapmış çatışmadan kaçanları bugün itibarı ile 14 yıl, 3 ay, 2 hafta ve 2 gün kendi kesesinden fedakarlık ederek bakmıştır. Artık Suriyelilerin kendi vatanlarında hayati tehlikesi yoktur. Peki ısrarla Türkiye'de tutulmalarıyla, burada doğum yaparak demografik yapının akamete uğratılmasıyla ne hedeflenmektedir?
Biz kimseye düşman değiliz, ancak kendi halkının huzurunu ve güvenliğini hiçe sayan hiçbir anlayışın da karşısında susacak değiliz.
Türk halkının refahı, huzuru ve güvenliği, vatanımızın bekası her şeyden önce gelir.