Nesil?

Dalından kopmuş, milletin güneşinden, öz kültür suyundan, topraktaki köklerinden ayrılıp, kuru bir yaprak gibi rüzgâr nereye eserse oraya savrulan bir zihin, düştüğü bataklıkta yok olmaya mahkûmdur.

Nesil, bugünün gençleri, yarının emanetçileri, toplumun geleceği olan bireyler bütünlüğüdür. Evlatlarımız, kardeşlerimiz, yiğenlermiz olan nesil, ailede başlayan, mevcut eğitim sistemi içinde devam eden ve çeşitli kaynaklarla kendisini yetiştirerek bir anlayış oluşturan, anlayışıyla bireyliğini kurandır. Kendisini, kültür, ahlak, adalet ve en az bir konuda yetkinlik üzerine geliştirerek içi dolu bir birey olmayı başaran fertler, kendisinden emin, ayakları üzerinde duran, çalışıp üreten, gelişip geliştirendirler. Fikri olan ve adaletle gerçek doğrular üzerine bulunan insanlar birey olmayı başarmışlardır.

Bu sebeple, okuyan, araştıran, sorgulayan, öğrenen, adaleti ve ahlakı öncelik yapan nesil, geçmişten gelen kadim kültür üzerine saygıyla yaşayan olmalıdır. İçi boş, kültürsüz, okumayan, sorgulamayan, araştırmayan, elinde kendisinden daha akıllı telefon tutup sanal medyada gördüklerini doğru zanneden, düşünmekten yoksun, algıları kapalı, özgürlük adına ahlaksızlığı marifet sanan, ezber cümleler içinde hapis kalan cahiller topluluğunun bir ferdi kişi birey ve nesil değildir.

Sanal medya köleleri haline gelmiş nesil, insanlığını devre dışı bıkarak asla gerçek olmayan sahtelikte kaybolmuş bir halde, yaşamın içinde kendi hayatını kuramayacak hale dönüşmüştür. Oysa yaşam, tüm güzelliğiyle, tüm fırsatlarıyla mevcuttur ama kafasını kaldırıp bakmak yerine, dünyayı gözünün önüne sabitlediği ekrandan izleyen göz aslında kördür. Yaşam her yerden kendisine seslendiği halde kulağını izlediği sahte videolara açıp gerçeğe tıkayan kulak, sağırdır.

Daha iyi ve hızlı iletişim kuralım diye üretilen araç iletişimi bitiriyorsa, daha hızlı ve daha çok bilgiye kolay ulaşalım diye üretilen araç bilgisizleştiriyorsa, kültür ve eğitim alanında paylaştıkça çoğalmak ve doğruları bulmak için kurulan sistemler doğruyu, kültürü yok ediyorsa ve kullananı ahlaksız, cahil, şımarık, umursamaz, dengesiz kişiler haline getiriyorsa ve bir nesli zihinsel ve bedensel olarak tüketip yok ediyorsa bu suçtur ve suçlu bunları üreten değil kullanan değil midir? Ürün nasıl kullandığına göre etkiler kullanıcısını ve maalesef görülen köy kılavuz istemez misali nesil, teknolojiyi kendisini besleyip geliştiren yönde değil tüketip yok eden yönde kullanmaktadır. Bilinmelidir ki sanal ve yalan olan hiçbir şey insana değer katamaz. Aksine değerleri yok edip değersizleştirir.

Okumalıyız, araştırmalıyız, sorgulamalıyız. Bizim yerimize düşünüp kendi planını bizi yok etmek için dayatanların sözlerinden, görüşlerinden, doğrularından arınmalıyız. Bencilce, egoistçe, anlık tatminler yerine, tutunduğumuz sahtelikten ve menfaatlerden kurtulup, gerçek sevgi, saygı, merhamet, hoşgörüye dönüp, kültürümüze sarılıp insanca yaşamaya, kendi hayatımızı adaletle, çalışarak kurmaya, ekranı değil yaşamın kendisini seyretmeye, işitmeye başlamalı, hayatı boş şeylerle kaçırmak yerine kendimize ve yaşama anlam katmalıyız.

Ömür biticidir ve insan geriye bakıp yaşadım diyebilmelidir.