Nilüfer Çayı zehir akıyor, kimler sadece bakıyor?

BUSİAD Başkanı Buğra Küçükkayalar da Bursa’da susuzluk çekiyor, BTSO Başkanı İbrahim Burkay da…

Bursa’nın duayen iş insanı Faik Çelik de trafik çilesine maruz kalıyor, DOĞADER Başkanı Murat Demir de…

Nilüfer çayının kirliliğinden Bursa’da sebze-meyve sulayan etkileniyor da ovaya devasa tesis konduran Karesi Tekstil etkilenmiyor mu?

Hep birlikte Bursa’ysak, bu kenti korumak görevimiz değil mi?

Yeni sanayi bölgeleri, yeni nüfus artışı anlamına gelmiyor mu?

Yeni nüfus artışı yeni betonlaşmaların önünü açmayacak mı?

Bu da yeşilimizin azalmasına, susuz kalmamıza ve de Bursa’nın can damarı Nilüfer çayının suyunun azalmasına, kirlenmesine dahası yok olmasına neden olmayacak mı?

****

TUSİAD’dan sonra Anadolu’da kurulan ilk sanayici örgütü BUSİAD (Bursa Sanayiciler ve İş İnsanları Derneği), kişisel çıkarları korumak veya üyelerine rant elde etmek için değil bu kentin ortak çıkarı için önemli çalışmalar yapıyor.

Tarımın, sanayinin yarattığı sıkıntıları açık yüreklilikle ortaya koyan raporlar hazırlıyorlar.

****

Bursa Büyükşehir Belediyesi efsane başkanlarından Erdem SakerNilüfer Çayı’ raporunu açıkladı.

Sayıların üzerinde yükselen bilimsel analizler, bizzat yerinde gidip yapılan ölçümler ve de çözüm önerileriyle dört dörtlük bir sunum yaptı iş insanı derneği yöneticileri…

****

Uludağ’ın doruklarındaki pınarlardan tertemiz doğduktan sonra Bursa’nın içini 100 kilometre kat ederek, Karacabey’den zehirli su olarak denize karışan Nilüfer çayına ilişkin Başkan Buğra Küçükkayalar, Bursa’nın aort damarı nitelemesinde bulundu.

Durumun giderek kötüleştiğini belirterek, “Aort damarı tıkanırsa Bursa terk edilen bir kent olacak” dedi.

****

Açılış konuşmasının ardından BUSİAD Avrupa Yeşil Mutabakat Görev Gücü Başkanı Hüsamettin Çoban, hazırlanan raporun sunumunu yaptı.

Nilüfer Çayı’nın şehir sınırlarına girmesiyle birlikte durumun dramatik biçimde değiştiğini vurgulayan Çoban, “Doğduğu yerde tertemiz olan Nilüfer, Bursa’dan geçerken ağır baskılar altında kalıyor. Tarım, sanayi ve yerleşim faaliyetleri nedeniyle su döngüsü bozulmuş durumda. Artık kirlenmiş, hatta zehirlenmiş bir sudan söz ediyoruz” dedi.

Çoban, Nilüfer çayıyla sulanan toprağın kirlenerek tuzlanmasını biyolojik bir intihar olarak niteledi.

****

Birkaç gün önce Bursa Saati’nin açılışı (Cumartesi saat 14.00-17.00 arasında dostlarımızı bekliyoruz) için davetiye gönderdiğim Bursa Ticaret Borsası Başkanı Özer Matlı aradı.

Ülkeyle ilgili olmasa da kentle ilgili aynı duyarlılığını paylaştığım Matlı, özetle “Bursa sanayiye doydu. Bu gidişle betonlaşma nedeniyle gömülecek toprak bulamayacağız

Benzer kaygıları BUSİAD da dile getirdi. Buharlaşmanın olmaması nedeniyle yeterince yağmur-kar yağamadığını, bunun da su stresine yol açtığını belirten Hüsamettin Çoban, “Böyle giderse damacana satış yapan su firmaları da su bulamayacak” diyerek önemli bir uyarıda bulundu.

****

Toplantı sırasında, yaz döneminde yangınlar nedeniyle 3 milyon ağacın yok olduğunu, kuraklığın-çoraklığın uzun vadede havayı ısıtacağını, yağmurun-karın yağmasını daha da azaltacağını, bunun da susuzluğa yol açacağını söyledim.

BUSİAD yöneticileri ve de konuştuğum Özer Matlı ağaçlandırmanın önemine işaret ederek, üzerlerine düşeni yapmak istediklerini söylediler.

Başta Bursa Büyükşehir olmak üzere, Orman Bölge Müdürlüğü, Valilik büyük bir kampanya yapmalı, kaybedilen ormanlarımızı yeniden kazanmalıyız.

O bölgelerin imara açılmaması gerektiğinin altını çizmeye bilmem gerek var mı?

****

Ne yazık ki bu şehir kendini gün geçtikçe tüketiyor; sanayiyle büyüdük ama kirlenerek küçülüyoruz.

Betonla doyurduğumuz toprağı yağmur suyuna hasret bıraktık.

Bursa’nın dört bir yanını sanayiye açıp tarımda vahşi sulama yaparken susuz kaldık.

Daha ne olmasını bekliyoruz?

Neden bütün işi gücü bırakıp, buna çare aramıyoruz?

Neredesiniz eyyy etkili-yetkililer?