Şükriye Aci'nin avukatı Ahmet Aslan tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan şikayetten vazgeçme dilekçesinde, Şükriye Aci'nin bu olaydan kaynaklı maddi ve manevi zararının, kazaya sebep olan suça sürüklenen çocuk Timur Cihantimur'un babası Bülent Cihantimur tarafından karşılandığı belirtildi.
"Maddi ve manevi zararımız giderilmiştir"
Dilekçede, "Bu sebeple müvekkil, şüpheliler Ayşe Ceren Saltoğlu, Adem Kızıltepe, Bülent Cihantimur ve Eylem Tok'a yönelik şikayetinden vazgeçmiş olup, adı geçenlerin soruşturmaya konu olaydan ötürü yargılanması muhtemel davaya katılma talebi de bulunmamaktadır." ifadesine yer verildi.
Müştekilerin sunduğu dilekçede, “Maddi ve manevi zararımız giderilmiştir” ifadelerinin yer alması da dikkat çekti.
Oğuz Murat Aci'nin babası Özer Aci ise davadan vazgeçmediklerini söyledi.
"Kimse beni dinlemedi"
Şükriye Aci, “Kimse beni dinlemedi davanın asıl muhatabı benim” ifadelerini kullanırken kendisine yöneltilen eleştirilere “Haklıyken, haksız duruma düştüm. Bir sürü lince ve iftiraya maruz kalıyorum” diyerek tepki gösterdi.
“Tazminat davasında alacak olduğumuz paraydı”
Eylem Tok ve Timur Cihantimur hakkında şikayetini geri çekmesi için 100 milyon lira aldığı iddialarına yanıt veren Şükriye Aci, “Bu iddiaların sahibinin beklentisi bu miktar olduğu için bu miktar söyleniyor. Kesinlikle böyle olağanüstü bir paradan bahsetmiyoruz. Oğlumun ve benim hakkım olan, tazminat davasında zaten alacak olduğumuz parayı bu şekilde almış oldum” dedi.
“Davanın düşmeyeceğini biliyorum”
Sözlerini sürdüren Şükriye Aci, “Davanın da düşmeyeceğini zaten bilerek, kamu davasının devamının bilincinde olarak hem eşimin ailesi tarafından hem de psikolojik anlamda bu konu itibariyle yıpranmış olduğum için davadan bu şekilde çekilme kararı aldım. Ama kesinlikle bahsedildiği gibi bir durum yok” diye konuştu.
"Birtakım sorunlardan dolayı..."
Şükriye Aci'nin avukatı Ahmet Aslan tarafından yapılan açıklamada ise, "Şükriye Aci, kazanın ardından yaşadığı ve şimdilik teferruatıyla ifşasına gerek duyulmayan birtakım sorunlardan dolayı 1 yaşındaki oğluyla birlikte annesinin evine taşınmış, yaşamını idame ettirebilmek üzere çalışmaya başlamış ve eşini genç yaşta kaybetmenin acısı çok taze olduğu halde başkaca birçok incitici sorunla mücadele etmek zorunda kalmıştır" ifadelerine yer verildi.
Şükriye Aci'den tazminat iddiası
Açıklamanın devamında ise Oğuz Murat Aci'nin ailesine, "Bu noktada önemle vurgulamak gerekir ki 1 yaşındaki çocuğuyla birlikte olayın en büyük mağduru olan Şükriye Aci, bu kazadan kısa süre sonra kendisinin ve çocuğunun hakları, duygu ve düşünceleri dikkate alınmaksızın ve kendisine hiçbir gelişmeden haber verilmeksizin tazminat pazarlıkları yapıldığını somut delilleriyle öğrenmiş, bu aşamadan sonra hem şahsının hem de oğlunun haklarını korumak üzere kendi başına hukuki mücadele verme yolunu tercih etmiştir" ifadeleriyle dikkat çeken bir suçlama yöneltildi.
“Oğlumun kanını kaça sattılar?”
Oğuz Murat Aci’nin babası Özer Aci ise gelini Şükriye Aci’ye, “Herkes kendi bacağından asılır. Hiçbir zaman davamdan vazgeçeceğim demiyorum. Kırmızı çizgim davamdır. İstanbul’u verseler neyleyeyim. Benim oğlumun kanından beslenirseler zehir zıkkım olsun. Kim beslenirse. Benim oğlumun kanını kaça sattılar, çıksınlar açıklama yapsınlar. Yazıklar olsun” ifadeleriyle tepki göstermiş, genç kadına suçlamalar yöneltmişti.
Şükriye Aci’nin avukatı Ahmet Aslan aracılığıyla yaptığı açıklama ise şöyle oldu:
"Yetkililere teşekkür ederiz"
01.03.2024 tarihinde Eyüpsultan İlçesi Mithatpaşa Mahallesi Davutpaşa Caddesi civarında meydana gelen trafik kazasında vefat eden merhum Oğuz Murat Aci’nin eşi Şükriye Aci ile aynı kazada yaralanan 4 kişinin şikâyetinden vazgeçtiklerine dair medyada yer bulan yorum ve tartışmalar dikkate alınarak, kamuoyunun doğru bilgi almasını sağlamak üzere açıklama yapma gereği hâsıl olmuştur. Öncelikle mezkûr kazanın gerçekleşmesinin ardından derhal harekete geçen adli makamlar ve kolluk ekipleri ile yurt dışında bulunan şüphelilerin yakalanıp ülkemize iadesi noktasında etkili girişimlerde bulunan Adalet Bakanlığı yetkililerine ayrı ayrı teşekkür ederiz.
"Sorunlardan dolayı annesinin evine taşındı"
Adli sürecin bundan sonra da aynı hassasiyet ve hakkaniyetle yürütüleceği hususunda tereddüt duymamaktayız. Şükriye Aci, kazanın ardından yaşadığı ve şimdilik teferruatıyla ifşasına gerek duyulmayan birtakım sorunlardan dolayı 1 yaşındaki oğluyla birlikte annesinin evine taşınmış, yaşamını idame ettirebilmek üzere çalışmaya başlamış ve eşini genç yaşta kaybetmenin acısı çok taze olduğu halde başkaca birçok incitici sorunla mücadele etmek zorunda kalmıştır.
"Pazarlık yapıldığını öğrendi"
Bu noktada önemle vurgulamak gerekir ki 1 yaşındaki çocuğuyla birlikte olayın en büyük mağduru olan Şükriye Aci, bu kazadan kısa süre sonra kendisinin ve çocuğunun hakları, duygu ve düşünceleri dikkate alınmaksızın ve kendisine hiçbir gelişmeden haber verilmeksizin tazminat pazarlıkları yapıldığını somut delilleriyle öğrenmiş, bu aşamadan sonra hem şahsının hem de oğlunun haklarını korumak üzere kendi başına hukuki mücadele verme yolunu tercih etmiştir. Müvekkilin bu olayları öğrenmesine vesile olan somut deliller, hakkındaki asılsız ve incitici iddiaların hukuki sınırlar aşılarak sürdürülmesi halinde, ilgisine göre kamuoyunun ve/veya resmi makamların takdirine sunulacaktır.
"Tazminat talepleri karşılanmıştır"
Yaşanan kazaya dair ceza soruşturmalarının sürdüğü ve kazada yaralanan kişiler ile Şükriye Aci tarafından maddi ve manevi tazminat davası açma hazırlığı yapıldığı esnada, hakkında işlem yapılan ve yurt dışında tutuklu olduğu bilinen suça sürüklenen çocuğun ailesi tarafından kazadan kaynaklı zararları giderme girişiminde bulunulması üzerine, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35/A maddesi hükmü çerçevesinde yürütülen müzakereler neticesinde uzlaşmaya varılmış ve mağdurların maddi ve manevi tazminata ilişkin talepleri karşılanmıştır.
"Haklarını temin etmekten ibarettir"
Hâlihazırda Şükriye Aci ve kazada yaralanan dört kişi, avukatları aracılığıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe sunarak şikâyetlerinden vazgeçmişlerdir. Özellikle belirtmek gerekir ki soruşturmaya konu suçların takibi şikâyete bağlı değildir ve adli süreç hem savcılık hem de ceza mahkemesince yapılacak hukuki vasıflandırma doğrultusunda devam edecektir. Netice itibarıyla, küçük çocuğuyla birlikte yaşama tutunmaya çalışan ve acısı hala çok taze olan müvekkilin yaptığı, tamamen kanuni sınırlar çerçevesinde haklarını temin etmekten ibarettir.
"Hukuki yollara başvurulacak"
Bu gelişmenin “müvekkilin hâlihazırda çok iyi yaşamsal şartlara sahip olduğu, son model arabaya bindiği, şahsi ve ailevi açıdan her şey mükemmel olduğu halde para hırsıyla böyle davrandığı” vb. gerçekdışı iddialar ve hukuki hakkı olan hayat sigortası ödemeleri lütuf gibi dile getirilerek yapılan aldatıcı yorumlar eşliğinde kamuoyuna sunulması, art niyet eseridir. Son olarak, bilhassa sosyal medyada, bu elim kaza sonucu henüz 28 yaşındayken eşini kaybeden ve 1 yaşındaki çocuğuyla birlikte yaşam mücadelesi veren müvekkilimizin kendine özgü şartları bilinmeksizin yapılan incitici ve/veya tahkir edici yorumların sahipleriyle ilgili gerekli hukuki yollara başvurulacaktır.