Bursa

Osmangazi Belediye Başkanı Aydın: İlçenin en büyük sorunu kentsel dönüşüm

Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Bursa’nın dinamik, yeni ve ‘Özgür Sesi’ Bursa Saati’ne hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Başkan Aydın, ziyareti esnasında keyifli bir sohbetin ardından sorularımıza yanıt verdi.

HABER: MAHMUT VURAL

Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Bursa’nın ‘Özgür Sesi’ olarak yola çıkan ve dinamik medyası Bursa Saati’ne hayırlı olsun ziyareti gerçekleştirdi. Ziyarette Başkan Aydın, Bursa Saati Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Akaltun, Genel Yayın Yönetmeni Aysın Komitgan, Yayın Kurulu Başkanı Yüksel Baysal, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Sema Aygın ve ekibimizden Bursa Saati Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Elif Bayrık, Muhabir Mahmut Vural ve Sosyal Medya Sorumlusu Ebru Çakıcı ile keyifi bir sohbet gerçekleştirdi.

Ardından Başkan Aydın, sorduğumuz sorulara şu şekilde cevap verdi:

OSMANGAZİ’YE BAĞLI KÖYLERDE TARIM ÜRÜNLERİNDE MARKALAŞMA HEDEFİNİZ VAR MI?

Osmangazi Belediye Başkan Aydın, “Biz dağ köylerine Gazi Tarım A.Ş’yi kurduk. Osmangazi’nin Gazi’si ile Mustafa Kemal Atatürk’ün Gazi’sini birleştirdik. 3 ila 4 pilot köy belirledik. Ahududu, yaban mersini çilek ve böğürtlen gibi ormansı meyvelerden vereceğiz. Özel cinsleri vereceğiz. Bunu derken ne demek istiyoruz? Hem köylü ve çiftçi orada yetiştirirken onlara bilgi, eğitim ve yetiştirme desteği vereceğiz. Yetiştirdikten sonra da her şeyden önemli olan satış desteğini vereceğiz. Yurt dışı ihracatı yapabilecekleri ürünler olacak ve sertifikalı alacaklar. Mesela Tarım ve Orman Bakanlığı, 3 sene önce hibeli olarak ücretsiz şekilde Aronya dağıtmış. Biz dağıtımı yapılan yerlere gittik. Toplamamışlar, toplayamamışlar. Çünkü toplama maliyeti ve satış olmadığı için bedava olan fidanı dahi satışa sürememişler. Neden? Çünkü kurtarmıyor. Burada sadece fidan dağıtmakla iş bitmiyor. İlk olarak bunun satışını yapabileceğiniz sertifikalı fidan dağıtmanız, üretim yaparken destek vermek ve en önemlisi de ürettikten sonra satış yapabilmeleri için destek vermek gerekiyor. Biz 3 köyde bunu başlatıyoruz. Fidan dağıtımlarımıza başladık. Bu 3 köy Soğukpınar, Yiğitali ve Çaybaşı olacak. Bu projeye çok büyük girmek istemedik. Hem maaliyeti açısından hem de başarı oranını görmek açısından önce pilot olarak bakalım istedik. Bu ormansı olarak nitelendirdiğimiz meyveler çok büyük alanlar gerektirmiyor. Geçen sene Yaban Mersini’nin kilosu 200 TL’den satıldı. Bugün 250-300 TL arasında konuşuluyor ve direkt ihracatı olan bir üründür. Ancak pazarlamada köylü toplayamıyor çünkü süresi var. Tüccarda gelip fiyatı öldürüp köylünün elinden malı alıyor. Herkesin dededen kalma bir yeri var. Öyle büyük araziler yok. Bunu yapıp Bursa’da çalışma hayatına devam edip sadece hafta sonu bununla ilgilense ki zaten bu bitkiler aşırı bakım isteyen veya emek isteyen ürünler değil. Hatta biz saksıda üretmeyi hedefliyoruz. Bir damla sulama sistemiyle sene birkaç aylık emekle her bir aileye yıllık ortalama 300 bin TL ila 500 bin TL katkı sağlayabilecek ürünler olacak. Bunu başlattık, başarılı olursak tüm dağ köylerine yayacağız.

OSMANGAZİ’DE KENTSEL DÖNÜŞÜMLE İLGİLİ GEREKLİ ADIMLAR ATILIYOR MU, BİR KENTSEL GERİ DÖNÜŞÜM DESTEĞİ ALINACAK MI?

Biz Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile konuştuk. Osmangazi’de 1-2 yerimiz hazır. Hemen başlayacak durumdayız. Buralar Çiftehavuzlar ve Kanalboyu olacak. Ancak orada da şöyle bir sıkıntı yaşıyoruz: Ben Bakan Kurum ile görüştüğümde telefonu yanımda açarak İstanbul’da Marmara Kentsel Dönüşüm Genel Müdürüne talimatı veriyor. Ben Eylül’de ve Aralık’ta görüştüm. Burada projeyi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile yapmamız gerekiyor. Çünkü 2 bin 200 metrekaresi bakanlığa, 2 bin metrekaresi belediyemize ve geri kalan 6 bin metre karede vatandaşlarımıza ait. Biz 3-4 alternatif çıkartıp gönderdik. Bakan Kurum’un demesine rağmen Marmara Kentsel Dönüşüm Genel Müdürlüğü’nü aşamadık. Orası o kadar büyük bir alan değil zaten 286 daireden oluşuyor. İlk geldiğimizden beri görüşebiliyor olsaydın sanırım ilk kabaları çıkmıştık. Bu kadar hızlı ilerleyebileceğimiz bir proje ve her şeyi hazır. Bakan Kurum biz ne istersek yaptı ve ben şahsım adına kendisine teşekkür ediyorum. Ama dediğim gibi aşağıdaki bürokrasiyi aşamadık. Yine bizim Soğukkuyu Mahallesi’nde baya ilerleme kaydettik. 2 hafta önce de 5 mahallenin komple planları iptal oldu. Biz de zaten itirazımızı mahkemeye yaptık. Panayır Mahallesi’nde kentsel dönüşümle ilgili planlarımız vardı iptal oldu. Yine Alacahırka Mahallesi’nde çok güzel kentsel dönüşüm taslağı çalıştık. Arkadaşlar 3 aydır çalışıyordu ve hafta sonu bana da bir sunum yaptılar. Alacahırka Mahallesi, hem deprem açısından en değerli yer, hem de Uludağ’a açılan yolların düzenlenmesi açısından çok önemli.

Bursa Saati (@bursa.saati)'in paylaştığı bir gönderi

MAHALLE SAKİNLERİ, METRUK BİNALARIN MADDE BAĞIMLILARI TARAFINDAN YOĞUN ŞEKİLDE KULLANILMASINDAN ŞİKAYETÇİ. BU KONUDA NE GİBİ ÖNLEMLER ALIYORSUNUZ YA DA PLANLIYORSUNUZ

Biz çok fazla metruk bina yıkıyoruz ama sorunlar oluyor. Bir sahibi var mı, mirasçısı var mı varsa sağ mı değil mi? Bunlara bakmanız gerekiyor. Encümen kararı alıyoruz ama bazılarına itirazlar geliyor. Ama sahipsizse ve mirasçısı yoksa tehlike de arz ediyorsa biz zaten gidip yıkıyoruz. Ama Bazen Anıtlar Kurulu’nun onayı gerekiyor. Öyle metruk bina diyerek gidip yıkamıyoruz. Bize gelen taleplerin hepsini değerlendiriyoruz ve yüzde 90’ını yıkıyoruz. Ama bazen de kat sahibi yıkım maliyetini ödemek istemiyor ve o zaman iş biraz tıkanıyor. Zaten sahipsizse durumu yok diyerek yıkıyoruz. Onay almadığınız takdirde iş hukuki boyuta gidiyor ve bizim başımıza iş açılıyor.

TAHTAKALE MAHALLESİ VE ARAP ŞÜKRÜ SOKAĞI GİBİ TARİHİ YERLER ESKİ CAZİBESİNİ KAYBEDEREK TİCARİLEŞTİ. OSMANGAZİ BELEDİYESİ’NİN BU TARZ YERLERLE İLGİLİ NE GİBİ PROJELERİ VAR?

Biz orada Köylü Pazarı’nı açmak için yeniden proje yaptık ama o da Anıtlar Kurulu onayını bekliyor. Daha sonra Anıtlar Kurulu’ndan 2011 yılında Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafında onaylanan bir proje geldi. Büyük ihtimalle onayları olursa Köyle Pazarı’nı orada yeniden hayata geçireceğiz. Tahtakale Mahallesi ile ilgili bizim bir mimar arkadaşımızı işe başlattık ve Tahtakale’yi tek başına çalışmış. Dolayısıyla çalışıyoruz ama Anıtlar Kurulu’yla tarihi yerler çok ağır ilerliyor. Tahtakale’de DAĞDER Binası’nı yaparken de 2 yıl sadece projeleri ile2 yılda bina ile uğraştık. Toplamda 4 yılda bitti. Eğer buradan da onay çıkarsa bazı yerleri trafiğe kapatılarak, bazı yerleri kamulaştırarak bazı yerleri de açarak köyle pazarını aktif hale getireceğiz. Çünkü Tahtakale’nin böyle hafif arkalarında İstanbul Beyoğlu gibi sokaklar oluşmuş. DAĞDER Binası’nı Tahtakale’ye taşıdığımızdan beri olarak çok iyi bilirim. Biz Kavaklı Caddesi’ndeki 2 binayı da yıktık. Orada daha yapmadan proje ödülü aldık. Surları sağlamlaştırıyoruz ve projelerine başladık. Oraya bir çay, kahve ve lavabo ihtiyacını karşılayacak bir yer, bir yer altı müzesi ve ardından da asansörle Üftade Seyir Parkı’na çıkacak bir projemiz var. Orası da bittiğinde turistlerin gelmesi açısından çok güzel bir yer olacak. Hafta sonu artık oralara gittiğiniz zaman yürüyemiyorsunuz. Arkeopark’ı bu yaza bitirmeyi hedefliyoruz. Sonuna yaklaştık. Açılınca orada 3 bin yıllık Roma mozaikleri var. Bir kısmı çalışmış lakin hala korunabilecek yerleri var. Onun yanında 2 tane kendi binamız var. Onlarında restorasyonlarına başladık. Oranın da çalışmalarını tamamlayınca farklı bir destinasyon merkezi olacak. 500 bin metre karelik bu Hisar Bölgesi, bizim ‘Old City’ dediğimiz bir yer olacak.

BELEDİYE BAŞKANLIĞI DÖNEMİNİZDE İSTEDİĞİNİZ HEDEFLERE ULAŞABİLİYOR MUSUNUZ, YOKSA SİZİ SINIRLAYAN DIŞ ETKENLER OLUYOR MU?

Bizim yapı itibarıyla sınırlama diye bir olayımız yok. Biz engelleri aşıp çözüm üretmek için odaklandık. 1 yılda 19 açılış, 8 temel atma gerçekleştirdik. En azından belediyecilikte bunlara bakılır. Bilboardlara sadece rakamları koyduk. Bunun yanında bize ‘seçilince ne yapacaksınız?’ dediklerinde de ‘anlayışı değiştireceğiz’ dedik. Bizim mega projemiz veya çok büyük projelerimiz yok. Biz anlayışı değiştirip, burada yaşayan insanların kentte yaşamaktan mutlu ve kenti sahiplenen bir şehir yaratmak istedik. Bu kapsamda, özellikle gençler, çocuklar ve kadınlara yönelik kültürel ve sanatsal etkinlikleri gözle görülür şekilde artırdık. Bu anlamda da Hasan Ali Yücel Kütüphanesi’ni ve İsmail Hakkı Tonguç Kütüphanesi’ni açtık. Sırada Yaşar Kemal Kütüphanesi var. Bunlarla da bir yandan dönüşüm yapma hedefiyle devam ediyoruz. Çünkü insanlarda biz iyiyi veya güzeli verdikten sonra ‘ben almayayım’ diyen yok. Bu durum sunup, sunmamakla alakalı. Zaten sunduğumuzda da kütüphanelerimiz tamamen dolu. Çocuklar sabahtan geliyor, yukarıda bulunan Genç Kafe’de piyasanın 3’te 1’i fiyatına kahvesini alıyor. Karnı acıkırsa Kent Lokantası’ndan 80 TL’ye 4 çeşit yemeğini yiyor. Enteresan tarafı oraya gençler kadar emekliler de geliyor. Çok fazla Dünya Klasikleri kitaplarını ödünç alıp okuyup geri getiriyorlar. İsmail Hakkı Tonguç Kütüphanesi de bağış kütüphanemiz ve sürekli bağış alıyoruz. Dolayısıyla bunların iyi bir proje olduğunu gördük. Mesele sadece temel atmak veya açılış yapmak bina yapmak değil. Biz kendimizi anket anlamında da başarılı görüyoruz.

HEDEFİNİZ BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI MI?

Bizim hedefimiz işimizi iyi yapmak. Bizim hayattaki her zaman tek hedefimiz bulunduğumuz yerde bulunduğumuz konumda o görevin hakkı vermektir. Siyasette, Türkiye’de 1 gün sonra ne olacağını bilmeden 4 yıl sonrasının hesabını yapmak hem doğru değil hem de gerçekçi değil. Ben bu siyasi tecrübeyi yaşamış biriyim. 2023 seçimlerinde kendimizi yüzde yüz görürken kapının önünde bulduk. O yüzden bunları ben çok gereksiz görüyorum. Bunların hayalini siyasette kuran ve hedefleyenler de olur. Ama gerçekçi olan bugünü en iyi şekilde yapmaktır. Bulunduğunuz görevi layıkıyla yapmaktır. 4 yıl sonra önümüze ne gelir veya ne gelmez bilemeyiz. Ama ben bugünden ‘Büyükşehir’e adayım’ gibi bir derdim, açılamam ve niyetimde yok. İster miydim? Zamanı gelince düşünürüm. Çünkü gerçekten 4 yıl sonrasını ben hiç göremiyorum 4 ay sonrasını da kestiremiyorum. Benim gördüğüm bütün şartlar, ülkenin gidişatıyla bir erkem seçim olacak.

Bursa Saati (@bursa.saati)'in paylaştığı bir gönderi

BURSA’DA CHP’Lİ 5 BELEDİYE BİRLİK İÇİNDE ÇALIŞABİLİYOR MU?

Tabi birlikte çalışabilme işi iyi, hem paylaşım açısından hem de verimliliği ile sinerjiyi artırması açısından doğru bir yöntem. Ama bunu sağlayacak olan il başkanıdır. Yani il Başkanı toplayacak. Tabi ki topladı, toplamadı diyemem. Bu koordinasyonu sağlayacak. Herkesin neticede bütün işlerinin yarısı Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde. Yani sizin Osmangazi’de yaptığınız bir plan veya iş tek başına bitmiyor. Büyük Şehir ’inde onayı gerekiyor. Dolayısıyla koordine olmak gerekiyor. Bunları yaptık mı, yaptık. 5-6 sefer toplandık. Sadece 1-2 aydır toplantı olmuyor.

HAMİTLER HAYVAN BARINAĞI’NDAKİ HAYVAN KATLİAMINA İLİŞKİN ÇIKAN HABERLERDE AMAÇ NEYDİ, NEDEN ÇIKTI?

Biz zaten o konuyla ilgili idari soruşturma başlatmıştık, savcılığa suç duyurusunda bulununca adli soruşturma da başladı. Çalışan arkadaşlarımızın yapmaması gereken hatalar yaptığını tespit ettik. İşine son verilen personelimizin çıkardığı bu tarz iddialar kesinlikle gerçeği yansıtmıyor. Ayrıca hayvan barınağımız gerçekten çok güzel. Biz devraldığımızda da öyleydi. Göreve gelir gelmez Veterinerlik Fakültesi’yle protokol yaptık. Şu ana kadar 700’e yakın kısırlaştırma ve ameliyat tedavisi yapıldı. Daha sonra Bursa Veteriner Hekimler Odası ile özellikle hayvan sahiplendirmeyle ilgili protokol imzaladık. Çünkü artık devamlı yeni yasadan kaynaklı hayvanları orada barındırmak hem yer alanı olarak hem de maliyet olarak çok kolay değil. 153 bin metre karelik bir alanın daha protokolü bitti. Onayı bekliyoruz. Türkiye’de belki de bir ilçe belediyesi olarak 280 bin metrekare hayvan barınağı yapan tek ilçeyiz. Zaten bittiğinde öyle bir sorunumuzda kalmayacak. Çükü eski yasa ‘Sokak hayvanlarını al barınağa, tedavisini yap, kısırlaştır ve bulduğun yere geri bırak’ Şimdi ise ‘Al, tedavi yap, kısırlaştır ve kendin bak’ Şimdi bu sokak hayvanları nüfusu ortalama nüfusun yüzde 5’i gibi hesaplanıyor. Bizde 900 bin nüfusun yüzde 5’i 45 bin yapar. 45 bin sokak hayvanını hiçbir yere sığdıramazsınız. Bursa için baktığınızda 3 milyon 500 bin deseniz 175 bin yapar. Mümkün değil. Biz o yüzden çok önceden 7-8 aydır bu girişimleri başlattık. Bakanlık onayıyla da son aşamaya geldi. 153 bin metre kare daha yaptığımızda bizim en azından 4-5 sene bir sıkıntımız kalmayacak. Makamda sahiplendiğimiz Mars ve Fıstık adında 2 tane kedimiz var. Benim evimde de 20 yıl baktığım bir köpeği var. Bizim hayvanlara bakışımız zaten en üst seviyede iyi ama böyle üzücü durumlar tabi ki yaşanıyor. Biz onlarla ilgili zaten soruşturma başlattık.