Sağlık

“Sahte Kanser İlacı Skandalı” CHP'li Pala’dan önerge

CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala, İstanbul’da düzenlenen ve kamuoyunda “HÜCRE-10” olarak bilinen operasyonda piyasa değeri yaklaşık 2 milyar TL’yi bulan 5 milyon adet sahte kanser ilacının ele geçirilmesi üzerine, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun yanıtlaması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yazılı soru önergesi verdi. Şubat ayında verilen önergeye Bakanlık tarafından henüz bir yanıt verilmedi.

Prof. Pala, 2019’da Sosyal Güvenlik Kurumu’nun yurt dışından temin ettiği lösemi ilacı ICLUSIG’in sahte çıktığını; tabletlerin etkin madde yerine basit ağrı kesici içerdiğinin laboratuvar raporlarına yansıması üzerine Sağlık Bakanlığı’nın suç duyurusunda bulunmak zorunda kaldığını hatırlatarak, “Aradan altı yıl geçti; sistemde köklü iyileştirme yapılmadığı için bugün aynı trajediyi konuşuyoruz” dedi.

Milletvekili Pala’nın önergesi, HÜCRE-10 dosyasını bütün yönleriyle aydınlatmak amacıyla Sağlık Bakanlığı’ndan şu başlıklarda ayrıntılı bilgi talep ediyor:

Operasyonda yakalanan şüphelilerin sahte ilaçları tam olarak hangi depolar, dağıtım kanalları ve çevrimiçi ağlar üzerinden hastanelere, eczanelere ya da yetkisiz aracılara sevk ettiklerinin açıklanması; bugüne dek bu sahte ürünlerin kaç parti halinde, hangi kamu veya özel sağlık kurumuna ve toplam kaç hastaya ulaştığının tespit edilmesi; ele geçirilen ilaçların içerik analizlerinin tamamlanıp tamamlanmadığı ve sonuçların, etkin madde eksikliği, toksik kalıntı ya da mikrobiyolojik kontaminasyon gibi riskler bakımından ne gösterdiği; sahte ilaçların sahaya sızmasını engellemeyi amaçlayan barkod-tabanlı İlaç Takip Sistemi (İTS) ile gümrük denetimlerinin neden yetersiz kaldığı, sistemde hangi teknik veya hukuki boşluklardan yararlanıldığı; mağdur hastalar ile yakınlarının tanı, tedavi ve hukuki süreçlerinde desteklenmesi amacıyla danışmanlık veya bilgilendirme programlarının yürütülüp yürütülmediği.

Prof. Pala: Şeffaflık Olmazsa Güven de Olmaz

Prof. Dr. Kayıhan Pala acil eylem çağrısında bulundu:

“Kanser hastalarının ilaçlarının taklit edilmesi, sadece bir dolandırıcılık değil, hayatlara kast eden organize suçtur. İlaç Takip Sistemi gümrükler, dağıtım firmaları ve hastane eczaneleri arasındaki zincirde nerede kopuyorsa, orası kamusal denetimin zafiyet noktasıdır. Bakanlık bu zafiyeti ayrıntılı olarak tüm bileşenleriyle ortaya koymak zorundadır; aksi halde kronikleşen ‘sahte ilaç sendromu’ sağlık sisteminde derin bir yara açmayı sürdürecektir.”

Kapsamlı Reform İhtiyacı

Pala, sahtecilikle mücadelede dışa kapalı yaklaşımın terk edilmesini, tüm verilerin kamuoyuna açıklandığı bir ilaç şeffaflık programı uygulanmasını önerdi. Ayrıca uluslararası ilaç denetimlerinin sıklaştırılması, yüksek fiyatlı onkoloji ilaçlarının yerlileştirme programı ile ithal bağımlılığının azaltılması ve yasal yaptırımlarla sahtecilik motivasyonunun zayıflatılması gerektiğini ekledi.

Basın kuruluşlarını, sağlık çalışanlarını ve hasta derneklerini Bakanlıktan gelecek yanıtları izlemeye çağıran Pala, “Sağlık sistemine güven kökünden sarsılmış durumdadır; kanser hastalarının haklarını aramak ve haksızlığa yol açanlardan hesap sormak için uğraşımızı sürdüreceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.