Eğitim

Sayıştaş raporları Bakan Tekin'in yalanını ortaya çıkardı!

Göreve geldiği günden beri öğretmen düşmanı uygulamaları ve eğitimi niteliksizleştirici politikalarıyla gerici, piyasacı eğitim modeli Maarif’in mimarı, tarikatların yol arkadaşı Bakan Tekin temizlenmeyen okullar ve ihtiyaç duyulan yardımcı personel konusunda da halka açıkça yalan söylemiştir.

Eğitim-İş Genel Özlük-Hukuk ve TİS Sekreteri Yeliz Toy, yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer vermiştir:

"Sayıştay’ın Eylül 2025’te yayımladığı Milli Eğitim Bakanlığı 2024 Yılı Denetim Raporunda ‘’Yardımcı Hizmetler Sınıfı personel sayısı 30 bin 433’’ olarak tespit edilmiştir.

Bakan Tekin’in geçtiğimiz yıl okulların hazır olmadan eğitim öğretime başlaması ve yardımcı hizmetli personelin bulunmaması nedeniyle kamuoyundan gelen tepkiler üzerine yaptığı açıklamalarda ve yine Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan resmi açıklamalarda okullarda hali hazırda 49 bin 578 kadrolu temizlik görevlisi olduğu bildirilmişti. Oysa Sayıştay’ın 2024 raporları bu sayının doğru olmadığını açıkça ortaya koymuştur.

O halde Bakan Tekin’e bir kez daha soralım: Sayıştay raporlarında 30 bin 433 olarak tespit edilen, sizin ise 49 bin 578 dediğiniz yardımcı personel sayısı arasındaki fark nedir? Kayıp yaklaşık 20 bin personel nerededir?

Üstelik rapordaki 30 bin personelin okullarda temizlik görevlisi olarak çalışmadığı, neredeyse tamamına yakınının İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinde eksik olan memur kadrosu yerine görevlendirildiği gerçeğini de göz önüne alırsak 60 bin 487 devlet okulunun her birine bir yardımcı personel dahi düşmemektedir. Milli Eğitim Bakanlığı kamusal görevini yerine getirmemekte, öğrencileri temizlenmemiş dersliklere, kirli tuvaletlere mahkum etmektedir. Bakan Tekin açıkça suç işleyerek halk sağlığını tehlikeye atmaktadır.

Yine Sayıştay Raporunda tespit edilen diğer kusur ve ihmallere baktığımızda durum değişmemektedir.

Milli Eğitim Bakanlığı Hiçbir İç Kontrol Riski Belirlememiştir

Risklerin belirlenmesine yönelik herhangi bir çalışma yapılmamıştır. İdarece belirlenen risklerin kabul edilebilir düzeye indirilmesine yönelik kontrol faaliyetleri belirlenmemiştir.

Geçici Kabulü Yapılan Okul Binaları İlgili Maddi Duran Varlık Hesabına Kaydedilmemiştir

Geçici kabulü yapılan binaların neden maddi varlık duran hesabına aktarılmadığı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanmalıdır.

Kamulaştırmaya İlişkin Harcamalar Arazi ve Arsalar Hesabında Muhasebeleştirilmemiştir

Yapılan incelemede, il müdürlüklerince kamulaştırmaya yönelik harcamaların arazi ve arsalar hesabında muhasebeleştirildiği, henüz tahsis işlemi yapılmamış arsalar için yapılan ve değer artırıcı harcama niteliğinde de olmayan harcamalar için sermaye hesabının çalıştırılmadığı, dolayısıyla da mali tablolarda gerek varlık gerekse yükümlülük bakımından kurumun tahsisli arsa kayıtlarının gerçek durumu yansıtmadığı, kuruma tahsisli arsa tutarının ilgili hesabın borç bakiyesinden çok daha düşük tutarda olduğu, hatta bazı illerde arazi ve arsalar hesabının yüksek tutarda borç bakiye vermesine rağmen kuruma tahsisli hiçbir arsanın bulunmadığı görülmüştür.’’

Milli Eğitim Bakanı, Sayıştay tarafından yapılan bu tespitlerin becesiksizlik mi yoksa herhangi bir kayırma mı olduğunu açıklamalıdır.

Kıdem Tazminatı Karşılıkları Eksik ve Hatalı Hesaplanmıştır

Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatlarında, ilgili mevzuatı uyarınca hesaplanıp ödenen kıdem tazminatlarının ihtiyatlılık ilkesi gereğince karşılıklarının ayrılmasında ve dönemsellik ilkesi gereğince muhasebeleştirilmesinde eksikliklerin bulunduğu görülmüştür.

Yapılan incelemede, Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatlarında iş hukuku kapsamında istihdam edilen personele ödenmesi öngörülen kıdem tazminatı tutarları için ayrılması gereken karşılıkların tam ve doğru hesaplanmadığı, 472 kodlu hesabın gerçek durumu yansıtmadığı, izlenen dönemde ödenmesi öngörülen tutarların da dönem sonunda değil de ödeme anında 372 kodlu hesaba alındığı görülmüştür.’’

Bu tespitten anlaşıldığına göre; Milli Eğitim Bakanlığı personeline ödenmesi gereken kıdem tazminatları doğru hesaplanmamıştır. Bakanlık, hangi personele ne ölçüde hatalı tutar yatırıldığını açıklamalı ve derhal eksik ödenmeler tamamlanmalıdır.

Döner Sermayeli Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabının Gerçeği Yansıtmamaktadır

Bakanlığın döner sermayeli kuruluşlara ilişkin yatırdığı sermayeleri muhasebe kayıtlarında doğru ve gerçekçi rakamlarla izlemediği görülmüştür.

Diğer taraftan, 31.12.2023 tarih 8050 Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde okul ve kurumlarda faaliyetlerine devam eden döner sermayeli işletmelerin sermayesinin 1.000.000.000 Türk Lirasına çıkarılmasına karar verildiği görülmüştür. Bu karar sonrasında, yukarıda verilen mevzuat hükümleri çerçevesinde Bakanlık tarafından 242 Döner Sermayeli Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabı borçlu, 247 Sermaye Taahhütleri Hesabının alacaklı çalıştırılarak kayıt yapılması, sonrasında döner sermayeli kuruluşlarının karının üçte biri sermayeye eklendikçe 247 Sermaye Taahhütleri Hesabı 600 Gelirler Hesabı ile karşılıklı çalıştırılarak kapatılması gerekirken, söz konusu kayıtların yapılmadığı dolayısıyla sermaye artırımının muhasebe kayıtlarında izlenmediği yapılan incelemeler sonrasında tespit edilmiştir.

Bununla beraber, Bakanlığın mali tablolarının incelenmesi neticesinde 242 Döner Sermayeli Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabına son 10 yılda enflasyon düzeltmesi kaydı haricinde hiçbir muhasebe kaydının yapılmadığı, dolayısıyla Bakanlığın döner sermayeli işletmelerin sermayesini mali tablolarda doğru ve gerçekçi rakamlar ile izlemediği anlaşılmıştır. 2024 yılı mali tablolarında ilgili hesaplar hatalı olarak raporlanmıştır.’’

Bu demek oluyor ki; 1.000.000.000 liranın kaydı tutulmamıştır. Bakan Tekin bu paranın nereye harcandığını açıklamalıdır.

Beceri Eğitimi Yaptırmayan İşletmelerden Mesleki Eğitime Katılma Payının Tahsil Edilememiştir

Bakanlık, beceri eğitimi yaptırmayan işletmelerden mesleki eğitime katılma payını tahsis etmemiştir. Kimler kayırılmıştır? Hangi işletmelerdir? Kamu kaynaklarını korumayan görevliler hakkında gerekli işlemler yapılacak mıdır?

Araştırma ve Geliştirme Birimlerinde Görev Alanlar Gerekli Nitelikleri Taşımamaktadır

Yapılan incelemede, il milli eğitim müdürlüklerindeki AR-GE birimlerinde görevlendirilen personel içerisinde alanlarına ait konularda hizmet içi eğitim almamış kişilerin bulunduğu, bazılarının proje hazırlama ve uygulama tecrübesine sahip olduklarının belgelenmediği ve gerekli dil şartına sahip olmadıkları tespit edilmiştir.’’

Kayırmacılık ve torpilin adeta kurumsallaştığı Milli Eğitim Bakanlığında yeterli şartları taşımadığı halde AR-Ge adı altında kimler görevlendirilmiştir. Daha önce yönetici atama süreçlerinde, öğretmen atama mülakatlarında görüldüğü gibi Milli Eğitim Bakanlığı yandaşlık ve yetkili sendika eliyle torpile hız kesmeden devam etmektedir. Pek çok İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinde yandaş yetkili sendika yöneticileri Özel Büro adı altında Milli Eğitim’de istihdam edilirken bir taraftan da Sayıştay tarafından görevlendirmelerdeki, usulsüzlük delilenmiştir. Bakan Tekin ve Milli Eğitim Bakanlığı yandaş koruma ve kayırmada tescillenmiştir.

Yapım İşlerinde Yapı Denetim Görevlisi Tarafından Yerine Getirilmesi Gereken Görevlerde Eksiklikler Bulunmaktadır

Yapılan incelemede, il milli eğitim müdürlüklerince gerçekleştirilen yapım işlerinde şantiye günlük defterlerinin mevzuatta belirtilen bilgileri içermediği ve yüklenici ile yapı denetim görevlilerince imzalanmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca, bu işlere ait imalatların her aşamasını belgeleyen dokümanların (örneğin, fotoğraf veya benzeri kayıtlar) eksik olduğu ve devam eden bazı işlerde ise hiç numune alınmadığı görülmüştür.

Kontrol teşkilatlarının denetim ve kontrol görevlerini mevzuatın öngördüğü usul ve esaslara göre yerine getirmeleri esas olup, Yönetmelik’te belirtilen defter ve belgelerin tutulmaması kontrol teşkilatı ve yüklenicinin birlikte sorumluluğunu gerektirir. Kamu kaynaklarının korunması ve etkin kullanımı açısından, kontrol teşkilatlarının görevlerini eksiksiz yerine getirmeleri ve mevzuata aykırı uygulamaların zamanında tespit edilerek ilgili düzeltmelerin yapılması sağlanmalıdır.’’

Milyonlarca öğrencinin, eğitim çalışanının hayatını riske atan, skandal niteliğinde bir tespit de, okulların-eğitim kurumlarının gerekli denetimler yapılmadan teslim alındığının belgelenmesiyle ortaya çıkmıştır. Okulların güvenli olup olmadığı konusunda yaptığımız başvuruların ve depreme dayanıklılık testlerinin kamuoyuyla paylaşılması taleplerimizin neden cevaplanmadığının adeta belgesi olan bir tespit daha Sayıştay raporlarına girmiştir. Defaten yaptığımız başvurular cevaplanmamıştır. Çünkü kendileri de bilmiyorlar. Çünkü denetimler zaten yapılmamıştır.

Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıkları ile İl Özel İdarelerine Aktarılan Hak ediş Tutarlarından Yüklenicilere Kesilen Cezalar Düşülmemiştir

Ayrıca, söz konusu cezaların il özel idareleri ve YİKOB’ lara hak ediş ödemeleri yoluyla aktarılmasının eğitim ve öğretim faaliyetleri için ayrılan ödeneklerin bu faaliyetler dışında kullanılmasına yol açabilmektedir.’’

Bakanlık bütçesinde kalması gereken ve eğitim-öğretim faaliyetlerine harcanacak bütçenin başka kurumlara aktarılması, öğrencilerin hak gaspıdır. Okul tuvaletlerinden su içmek zorunda kalan, okullara sabun bile konulamayan bir yoksunluk döneminde, bütçenin hoyratça kullanılması kabul edilemez. Her konuda ahkam kesen Bakan Tekin, oluşturduğu kamu zararı hakkında hesap vermelidir.

Yine Halk Eğitim Merkezleri usta öğretici görevlendirmelerinden, kursların açılış-kapanış tarihlerine, taşımalı ihalelerinin mevzuata uygun yapılmamasına kadar pek çok usulsüzlüğün tespit edildiği Sayıştay raporları, Yusuf Tekin’in eğitim alanında yarattığı tahribatın küçük bir fotoğrafı niteliğindedir. Kamu tasarrufu adı altında sınıf birleştirip, öğretmenleri yüzlerce kilometre uzağa resen atayan bakanlık, kendi beceriksizlik ya da ihmalleriyle ortaya çıkan kamu zararı hakkında hesap vermelidir.

Laik, bilimsel eğitimi tasfiye ederek okulları din görevlileri ve imamlarla dolduran, kalabalık sınıflarla nitelikli eğitim ortamını yok eden, güvenlik görevlisi ve yardımcı hizmetli personeli olmayan, temizliği yapılamayan okullara öğrencileri mahkum eden, kız okulları açarak ayrımcı, cinsiyetçi uygulamaları hızlandıran, tarikat ve cemaatlerin sivil toplum kuruluşu adı altında okulları işgalini sağlayan, mahkeme kararlarıyla hukuksuzluğu tescilli mülakatların sorumlusu bakanlığın, bugün de personelin kıdem tazminatını bile yanlış hesapladığı, depreme dayanıklılığı bilinmeyen denetimsiz binalara milyonlarca öğrenciyi terk ettiği, bazı isimler adı altında usulsüz görevlendirmeler yaptığı tescil edilmiştir.

Milli Eğitim Bakanı halka açıkça yalan söylemiştir.

Kamusal eğitimin gereklerini yerine getirmemiş aksine işletmelere, yapı denetim şirketlerine, tartışmalı ihalelere göz yummuş, kamuyu zarara uğratmıştır.

Liyakati yok saydığı usulsüz görevlendirmelerle eğitim çalışanlarının adalet duygusunu zedelemiş, mesleki itibara zarar vermiş ve iş barışını bozmuştur.

Laik, bilimsel, çağdaş eğitim yerine medrese modelini ikame edecek öğretim programı, protokol ve projelerle öğrencilerin nitelikli eğitim hakkını gasp etmiştir.

Mesem’ler, meslek ortaokulları ve kız okulları ile çocuk işçiliğini kurumsallaştırmış, türlü okul adları altında öğretim birliğini çiğnemiştir.

Tarikatın Bakanı Yusuf Tekin derhal istifa etmelidir."