Asayiş

Zihinsel engelli genç kıza cinsel saldırıdan yargılanan sanıktan "Uyuyordum" savunması

Adana’da zihinsel engelli akrabası olan 19 yaşındaki kıza cinsel saldırıda bulunduğu iddiası ile hakkında 18 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan sanık mahkemede, "Uyuyordum. Yapmadığım bir şeyden dolayı tutukluyum" dedi. Mahkeme, iddia edilen olay yerinde keşif yapacak.

Adana’da zihinsel engelli akrabası olan 19 yaşındaki kıza cinsel saldırıda bulunduğu iddiası ile hakkında 18 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan sanık mahkemede, "Uyuyordum. Yapmadığım bir şeyden dolayı tutukluyum" dedi. Mahkeme, iddia edilen olay yerinde keşif yapacak.

Sarıçam ilçesine bağlı Baklalı Mahallesi’nde 5 Aralık 2024 tarihinde iddiaya göre, zihinsel engelli G.G.S. (19), koyunları ahıra koyduğu sırada akrabası M.T. (42) kendisine el işareti yaparak, zeytin bahçesine çağırdı. Yanına gelen genç kıza kıyafetlerini çıkarmasını söyleyen M.T., genç kızın bu isteğini reddetmesi üzerine "Seni burada öldürürüm" diye tehdit etti. Korkan genç kızın kıyafetlerini çıkarması üzerine M.T., kıza cinsel istismarda bulundu. Ardından kıyafetlerini giymesini söyleyip, eve gönderdi. Eve giden genç kızın durumu annesi T.S.’ye anlatması üzerine anne polise giderek M.T. hakkında şikayetçi oldu.

Annenin şikayeti üzerine yakalanıp tutuklanan M.T. hakkında ’kendisini savunamayacak durumda olan kişiye karşı nitelikli cinsel saldırı’ suçundan Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ikinci duruşması yapıldı. Duruşmaya sanık M.T. ve tarafların avukatları katıldı. Mahkeme Başkanı, mağdur ile ilgili İstanbul Adli Tıp Kurumu’nca düzenlenen raporun geldiğini belirtti.

"Rapora göre genç kızda zeka geriliği var"

Mağdur G.G.S.’nin yapılan muayenesinde, hafif derecede zeka geriliğinin tespit edildiği belirtilerek, "Dava dosyasının incelemesinde olayların başlangıcı dikkate alındığında 3-4 yıldır devam eden bir süreç olduğunun anlaşıldığı, Kurulumuzca tespit edilen bu zeka geriliği ile olayların başlangıç tarihindeki yaşı birlikte değerlendirildiğinde mağdurun bulunduğu olayın hukuki anlam ve sonuçlarını algılamasına ve bu olayda fiile ruhsal yönden mukavemet etmesine mani olacak mahiyet ve derecede olduğu, dolayısıyla; G.G.S.’nin 05/12/2024 tarihinde (iddianameye göre) mağduru bulunduğu olayın fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayacağı, fiile ruhsal yönden mukavemete muktedir olamayacağı, kendisinde mevcut olan zeka geriliğinin hekim olmayanlarca ilk bakışta anlaşılamayabileceği ancak yakın tanıyanlarca ve tekrarlayan görüşmelerle anlaşılabileceği ve beyanlarına itibar edilebileceği oy birliği ile mütalaa olunur" denildiğini belirtti.

Daha sonra tanıklar dinlendi. Tanık E.S., sanık ve mağdurun akrabası olduğunu ifade ederek, yaşanan olayları şöyle anlattı:

"Şunu belirtmek istiyorum ben taraf tutmuyorum gördüğümü söylüyorum, sabahleyin ben, T.S., H.S., E.S., S.U., A.T. beraber gece saat 04.00’da ekmek yapmaya başlamıştık. M.T. saat 08.30 civarı ekmek yerine geldi, orada sıkmasını yedi, ekmek yerinden ayrıldı. Saat 12.30 civarı benim telefonuma T.S.’nin telefonundan arama geldi, o da G.G.S.’ydi. Benim telefonum çalınca ben telefonu annesi T.’ye uzattım. Telefonu açtığımda kızın sesi geliyordu, kız ağlıyordu. Anne de kıza ’babanın yanına git’ dedi, sonra biz T.S.’ye G.’nin yanına gitmesini istedik, T. de bunun üzerine beni yanına çağırdı ’beraber gidelim’ dedi, bana M.T.’nin G.’yi taciz ettiğini söyledi. Ben de ’emin misin’ dedim. Daha sonra T. ile beraber G.’nin yanına gittik. G. de bana olayı anlattı. M.T.’nin onu taciz ettiğini söyledi. Ben de o ara hemen M.T.’yi aradım. M.T. cevap vermedi. Ben M.T.’yi aramak isteyince G. kendini odaya kapattı, sesini çıkartmadı, korkmuştu. Daha sonra ben M.T.’nin eşi A.T.’yi aradım onu bizim yanımıza çağırdım. G. de A.T.’ye M.T.’nin kendisini taciz ettiğini söyleyince A.T., ’15 yıldır ben böyle bir şey görmedim’ diyerek kabullenmedi. Daha sonra A.T.’ye M.T.’yi yanımıza getirmesini söyledim. A.T. de M.T.’yi yanımıza getirdi. G.’ye ’bize anlattığını M.’ye de anlat’ dedim. G. anlatınca M.T., ’ben öyle bir şey yapmadım, benden bekliyor musunuz’ dedi. G. ağlayıp kriz geçirince ben M.T.’den gitmesini istedim. G. de ’inanmıyorsanız gelin ayak izini göstereyim’ dedi ve bize ayak izini gösterdi. Yer toprak olduğu için ayak izini gördüm. Yer evin arkasındaydı. Bizim gittiğimiz yerde tel yoktu. Gittiğimiz yer T.S.’nin evinin arkasıdır. Ben, T. ile A.’ya ’ben olay dışıyım siz iki kadın iki aile olarak konuşun’ dedim. A.T., T.S.’ye ’ne yapacağız’ dedi. T.S. de, hastaneye gidip şikayet edeceğini söyledi. A.T. de, ’benim iki kızım var, hayvanlarım var’ dedi. T. de bunun üzerine sinirlendi ve ’malına tüküreyim’ diyerek gitti. Daha sonra da karakola gidildi. G.’nin sürekli kabız olduğunu bilmiyorum" dedi.

Sanığın avukatının, tanıktan neden ayak izine bakma gereği hissettiklerini sorması üzerine tanık, "G. yalan söylemez. Çünkü o kadar zeki değil. G. bize ’beni taciz ettiğine inanmıyorsanız gelin ayak izlerini göstereyim’ dedi. M.’nin eşi de yanımızdaydı" diye cevap verdi.

"Eşim yapmaz"

Sanığın eşi A.T. de tanık olarak dinlendi. İddiaları yalanlayan A.T., eşinin G.’ye yönelik cinsel saldırısını görmediğini belirterek, "Ben kocamla 15 yıldır evliyim. Kocamdan böyle bir şey görmedim. Bensiz bir yere gitmez, nereye gitse beni götürür, çocuklarımı götürür. Olay günü ekmek yapıyorduk. Eşim yanımıza geldi çay içip sıkma yedi. Yaklaşık yarım saat sonra yanımızdan ayrıldı. G. annesine, eşimin ona tecavüz ettiğini söylemiş. Ama yanımızda gezdi tozdu. Tecavüze uğrayan yanımızda nasıl gezer? 15 yıllık evliyim kocam öyle bir şey yapmaz. Eşime sordum, ’yemin ederim ben bir şey yapmadım’ dedi. G.’nin kabızlık sorunu olduğunu biliyorum. Annesi, kabız olduğunu söyledi, kabız şurubu verdiğini söyledi" dedi.

Mağdur avukatı Şirin Şeyma Bulut, sanığın eşinin beyanlarını kabul etmediklerini söyledi. HTS kayıtlarının sanığın uzun bir süre zeytinlikte olduğunu ispatlar nitelikte olduğuna dikkat çeken Av. Bulut, "Adli tıp raporundan da anlaşılacağı üzere G.’nin zeka geriliği vardır bu yüzden yalan söylemesi mümkün değildir. G.’nin beyanları kesin ve nettir. Kabızlığı ile ilgili tıbbi geçmişinde de bir durum söz konusu değildir. Biz sanığın en üst hadden cezalandırılmasını ve tutukluluk devam kararı verilmesini talep ederiz" dedi.

Sanık M.T. tanık beyanlarında aleyhe olan hususları kabul etmediğini söyledi. İddia edilen olay saatlerinde kendisinin uyuduğunu tekrarlayan M.T., "Ben uyuyordum. Eşim gelip beni kaldırdı ve sonrada karakola beraber gittik. Yapmadığım bir işten dolayı tutukluyum" diyerek tahliyesini istedi.

Sanığın avukatları da, mağdurun ifadelerinin çelişkili olduğunu belirterek, "Muayenede ortaya çıkan sonucun cinsel ilişki nedeniyle mi yoksa kabızlık nedeniyle mi oluştuğu konusunda uzman raporu alınması gerektiği kanaatindeyiz. Ancak bunun öncesinde mağdurun kabızlık sorunu olup olmadığı hususunda SGK’dan raporların ve kullandığı ilaçların alınmasını talep ediyoruz, ayrıca dinlenen tanıklarda dikkate alınarak keşif yapılması talebimizi yeniliyoruz, müvekkilin tutuklu kaldığı süre de dikkate alınarak bu aşamada tahliyesine karar verilmesini talep ederiz" dedi.

Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamını ve olay yerinde keşif yapılmasını kararlaştırdı. Duruşma, mağdurun kullandığı ilaçlara ilişkin raporların SGK’dan istenmesi ve eksikliklerin giderilmesi için ileri bir tarihe ertelendi.