TÜİK’in 2019’da yayımladığı “Çocuk İşgücü Araştırması” sonuçlarına göre, 5–11 yaş grubunda 32 bini kapsayan toplam 720 bin çocuğun çalıştığının altını çizdi. Ayrıca TÜİK’in Hanehalkı İşgücü Araştırması verilerine göre, 2020’de yüzde 16,2 olan 15–17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılım oranının, 2024’te yüzde 24,9’a yükseldiğini belirterek sorunun derinleştiğine dikkat çekti.
“Hükümetin politikaları hem çocukları çalışmaya mahkûm ediyor hem de onları işyerinde koruyamıyor,” diyen Pala, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre son on iki yılda yaşamını yitiren 764 çocuk işçiyi hatırlattı. Mevcut durumu bir “utanç tablosu” olarak nitelendiren Pala, hükümetin 1998 yılında yürürlüğe koyduğu Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) “İstihdama Kabulde Asgari Yaşa İlişkin 138 Sayılı Sözleşmesi’ni” kabul eden kanuna aykırı davrandığını ifade etti.
Prof. Dr. Kayıhan Pala, hükümetin derinleşen çocuk işçiliği sorununa karşı etkili bir mücadele yürütmediğini belirterek 18 Haziran 2025 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na kapsamlı bir yazılı soru önergesi sundu. Bakan Vedat Işıkhan, Anayasa’nın 98. maddesine göre on beş günlük yasal süre dolmasına rağmen, çocuk işçiliğinin mevcut durumu, nedenleri ve yürütme faaliyetlerindeki eksikliklere ilişkin detaylı bilgi talep eden bu soru önergesine henüz yanıt veremedi.
“Bakanlık çocuk işçiliği sorununa kayıtsız kalıyor; mevcut durum kabul edilemez!”
Prof. Dr. Kayıhan Pala, son altı yılda 15–17 yaş grubundaki kayıtlı çocuk işçi sayısının 574 binden 970 bine yükseldiğini, Mesleki Eğitim Merkezleri’nde (MESEM) kayıtlı 504 bin çocuğun da eklenmesiyle toplam sayının 1,5 milyona ulaştığını vurguladı. “Bu rakam yalnızca kayıtlı verileri ifade ediyor; İSİG araştırmaları, kayıt dışı ve mevsimlik çalışan çocuklar da eklendiğinde yaz aylarında bu sayının 3 milyona çıktığını gösteriyor,” diyen Pala, Bakanlığa çocuk işçiliğinin önlenmesi için neden etkili bir program yürütülmediğini sordu. Ayrıca, 4334 sayılı “İstihdama Kabulde Asgari Yaşa İlişkin 138 Sayılı Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanunun” uygulanmamasına ilişkin Bakanlıktan bir değerlendirme talep etti.
“Çocuk işçi ölümlerinde derin bölgesel eşitsizlikler var; kök nedenler araştırılmalı!”
Pala, İSİG verilerine göre 2024 yılının 71 çocuk işçi ölümüyle, son yılların en yüksek sayısına ulaştığını belirtti. Aynı dönemde yaşamını yitiren çocukların önemli bir kısmının Şanlıurfalı olduğunun tespit edildiğini ekleyerek Bakanlık’tan son 25 yılda hayatını kaybeden çocuk işçilerin yaş ve illere göre dağılımını talep etti. Ayrıca Türkiye’de iş kazalarının ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu vurgulayan Pala, soru önergesini noktalarken Bakanlığa çocuk işçilerin ölümüne yol açan olayların bütüncül bir şekilde incelenmesi çağrısında bulundu.