İYİ Parti Yozgat Milletvekili Lütfullah Kayalar ise çiftçilerin yaşadığı zorluklara dikkat çekerek, “Çiftçilik yapan değerli hemşehrilerimiz artık ‘çiftçiliği bırakacağız’ diyor, ‘toprağı ekmek istemiyoruz’ diyor. Neden? Çünkü ekecek gücümüz kalmadı” ifadelerini kullandı.

İYİ Parti Yozgat İl Kongresi Büyük Sinema ve Kültür Merkezi Salonu’nda İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Ayyüce Türkeş Taş ve Yozgat Milletvekili Lütfullah Kayalar'ın katılımı ile gerçekleştirildi. Kongrede seçimlere tek aday olarak katılan Mustafa Görkem Taştan güven tazeledi.

Kongre Divan Başkanlığını üstlenen Ayyüce Türkeş Taş, yaptığı konuşmada, Türkiye’nin çok zor bir dönemden geçtiğini ifade ederek, “Ekonomik sıkıntı artık arşa dayandı. Emekli, asgari ücretli, sabit ücretli geçinemiyor diyorduk ama artık sanayi imdat diye bağırıyor. İflaslar, konkordato artık kuyruk halinde. Bir şirketin iflas etmesi, konkordato ilan etmesi belki minimum binlerce kişiyi, on binlerce kişiyi etkiliyor. Çünkü kaç aile oradan ekmek yiyor. Sağlık sektöründe deseniz ayrı sıkıntılar var, eğitim ayrı. Adalet zaten inşallah vardır diye dua ediyoruz” dedi.

"Meclis'te bunlara kafa yorulması gerektiğini" söyleyen Taş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

-Bunları tartışmamız gerekirken bir gün geçen sene ekim ayında bir zat bir anda dedi ki; 'Terörist başı, cani gelsin Meclis'te konuşsun, derdini anlatsın, bu iş burada bitsin. Hep beraber el ele kol kola gezelim.

-Türkiye'nin bütün sorunları çözülsün' vs. gibi bir laf etti. Herkes ne olduğunu anlayamadı. Bir an böyle şoka girdi.

-MHP'nin lideri olduğu için Türk milletinin gönlünde özellikle beka açısından kredibiliyeti çok yüksek olduğu için biraz herkes nefesini tuttu. Neler oluyor diye bakmaya başlarken Sayın Genel Başkanımız başta olmak üzere hepimiz bunun çok kötü şeylere gebe olduğunun sinyali olduğunu, bu gidişatın hayra gitmediğini, bu açıklamanın hiç normal olmadığını bas bas bağırdık, söyledik.

-Her konunun bir profesörü, çok iyi uzmanı var. Biz de bu terör konusunda Türkiye'nin terörsüzleştirme, terörle mücadele konusunda gerçekten uzman insanlarız. Türk milleti de uzman, Türk ordusu da uzman, bizim geldiğimiz siyasi fikir de uzman. 'Terörsüz Türkiye' diye söylediğinde herkesin hoşuna giden bu cümle teröristi ve terörist başını Türkiye'de aktör haline getirme süreci aslında.

-'Ben bu 100 yılın hesabını soracağım. 100 yılın yaptığı bu zulmün hesabını soracağım' diyenlerle yola çıkmaya biz karşı çıkıyoruz. Bu adam 55 bin kişinin katili, 55 bin bebeğin, kadının, mühendisin, doktorun, askerin, güvenlik kuvvetlerinin katili. Bunu da biz söylemiyoruz. Bu tutanaklarda var, telsiz kayıtlarında var.

“ZATEN TÜRK MİLLETİ ONA HAYATINI BAHŞETTİ”

Ayyüce Türkeş Taş, Abdullah Öcalan’ın yargılanıp, idama mahkum edildiğini hatırlatarak, şöyle konuştu:

-Bu adam bundan yargılandı, Türk mahkemeleri idama mahkum etti, Türk halkı bu adamı idama mahkum etti ama yine bunu Meclis'e çağıran şahıs sayesinde bu adam idamdan, ipten döndü. Zaten veresiye nefes alan bir adama, zaten Türk milleti ona hayatını bahşetti. İmralı'da ömrünün sonuna kadar yaşayacak bir adama şimdi de diyoruz ki umut hakkı vereceğiz. Niye umut hakkı vereceğiz? Neden vazgeçti?

-Hiçbir şeyden vazgeçmedi. 1999 sonra verdiğimiz şehide ya da PKK'nın yaptığı operasyonlara baktığımızda 1999 öncesini aratmayacak boyutta. Niye 1999 sonrası diyorum? Çünkü bu adam 1999'da tutuklandı."

"Abdullah Öcalan gibi terör örgütü liderlerinin umut hakkı olmadığını" ifade eden Taş, bu hakkın muhataplarının iyileşme göstermesi, geri adım atması gerektiğini belirtti. Taş, şöyle devam etti:

"Bu zat-ı muhteremde onların hiçbiri de yok. Ama inatla ve ısrarla Meclis'i de bunun içine katarak nedense Abdullah Öcalan denen caniyi Türk devleti ile eş tutup, onu aklayıp onu bu toplumun içine bir şekilde karıştırma politikaları var. Çünkü 100 yıl önceden, belki 200 yıl önceden bu topraklar üzerinde emperyal güçlerin Sevr Barış Anlaşması'nda da gördüğümüz uygulamaya çalıştığı planlar hala devam etmekte. Onlar hala bu bölgede İsrail'in baş aktörü olduğu bir senaryoyu çiziyorlar. Gayet de muvaffak bir şekilde ilerliyor gözüküyorlar. O konuda Türkiye'nin de üzerine düşen görevi Abdullah Öcalan'a vermişlerdi. Zaten Irak'ın kuzeyinde bir terörist kamp kuruldu. Suriye'nin kuzeyinde de kuruluyor gibi gözüküyor. Biz Suriye'nin üniter ve milli yapısını koruması gerektiğini savunuyoruz ama koruyamayacağı sinyalleri geliyor. YPG gayet vahşi bir şekilde hayatına devam ediyor. SMO ile birleşiyor. Suriye Milli Ordusu 20 bin kişilik ordu. YPG yaklaşık 100 bin, belki daha fazla kişilik bir ordu. Bu YPG'nin bununla birleşmesi demek zaten orada başka bir terörist kamp kurulması demek. Bu da ne demek? Türkiye'nin ciddi tehdit altında olması gerek. Burada da bu caniyi kurucu önder diye ilan edip burada baş aktör yapmaya çalışıyorlar. Biz İyi Parti olarak ilk günden beri bu sürecin böyle bir ihanet süreci olduğunu bildiğimiz için karşısındayız. Karşı durmaya da devam edeceğiz.

DEM Parti'den, İmralı'ya gitmeme kararı alan CHP'ye mesaj
DEM Parti'den, İmralı'ya gitmeme kararı alan CHP'ye mesaj
İçeriği Görüntüle

Bir de diyorlar ki 'Şehit ailelerine soralım'. Ya şehit ailesine ne soracağız biz? 'Benim oğlum da şehadet makamına erdi, içim huzurlu' demesini sağlamak dışında bizim onlardan ne isteyebilecek bir şeyimiz var ne de soracak bir şeyimiz var. Onlar bu bayrak, bu vatan üzerinde dalgalansın, bu caniler de bu vatan üzerinde cirit atmasın diye can verdi. O yüzden bizim görevimiz onların ruhunu her daim şad etmek.”

Kaynak: SÖZCÜ