Genel Kurulda, bütçeler üzerindeki konuşmaların ardından soru-cevap bölümüne geçildi.
Milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, deprem bölgesinde yeni yuvasında yaşayan 355 binden fazla aile bulunduğunu, yılbaşında teslim edileceklerle birlikte yeni konutlarında yaşayacak kişi sayısının 2 milyona ulaşacağını söyledi.
Deprem bölgesindeki ihalelerle ilgili eleştiriler yapıldığını ifade eden Kurum, tüm ihalelerin yürürlükteki mevzuatlar çerçevesinde, rekabet ve şeffaflık ilkelerine uygun şekilde, elektronik ortamda, basın ve yayın kuruluşlarıyla paylaşılarak gerçekleştiğini ve tüm süreçlerin şeffaf bir şekilde yürütüldüğünü belirtti.
Kurum, "İhalelerde ekonomik açıdan en uygun teklifi veren, teknik ve mali yeterliliği sağlayabilen firmalar, en düşük teklifi verip, açık bir şekilde rekabetle bu işleri alıyorlar. Orada yaptığımız konutların ihalelerini alan firmalara sorup açık yüreklilikle bunları öğrenebilirsiniz." diye konuştu.
Bugüne kadar afet bölgesinde 300'ün üzerinde farklı firmanın ihale aldığını dile getiren Kurum, afet bölgesinde işi şansa değil ehline bıraktıklarını söyledi.
Milletin tek bir kuruşunun boşa harcanmasına, birilerinin haksız kazanç elde etmesine asla izin vermeyeceklerini vurgulayan Kurum, şöyle devam etti:
"455 bin konutu da bu bakışla çalıştık, çabaladık ve alnımızın akıyla tamamladık. DEM Parti Grup Başkanvekilini şaşkınlıkla dinledim. Umarım bir gün deprem bölgesine gidip, ülkenizin bu gururuna ortak olursunuz. 'Şantiye şefi' diyerek kendince yapılan işi küçümsüyor. 11 ili ayağa kaldırmak ve deprem bölgesini bitirmek şantiye şefliği ise evet, şantiye şefliği yapmak bizim için büyük bir gururdur.
Evet, ben deprem bölgesinin şantiye şefiyim. Diyorsunuz ki '15'inci günde devlet' yoktu. Devlet oradaydı. Biz ilk saat itibarıyla oradaydık. Deprem oldu. Biz Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde 11 ilimize koştuk. Peki siz ne yaptınız? Siz, ellerinizi ovuşturdunuz, 'Şimdi bittiler. Enkaz altında kalırlar. Yapamazlar, bitiremezler.' dediniz. Bitirdik, 455 bin konutu alnımızın akıyla tamamladık. Eğer bu işler size kalsaydı, 11 ilimiz, oradaki vatandaşlarımız ve binalarımız halen enkaz halindeydi."

Bakan Kurum, TOKİ'nin, Türkiye'nin yüz akı kurumu olduğunu ifade ederek, TOKİ ile ilgili eleştirileri şaşkınlıkla takip ettiğini söyledi. Kurum, "1 milyon 750 bin sosyal konut yaparak dar gelirli vatandaşlarımızı ev sahibi yapan, Türkiye'nin en büyük sosyal konut hamlesi 500 bin konutla milletimize kapı aralayan ve asrın felaketinde tek bir binasında bile çatlak olmayan, dimdik ayakta kalan TOKİ'yi eleştirirken herkesi biraz daha insaflı olmaya davet ediyorum." ifadelerini kullandı.
"Biz ne söz verdiysek bugüne kadar alnımızın akıyla tamamladık. Bundan sonra da aynı anlayışla siz isteseniz de istemeseniz de milletimizle birlikte çalışacağız." diyen Kurum, şunları kaydetti:
"Türkiye'de milyonlarca aileye yuva inşa eden TOKİ ile rant ve mağduriyet kelimelerinin yan yana gelmesini esefle kınıyoruz. Çünkü TOKİ bilhassa dar gelirli vatandaşlarımız için güven ve gururla anılan bir Türkiye markasıdır. Her iki kentsel dönüşüm projesinden bir tanesini İstanbul'da yaptığımızı ifade etmiştim.
Yine aynı kararlılıkla bu dönüşümü yapacağız ve İstanbullu hemşerilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Kentsel dönüşümü milletimizin istikbal ve ülkemizin istiklal davası olarak görüyoruz. Bizim tek bir davamız, hedefimiz, derdimiz var, o da milletimize hizmet etmek, milletimizin rızasını almak, duasını kazanmak ve geleceğinde iz bırakmaktır."
"Eserler dışarıda duruyor yani onlar konuşacak"
Milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, 23 yıldır eser ve hizmet anlayışıyla hareket ettiklerini, eserleri ortaya çıktıkça, projeleri hayata geçtikçe gurur duyacaklarını söyledi.
Bu sırada DEM Parti'li bazı vekillerin laf atmaya devam etmesi üzerine Yumaklı, "Siz benim sesimi kısmaya çalıştıkça bir şey fark etmeyecek. Eserler dışarıda duruyor yani onlar konuşacak." dedi.
Çiftçilere verilen desteklerin az olduğu yönündeki eleştirilere değinen Yumaklı, 2025'te bunun için ayrılan kaynağın 706 milyar lira olduğunu kaydetti.
Yumaklı, 2026'da 168 milyar lirası bakanlık bütçesinden olmak üzere tarımsal sulama yatırımları, kırsal kalkınma yatırımları, kredi sübvansiyonları da dahil olmak üzere 938 milyar liralık kaynak ayrıldığı bilgisini verdi.
İndirimli kredilerden doğan faizin ortalama yüzde 70'inin devlet tarafından karşılandığını aktaran Yumaklı, "Ziraat Bankası aracılığıyla sağlanan kredilerde çiftçilerimizin geri ödeme oranı yüzde 99,6'dır." dedi.

Kayıtlı çiftçi sayılarına ilişkin de bilgi veren Yumaklı, çiftçi kayıt sistemine kayıtlı çiftçi sayısının 2020'de 2 milyon 127 bin, 2023'de 2 milyon 245 bin, 2024'te 2 milyon 340 bin, 2025'te 2 milyon 384 bin olduğunu anlattı.
Kahverengi kokarcayla mücadeleye ilişkin soruyu da yanıtlayan Yumaklı, şöyle devam etti:
"Amerika Birleşik Devletleri 1996'dan, Avrupa 2004'ten bu yana, Almanya 2011'den bu yana, Rusya 2013'ten bu yana, Gürcistan 2015'ten bu yana, biz de 2017'den bu yana bununla mücadele ediyoruz. Popülasyon yüksek. Özellikle iklim değişikliğinin çok büyük etkisi oldu buna da. Bu, uzun soluklu bir mücadeledir. Bununla ilgili gereken her şeyi yapıyoruz."
Et ve Süt Kurumu ile alakalı iddialara değinen Yumaklı, "Et ve Süt Kurumunun Genel Müdürü'nün herhangi bir sebeple ilişkili olduğu bir yerden Et ve Süt Kurumuna et satması söz konusu değildir." ifadesini kullandı.
Mardin Kızıltepe'deki devletin buğdayının çalındığına ilişkin soruya ilişkin Yumaklı, "29 bin ton ürün. Bu bir adli vaka, dolayısıyla tespit edildi. Bununla ilgili Ticaret Bakanlığına bildirimler yapıldı, adli ve idari soruşturma başlatıldı. Burada 93 bin ton, Lisanslı Depoculuk Tazmin Fonu aracılığıyla TMO'ya geçmiş ve kamu alacaklarının tamamı tahsil edilmiştir." açıklamasında bulundu.



