Bursa'da işçilerden çatal-kaşıklı protesto
Bursa'da işçilerden çatal-kaşıklı protesto
İçeriği Görüntüle

HABER: MAHMUT VURAL

24 Ekim Cuma günü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, TELE 1’e İstanbul Sulh Ceza Hakimliği'nce Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) kayyum olarak atanmasına karar verildiğini duyurdu.

TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni gazeteci Merdan Yanardağ hakkında 'casusluk' suçundan soruşturma açılmış, bu kapsamda Yanardağ tutuklanmıştı.

Bu durum sonrası Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi, duruma tepki göstermek için Karaman Dernekler Yerleşkesi’nde açıklamalarda bulundu.

Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Bursa Şube Başkanı Tayfun Çavuşoğlu, TELE1’e kayyım atanması ve Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın gözaltına alınmasına sert tepki gösterdi. Çavuşoğlu, kararın yalnızca bir televizyon kanalına değil, tüm özgür basına yönelik bir saldırı olduğunu söyledi.

“Türkiye’de özgür ve eleştirel gazeteciliğin varlığına yönelik baskılar, İstanbul'da başlatılan ve hukuki dayanağı tartışmalı olan bir ‘casusluk’ soruşturması bahane edilerek Merdan Yanardağ’ın gözaltına alınmasının hemen ardından TELE1’e kayyım atanmasıyla yeni bir boyut kazanmıştır,” diyen Başkan Çavuşoğlu, “Bu karar, ülkemizin demokrasi siciline düşen kara bir lekedir. Keyfiliğin en açık göstergesidir” ifadelerini kullandı.

“BU BİR HUKUKSUZLUK DEĞİL, ÇÖKME OPERASYONU”

Başkan Çavuşoğlu, TELE1’e el konulmasını “hukuksuzluk” değil, “çökme” olarak nitelendirerek, “Siyasal iktidar, hukuk dışı ve gazeteciliğe düşman politikalarıyla özgür basını susturmaya çalışmaktadır. Ancak baskılar ne kadar ağırlaşırsa ağırlaşsın, biz gerçek gazeteciler olarak kalemimize, sesimize ve mesleğimize sahip çıkma kararlılığımızı sürdüreceğiz” dedi.

“HALKIN HABER ALMA HAKKINA SALDIRIDIR”

ÇGD Bursa Şube Başkanı Tayfun Çavuşoğlu, TELE1’e yönelik bu uygulamayı sadece bir medya kuruluşuna değil, toplumun bilgi alma hakkına yapılmış bir saldırı olarak gördüklerini belirtti.
“TELE1’e hukuksuz ve haksız gerekçelerle kayyım atanması, anayasal güvence altındaki pek çok temel hakkı ayaklar altına almaktadır” diyen Başkan Çavuşoğlu, “Bu uygulamalarla örgütlenme, basın ve mülkiyet özgürlüğü gibi Anayasa’nın temel maddeleri çiğnenmektedir,” şeklinde konuştu.

“YARGI, SİYASİ İKTİDARIN SOPASI GİBİ KULLANILIYOR”

Bir hukuk devletinde mahkeme kararı olmadan bir medya kuruluşuna el konulmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Başkan Çavuşoğlu, “Casusluk gibi ağır bir suçlama üzerinden bir kanalın yönetimine el konulması, yargının siyasi iktidarın sopası olarak kullanıldığı şüphesini kuvvetlendirmektedir” diye konuştu.

“GEÇMİŞTE DE AYNI YÖNTEMLERİ GÖRDÜK”

Basın tarihindeki benzer olayları hatırlatan ÇGD Bursa Şube Başkanı Tayfun Çavuşoğlu, “Daha önce pek çok kanalda acayip uygulamaların yaşandığını biliyoruz. Bu uygulamaların ardından meslektaşlarımızın işsiz ve örgütsüz kaldığını, medya alanının tek tipleştirildiğini acı tecrübelerle gördük” ifadelerini kullandı.

“DEMOKRASİNİN RUHUNA AYKIRI BİR GİRİŞİM”

Türkiye’de barışın ve demokrasinin yeniden yeşermeye çalıştığı bir dönemde böyle bir adımın umutları baltaladığını söyleyen Başkan Çavuşoğlu, “Bu son hamle, hukuki bir tasarruf değil, iktidarın hoşuna gitmeyen muhalif bir sesi tamamen susturma ve yok etme girişimi olarak tarihe geçecektir” şeklinde konuştu.

“KARAR SİYASİ, TEDBİR ORANTISIZ”

Kayyım atamasının orantısız bir müdahale olduğunu dile getiren Başkan Çavuşoğlu, “Suçlamanın ciddiyeti ile uygulanan kayyım atama ve YouTube kanalını kapatma tedbirinin orantısızlığı, kararın siyasi motivasyonunu açıkça göstermektedir. Kanalın yayınına müdahale edilmesi, ana haberin kesilmesi ve banttan siyasi içerikli programların yayınlanması; bu kararın ardındaki gerçek niyetin özgür medyayı dizayn etmek olduğunu kanıtlamıştır” ifadelerini kullandı.

Web.whatsapp 2025 10 28T113953.928

“TELE1’İN YAYIN ÖZGÜRLÜĞÜ GERİ VERİLMELİ”

Kararın kanal çalışanları üzerinde baskı yarattığını belirten Başkan Çavuşoğlu, “Çalışanların iletişim kanallarının kapatılması ve işlerine gelmemelerinin istenmesi kabul edilemez. TELE1’in yayın özgürlüğü derhal iade edilmelidir,” dedi.

“GERÇEK GAZETECİLERİN YANINDAYIZ”

Basın özgürlüğüne yönelik her türlü saldırıya karşı dayanışma içinde olacaklarını vurgulayan Başkan Çavuşoğlu, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Bizler, Merdan Yanardağ’ın, TELE1’in ve tüm gerçek gazetecilerin yanındayız. Bu hukuksuz kararın derhal geri çekilmesi, basın özgürlüğünün önündeki tüm engellerin kaldırılması ve Anayasa’nın temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan hükümlerine dönülmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz”

“İDDİANAMEYLE BİRLİKTE KARALAMA KAMPANYASI YÜRÜTÜLECEK”

CHP Yıldırım İlçe Başkanı Ahmet Keskin, yürütülen soruşturma ve iddianame sürecine ilişkin değerlendirmesinde, ellerinde somut delil olmayan ifadelerle bir karalama kampanyası başlatılacağını söyledi. Keskin, gözaltılar ve alınan ifadeler üzerinden kamuoyunda “mesnetsiz iddiaların” yayılmasını beklediklerini belirtti.

Keskin, tutuklananlar arasında cezaevi koşullarının ağır olduğunu savunarak, “Tutukluların otuz kişilik koğuşlarda, altmış beş yetmiş kişiyle kaldığı, bu koşulların uyumsuzluğu işkenceye dönüştürdüğü ve bunun da iftiraya yol açtığı” iddiasını dile getirdi.

Keskin, sürecin siyasi saiklerle yürütüldüğünü savunarak, “Bunların tamamını biz bir siyasi operasyon olarak görüyoruz. Ekrem İmamoğlu’na yönelik bir koz olarak kullanılacaktır” dedi.

İstanbul verilerinin paylaşılmasının herhangi bir işe yaramayacağını öne süren Keskin, “Bu iddialar mesnetsizdir” ifadelerini kullandı.

“BASIN VE SİYASET ÜZERİNDE KARA PROPAGANDA YÜRÜTÜLECEK”

Keskin, iddianame yayımlandıktan sonra basında kaynakları belirsiz ifadelerin yer alacağını ve bununla birlikte kamuoyuna yönelik bir “kara propaganda” yürütüleceğini söyledi. Ardından Keskin, Hırsız, casus gibi yaftalamalar denenebilir; tutturabildikleri yerden yürütecekler” diye konuştu.

“TELE1’E ATIFLAR AKIL ALMAZ”

Bursa Saati Yayın Kurulu Başkanı ve ÇGD Bursa eski Başkanı Yüksel Baysal, TELE1’e yönelik soruşturma ve kayyım uygulamalarına dair değerlendirmesinde, kanalın destekçilerinden gelen küçük bağışların casuslukla ilişkilendirilmesinin akıl almaz olduğunu söyledi. Baysal, “Bir izleyicinin verdiği maddi desteğin ‘casusluk örgütüne bağlanması’ gibi iddialar akıl alacak şey değil” dedi.