CHP'nin “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” buluşmalarının Türkiye ayağının bu haftaki durağı, Ordu oldu.
Ordulular, Ekrem İmamoğlu ve diğer tutuklu belediye başkanları lehine sloganlar atarak, iktidarı istifaya davet etti.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, mitingde açıklamalarda bulundu.
Özgür Özel'in açıklamaları şöyle:
"Ordu Büyükşehir'i alacağız. Ordu'nun bütün ilçelerini alacağız. Çünkü Türkiye'de CHP'li belediyeler icraatlarını yaptıkça, insana dokundukça, sizlerle temas ettikçe millet; doğruyu da yanlışı da ayırıyor. Bu bize bir sonraki başarıyı getiriyor. Onun için Ordu'da bu önemli bir başarıdan sonra ben çok daha büyük işleri başaracağımıza inanıyorum.
Karşımızda bir çete, artık devleti devlet gibi yönetmekten vazgeçmiş, her alanı yetkili ama yetkilerini aşan ya da yetkisiz yetki kullanan birilerine emanet etmiş, koltuktan inmeyeyim gerisi ne olursa olsun diye bakan, emekliyi düşünmeyen, asgari ücretliyi düşünmeyen, çiftçiyi düşünmeyen, fındık üreticisini düşünmeyen birileri, sadece iktidarda kalmak için salonlarda salon siyaseti yapadursunlar; biz meydan meydan taşmaya, iktidara koşmaya devam ediyoruz.
Evde kumandayı bir yere bırakacaksın, o pijamayı bırakacaksın, nereye çağırılıyorsan koşacaksın, meydanı boş bırakmayacaksın, mücadele edeceksin! Ancak öyle kazanacağız! Karşımızda acımayanlar, halden anlamayanlar, yere düşene vurmaya doyamayanlar var.
ÇATALPINAR BELEDİYESİ AÇIKLAMASI
AK Partili Çatalpınar Belediyesi... Çevre Bakanlığı bu belediyeye hibe desteği veriyor. 10 bin metrekale parke taşı alacak. Tam 50 tır yapıyor. 10 bin metrekarenin parası ödeniyor ama 50 TIR beklerken, 15 TIR geliyor. Toplam 3 bin metrekare, bunun üzerine gidiliyor, itiraz ediliyor, resmen bir suçüstü durumu var. Gecenin bir vaktinde başka illerden 11 TIRla 7 bin metrekare parke taşı getirilirken, kameralarla tespit ediliyorlar. Hırsızlığı, yolsuzluğu yapıyorlar. Yakalanınca bir başka belediyenin parası ödenmiş taşını buraya taşırken yakalanıyorlar. Bu belediye başkanı çağırdın mı, soruşturma açtın mı, hesabını sordun mu?
FERRERO TEPKİSİ
Adı dünya devi, boyu devrilsin! Fındıkta tekel olan firma açıklama yaptı; 'Bu sene Türkiye'den fındık almayacağız.' Ben bunlara en sert tepkiyi göstereceğimiz söyledim. 50 olmalıydı ama 30 bin ton alım zorunluluğu getirmişler. Rekabet Kurumu duruma baktı. Bunlar da taahhüt verdiler.
Öyle dünya devi tanımam, bu fındıkta bir tane dünya devi var, Ordu-Giresun-Karadeniz... Fındık üreticisini ezmeye kalkarsan belki bu sene yaparsın, belki gelecek sene yaparsın. Sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başına gelecek gibi sonuncusu gibi çiftçiye 'Al ananı git' diyen değil, tam tersine 'Çiftçi milletin efendisidir' diyen biri olacak. O gün, bu yaptıklarınızla sakın Sanayi Bakanımızın kapısına gelmeyin.
ERDOĞAN'A TEPKİ
23 yıldır şanla, şerefle iktidardayız diyor. 23 yılın sonunda madalya takalım sana dedim. 23 yılın sonunda Tayyip Bey altın madalyayı hak etti. İşsizlikte Avrupa birincisini, gelir adaletsizliğinde Avrupa birincisi, yüksek faizde Avrupa birincisi, enflasyonda Avrupa birincisi... Tayyip Bey bu ülkeyi perişan etmekte 5 altın madalyaya sahip.
ZAM TEPKİSİ
Bu şartlar altında halen daha bu emeklilere, emekçilere yüzde 25 zam yapmanın planını yapıyorlar. Buradan tüm sendikalara, tüm emekçilere, tüm emeklilere sesleniyorum; bu büyük haksızlık, yılda bir sefer asgari ücrete enflasyonun altında zam... Eskiden diyorlardı ki, 'Biz emekçiyi, işçiyi enflasyona ezdirmedik.' Mehmet Şimşek gerçekleşen enflasyona değil, hedef enflasyona göre zam verdi, ezdi. Bu sene Plan Bütçe Komisyonu'nda 'Enflasyonun altında zam vereceğim' diye ağzıyla söylemiş. Buradan bütün emeklilere ve emekçilere söylüyorum. Buna katlanılamaz, buna karşı mücadele edeceğiz, eylemleri büyüteceğiz. Ya hakkımızı alacağız, ya hakkımızı verecek bir iktidarı başımıza getireceğiz.
NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ
Beyaz Saray'a kabul edildiler, orada bu elementleri Trump'a verip gelecekte seçim kazanmak için destek istiyorlar. Bu altın yumurtlayan tavuktur. Bir liraya aldığı meseleyi 100 bin liraya geri satıyor. Altın yumurtlayan tavuğu bir kere verecek, her gün Trump'ın bahçesinde altın yumurtlayacak, biz avucumuzu açıp bakacağız. Buna asla ve asla izin vermeyeceğiz. Nadir elementler vatandır, vatan satılamaz!
AYM'NİN KARARINA UYULMAMASI
Geçtiğimiz gün Anayasa Mahkemesi bir karar verdi Tayfun Kahraman ile ilgili... Birinci kademe mahkeme karar verdi, 'Ben bu karar uymam Anayasa Mahkemesi'ne.' İktidarın eski milletvekilleri bile eleştirmeye başladılar. Çünkü biliyorlar ki anayasa giderse hiçbir şey kalmaz. Anayasa ortak çatımız. Anayasa'ya uymayan mahkemenin kararı düzeltilmezse, bu mahkeme hakkında işlem yapılmazsa sonu büyük bir felaket olacaktır. Burada bir kez daha herkesi hukuka uymaya, Anayasa'ya uymaya, bu memleketi bir felaketi sürüklememeye davet ediyorum.
"İMAMOĞLU MASUMDUR"
Erdoğan'a bir mesaj; diyordu ki 19 Mart'tan birkaç gün sonra '1 aya kalmaz, insan içine çıkamayacaklar. Görüyor musun Erdoğan Ordu'yu, insan içine çıkabiliyor muyuz çıkamıyor muyuz? 'Birbirlerinin yüzüne bakamayacak.' Erdoğan, Orduların gözünün içine bakarak söylüyorum. Ekrem Başkan masumdur, arkadaşlarımız masumdur. İftira atıyorsunuz!"
EKREM İMAMOĞLU'NDAN AÇIKLAMALAR
Mitingde Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun mektubu okundu.
CHP Ordu İl Başkanı Bülent Akpınar tarafından okunan mektupta İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Bugün, Ordu Cumhuriyet Meydanı’ndan tüm Türkiye’ye, çok güçlü bir demokrasi ve adalet mesajı veriyorsunuz. İradenize, geleceğinize sahip çıkıyorsunuz. Sizlere çok teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun. Yürüttüğü kararlı ve öncü mücadele için, Cumhuriyet Halk Partisi Ordu İl Başkanı Sayın Bülent Akpınar’a ve onun şahsında tüm örgütümüze yürekten teşekkür ediyorum. Sevgili hemşerilerim; Karadeniz benim evim, ana, baba, ata ocağımdır. Ben, burada yoğrularak bugünlere geldim. Köklerimden hiç kopmadım. Bedenim ayrı kalsa da gönlüm hep bu diyarda oldu, hep de öyle olacak. Yıllardır, her işe başlarken, bu ülke için her yeni adımı atarken hep aynı duayı ederim: ‘Allah, beni ilk önce aileme, doğduğum topraklara, sonra da İstanbul’a ve ülkeme mahcup etmesin,’ derim. Ben, bu duadan aldığım güçle, Allah’a olan inancımla, milletime duyduğum sonsuz güvenle dimdik ayaktayım ve yılmadan mücadele ediyorum.
“Bu bir cumhuriyet ve demokrasi mücadelesidir. Milletin seçilmiş temsilcilerine ve milli iradeye yönelik her türlü darbeye karşı, ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyenlerin mücadelesidir. Bu bir, adalet ve hürriyet mücadelesidir. Kendisi için değil, herkes için, her yerde adaleti ve hürriyeti hakim kılmak için yola çıkanların mücadelesidir. Bu bir, bolluk ve bereket mücadelesidir. Bu ülkenin kaynakları bir avuç insanın kontrolünde olmasın, herkes hakkını alsın, herkes refaha kavuşsun isteyenlerin mücadelesidir. Bizim mücadelemiz, Türkiye’yi güçlü bir ülke yapma mücadelesidir. Ama bütün güç ve yetkileri bir kişide, bir partide toplayarak güçlü olamayız. Bir ülke, ancak kurumları güçlüyse güçlüdür. Meclis, hükümet, yargı kendi başlarına ve birbirlerine karşı güçlü olacak. Yerel yönetimler, medya, iş dünyası, sendikalar, meslek odaları güçlü olacak. Hepsinden önce, vatandaş güçlü olacak. Vatandaş; hak ve hürriyetleri, sahip olduğu maddi imkanları, güvenceleri bakımından güçlü olacak. Yöneticiler, vatandaş karşısında haddini bilecek. Hiç kimse vatandaşın sözünün üstüne söz söyleyemeyecek.
“Ülkemiz, ekonomimiz, sanayimiz, teknolojimiz ancak böyle güçlenir, böyle büyür. Bunu başaramayan, ülkenin huzurunu kaçıran, refahını azaltan iktidar, 2024 yerel seçimlerinde milletten esaslı bir uyarı aldı. Millet, Cumhuriyet Halk Partili belediyelere çok büyük bir destek verdi ve ülkenin bir sonraki iktidarını açıkça işaret etti. O günden bugüne, her adımında daha fazla hukuk dışına çıkan, her geçen gün daha da zalimleşen bir iktidarla karşı karşıyayız. Haksız hukuksuz davalarla, kötü muameleler ve baskılarla bizleri yıldırmaya, milletin iradesini zorbalıkla şekillendirmeye çalışıyorlar. Yalnız bizlere değil, ailelerimize karşı dahi tertipler, kumpaslar içindeler. Ama ne yapsalar millet ikna olmuyor, olmayacak. Aylarca milleti turpla, ahtapotla oyalayarak algı operasyonları yapanlar kendilerinden başka kimseyi kandıramadılar. Tüm yalanları, iftiraları dönüp onları vurdu.
“Şimdi bizi terörle, casuslukla suçlayacak kadar akıldan, izandan yoksun bir halde, yeni tertipler peşindeler. Yine başaramayacaklar. Milletimiz, tertipleri de sebeplerini de çok iyi görüyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, kurdukları israf ve istibdat düzenini yalanla, zulümle ayakta tutamayacaklar. Bu düzen değişecek. Hukuku ve demokrasiyi hiçe sayan, vatandaşı sadece oy ve vergi verirken kıymetli gören anlayışı tarihe gömeceğiz. Adaleti devletimizin temeli, ortak hayatımızın yüce bir değeri haline getireceğiz. Türkiye’yi; emeğiyle rahatça geçinen, geleceğinden emin, çalışkan, dürüst, mutlu insanların ülkesi yapacağız. İyiliğin, merhametin, kardeşliğin iktidarını kuracağız. Sabredeceğiz, gayret edeceğiz, cesaret edeceğiz. Ve mutlaka başaracağız. Dünya tersine dönse de Ordu’nun dereleri tersine aksa da başaracağız. 86 milyon kazanacak. Her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı.”




