Prof. Dr. Pala, “Bu görüntüler, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin eğitim politikalarının yapısal sorunlarının sonucudur. Sınıfta fiziksel kısıtlama pedagojik bir yöntem değil, açıkça kötü muameledir. Milli Eğitim Bakanlığı “inceleme” yerine derhal kapsamlı bir soruşturma başlatmalı, sorumlular görevlerinden uzaklaştırılmalıdır. Tüm özel eğitim kurumlarında bilimsel temelli standart düzenlemeler uygulamaya konulmadıkça ve sorumlular hesap vermedikçe özel gereksinimli birçok çocuk ve aileleri gelecekte de sorun yaşamaya devam edilecektir.” dedi.
Pala, olayın tüm boyutlarıyla aydınlatılması için Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e 23 Aralık’ta kapsamlı bir soru önergesi iletti. Önergede idari süreç, denetim, öğrenci güvenliği ve personel niteliği alanlarında sorularına detaylı yanıt talep etti.
“Sorumlular neden tespit edilemedi; idari sürecin detayları neden paylaşılmıyor?”
Milletvekili Pala, kamuoyunun bilgi alma hakkını vurgulayarak, olayın ortaya çıkartılmasının üzerinden iki hafta geçmesine rağmen Bakanlığın kamuoyuna net bir açıklama yapmadığını ifade etti. “Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü inceleme başlatıldığını duyurdu ancak bu açıklamada ne sorumluların tespitine ne de yürütülen idari süreçlere dair bilgi yer almaktadır. Aradan geçen iki haftada sorumlular neden tespit edilemedi ve idari sürecin detayları kamuoyuyla neden paylaşılmıyor?” diye sordu. Bu sürecin hızlı ve şeffaf yürütülmesinin zorunlu olduğunu yinelerken, çocukların ve ailelerin daha fazla mağdur olmaması için geçici koruyucu tedbirlerin derhal alınması gerektiğini vurguladı.
“Özel eğitim ve rehberlik hizmetleri uzman kadrolara teslim edilmedikçe nitelikli bir eğitim sistemi inşa edilemez!”
Pala, özel eğitim kurumlarında güç kullanımı, fiziksel kısıtlama ve alıkoymanın kesinlikle kabul edilemez olduğunu ifade etti. Özel eğitim ve rehberlik hizmetlerinin uzman kadrolara teslim edilmesi, bireyselleştirilmiş eğitim programlarının düzenli olarak gözden geçirilmesi ve denetimlerin bağımsız uzmanlarca yürütülmesi gerektiğini belirtti. Pala, çağrısını noktalarken, risk temelli düzenli denetim takviminin yayımlanması, ihbar mekanizmalarının güçlendirilmesi ve ailelerin karar süreçlerine katılımını artıracak yerel izleme mekanizmalarının kurulması yönündeki çağrısını yineledi.




