Pala, 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 29’uncu maddesinin “kamu yararı” için yapılan yardımlara getirdiği şeffaflık ve denetim zorunluluğuna dikkat çekerek, “Bu büyüklükte bir aktarım varsa harcama kalemleri de, denetim raporu da, yaptırım mekanizması da halka açık olmak zorunda” dedi. Yazılı soru önergesinin 15 gün içinde yanıtlanmasını zorunlu kılan yasayı ihlal etmeyi alışkanlık haline getiren Bakanlık, Mart ayında verilen önergeye yine yanıt vermedi.

Kayıhan Pala, soru önergesindeki ayrıntılara değinmeden önce Türkiye’de bağımlılıkla mücadelenin Sağlık Bakanlığı tarafından yalnızca Yeşilay’a verilmiş bir görev gibi görülmesini eleştirdi. Bağımlılıkla mücadelenin Sağlık Bakanlığı’nın en önemli görevlerinden biri olduğunu hatırlatan Pala, “Bağımlılık sorunu devletin ciddiyetle ele alması gereken, farklı kurumların işbirliğini gerektiren, Bakanlık düzeyinde kapsamlı bir stratejiyle mücadele edilmesi gereken yıkıcı bir toplumsal sorundur. Sağlık Bakanlığı bu konudaki öncü misyonunu kamu yararına çalışan bir derneğin sınırlı kabiliyetlerine terk edemez. Ancak ne yazık ki mevcut durumda Bakanlık sorunun ciddiyetini kavrayıp kendi sorumluluğunun gereklerini yerine getirmemektedir.” ifadelerini kullandı.

Pala basın açıklamasında bütçedeki çarpıcı rakamı hatırlattı: “Türkiye’de 2024 boyunca, bağımlılıkla mücadelede öncü olduğu iddia edilen Yeşilay’a Sağlık Bakanlığı bütçesinden günlük ortalama 3,4 milyon TL aktarıldı. Bu dev kaynak bağımlı gençlerin rehabilitasyonu, toplumsal bilinçlendirme ve bilimsel araştırmalar için harcandıysa memnun edici; ama bu paranın nereye ne kadar gittiğini sadece Yeşilay yönetimiyle Bakanlık biliyor, Sayıştay raporlarında tek satır yok.”

CHP’li milletvekili, ödenekteki artışın nedeninin kamuoyuna anlatılmadığını vurgulayarak şöyle devam etti: “Başlangıç ödeneği yıl ortasında yüzde 16 artmış; peki bu ek bütçe hangi projede kullanıldı? Personel gideri mi yükseldi, yeni taşınmaz mı alındı, yoksa tanıtım kampanyalarına mı harcandı? Bir yıl içinde Yeşilay logosu altında düzenlenen ulusal kampanyaların medya satın alma faturası nedir; kaç liralık kira, kaç liralık araç, kaç liralık ‘danışmanlık’ bedeli ödenmiştir? Halk vergilerinin nereye harcandığını görebilmeli. Bakanlığın resmî cevabı gelmeden vatandaşın bu kalemleri öğrenme şansı yok.”

Çölyak Günü’ne özel menü
Çölyak Günü’ne özel menü
İçeriği Görüntüle

Yeşilay’ın harcamalarının hangi tarihlerde, hangi usulle denetlendiğini ve denetim raporunun akıbetini soran Pala, “5018 sayılı Kanun çok açık: Kamu kaynağı alıyorsanız Sayıştay denetimine hazır olacaksınız. O denetimden çıkacak rapor, Bakanlık ‘onayladı’ diye kasalarda saklanamaz; usulüne uygun olarak yayınlanıp milletin önüne konur” ifadesini kullandı. Pala, Yeşilay’ın faaliyet ve projelerinin değerlendirilme süreçlerini de gündeme getirdi ve “Bağımlılıkla mücadelede ‘kamu yararı’ kriteriyle hangi proje nasıl bir değerlendirmeye tabi tutuldu, proje çıktıları nelerdir, bunlar bilimsel bir kurulla mı değerlendirildi yoksa yönetim kurulu kararıyla mı geçerli sayıldı?” sorusunu sordu.

Pala, olası usulsüzlük veya mevzuata aykırı harcama tespitinde Bakanlığın devreye sokacağı yaptırımların netleşmesi gerektiğini de belirtti. “Bakanlık, Yeşilay’dan faaliyet raporlarını alıp rafa mı kaldırıyor, yoksa harcama usulüne aykırılık gördüğünde geri ödeme, bloke veya adlî süreç başlatıyor mu? Geçmişte bu çerçevede açılmış bir soruşturma veya inceleme var mı?” diye soran milletvekili, kanunun öngördüğü “yardımın kesilmesi, zimmet çıkarılması, ilgililer hakkında suç duyurusu” gibi uygulamaların halkla paylaşılması gerektiğini vurguladı.

Yeşilay’ın bütçesinin devasa boyutuna karşın, faaliyetlerinin görünürlüğü ve denetlenebilirliğinin sınırlı kaldığını savunan Pala, “Bağımlılıkla mücadele elbette önemlidir; ama bu büyüklükteki fon toplumun ihtiyaçlarına ulaşmıyorsa şeffaf olmayan harcamalar soruşturulacaktır” dedi.

Ödenek kalemlerinin, denetim takviminin, rapor metninin ve olası yaptırım sürecinin gizli kalamayacağını vurgulayan Pala, “Yeşilay gibi köklü bir cemiyet, en başta kendisi için şeffaflığı talep eder. Eğer etmezse, kamu kaynağı üzerindeki toplumsal güven sarsılır ve bağımlılıkla mücadele eden kurumların itibarına gölge düşer” dedi.

Pala açıklamasını şu sözlerle bitirdi: “Yeşilay gibi kamu yararına çalışan kurumların itibarı önemlidir; bu itibar şeffaflık ve hesap verebilirlikle sağlanabilir. Sağlık Bakanlığı’nın vereceği cevaplar, sadece bizim değil gençlerin, ailelerin ve sahada çalışan psikologların, sosyal hizmet uzmanlarının da hakkıdır. 1 milyar 240 milyon TL’lik bir bütçenin akıbetini öğrenmek, gelecekte bağımlılık politikasının nereye evrilmesi gerektiğine karar vermek için elzemdir. Bu sorular yanıtsız kalırsa, ‘bağımlılıkla mücadele’ iddiası, kamu kaynağının denetimsiz kullanımının gölgesinde kaybolur.”