Mesaneyi boşaltmak amacıyla gece uyanma durumu tıpta noktüri olarak adlandırılıyor.

SUNY Downstate Health Sciences University Üroloji Bölüm Başkanı Dr. Jeffrey Weiss, noktürinin ancak gecede iki kereden fazla tekrarlaması ya da kişinin tekrar uykuya dalmakta zorlanması halinde tıbbi bir sorun olarak değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Weiss’e göre noktüri “bir hastalık değil, bir belirti.”

İdrar yolu enfeksiyonu veya aşırı aktif mesane gibi sorunlar noktüriye yol açabildiği gibi, diyabet, kalp hastalıkları ve uyku apnesi gibi daha ciddi sağlık sorunları da bu duruma neden olabiliyor.

Yaş önemli bir faktör

Uzmanlar noktürinin en önemli risk faktörlerinden birinin yaş olduğunu belirtiyor. Emory University Medical Center’da uyku uzmanı olarak görev yapan Donald Bliwise, genç yaşlarda idrar üretiminin büyük ölçüde gündüz gerçekleştiğini, ancak yaşla birlikte hormonal değişiklikler ve böbrek fonksiyonlarındaki azalma nedeniyle idrar üretiminin geceye kaydığını ifade ediyor.

University of Utah Health’te geriatri bölümü başkanı Dr. Alayne Markland ise yaşlanmayla birlikte mesane elastikiyetinin azalması, pelvik taban kaslarının zayıflaması ve prostat büyümesi gibi faktörlerin noktüriyi daha sık hale getirdiğini söylüyor.

Bununla birlikte, noktüri yalnızca ileri yaşlarda görülmüyor. Diyabet ve yüksek tansiyon böbreklerin daha fazla idrar üretmesine yol açarak her yaşta noktüri riskini artırabiliyor. Hamilelikte rahmin mesaneye baskı yapması da sık idrara çıkmaya neden olabiliyor. Kalp yetmezliği ve toplardamar sorunlarında ise bacaklarda biriken sıvı, yatınca kana karışarak gece idrar ihtiyacını artırabiliyor.

Uyku apnesi de noktüriyle ilişkili bir diğer durum. Dr. Bliwise’a göre, solunumun gece boyunca kesintiye uğraması vücudun daha fazla idrar üretmesine yol açıyor. Bu nedenle CPAP cihazlarının bazı hastalarda gece idrara çıkma sıklığını azalttığı belirtiliyor.

Ne zaman doktora başvurmalı?

Uzmanlar noktürinin, altta yatan bir hastalığın belirtisi olabileceği için göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguluyor. University of California San Francisco Health’te birinci basamak hekimi olan Dr. Alison Huang’a göre, gece uyanmak uykusuzluk sorunlarını gizleyebildiği gibi uyku kalitesini de ciddi biçimde bozabiliyor. Huang, “İnsanlar uyandıktan sonra gün içindeki stresleri ve kaygıları düşünmeye başlıyor; beden artık rahatlayamıyor. Özünde noktüri bir uyku problemidir,” diyor.

Gece tuvalete kalkmak güvenlik risklerini de beraberinde getiriyor. 2019 tarihli bir analiz, noktürinin düşme riskini yüzde 20, kırık riskini ise yüzde 32 artırdığını ortaya koydu. Bu nedenle uzmanlar gece lambası kullanılması, yataktan kalkarken terlik giyilmesi ve banyoya giden yolun engelsiz tutulmasını öneriyor.

Baba biri engelli iki çocuğunu öldürüp intihar etti
Baba biri engelli iki çocuğunu öldürüp intihar etti
İçeriği Görüntüle

Dr. Weiss, noktürinin doktora danışılmasının her zaman makul olduğunu, ancak özellikle kişinin bu durumdan rahatsız olması, alt ıslatma başlaması ya da ani bir artış fark edilmesi halinde gecikmeden başvurulması gerektiğini söylüyor.

Gece idrara çıkmayı azaltmak mümkün mü?

Yaşlanmanın etkileri geri döndürülemese de, uzmanlara göre bazı basit yaşam tarzı değişiklikleri noktürinin sıklığını azaltabiliyor. Uyku hijyeninin iyileştirilmesi bunların başında geliyor. Dr. Huang, akşam saatlerinde çay, kahve ve alkolden kaçınılmasının önemli olduğunu, çünkü bu içeceklerin hem uykuyu bozduğunu hem de idrar üretimini artırdığını belirtiyor.

Yatmadan iki ila dört saat önce sıvı alımını sınırlamak, yüksek su içeriğine sahip kuşkonmaz, kereviz, karpuz ve üzüm gibi besinleri akşam saatlerinde tüketmemek de öneriler arasında. Tuz tüketiminin azaltılması da vücutta sıvı tutulmasını önleyerek fayda sağlayabiliyor.

Bacak ve ayak bileklerinde şişlik olan kişiler için varis çorapları kullanmak veya bacakları yüksekte tutmak da gece idrara çıkma ihtiyacını azaltabiliyor. Aşırı aktif mesanesi olanlar için ise pelvik taban egzersizleri öneriliyor.

Uzmanlara göre noktüride tek bir çözüm yok. Dr. Huang’ın ifadesiyle, “Noktüri sihirli bir tek çözümle ortadan kalkmıyor; çoğu zaman küçük değişikliklerin bir araya gelmesi gerekiyor.”