Kadıoğlu, Bursa’nın tarihi mirasının sadece hanlar bölgesiyle sınırlı olmadığını belirterek, Emirsultan Türbesi, Yeşil Türbe, Irgandı Köprüsü, Osmangazi ve Orhangazi Türbeleri ile Muradiye Külliyesi gibi yapıların da kentin kültürel kimliğini oluşturan önemli unsurlar olduğunu ifade etti.
Özellikle Muradiye Külliyesi’nin, Osmanlı hanedanına ait 13 türbeyi barındırması ve 2014 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmesiyle Bursa’nın tarihi önemini bir kez daha gözler önüne serdiğini belirtti.
“Yeraltı Tünelleri ve Mahfel’in Tarihi Önemi”
Kadıoğlu, Bursa’nın yeraltında keşfedilmeyi bekleyen tünelleri ve Mahfel gibi tarihi yapıların da kentin geçmişine ışık tuttuğunu ifade etti. Tophane’deki Hamidiye Sanayi Mektebi’nin, 93 Harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında askerler için elbise dikilen bir okul olarak hizmet verdiğini ve 1899 yılında Hamidiye Sanayi Mektebi adını aldığını belirtti.
Kadıoğlu; “Yaklaşık 50 yıldır, tarihi yapılar, camiler ve türbelerin altında şehrin doğu-batı aksının omurgasını oluşturan yeraltı tünelleri ve viyadükleri olduğuna dair şahitlerinin de mevcutlu olduğu bazı bilgilere sahibiz. Bursa’nın 3 medeniye ev sahipliği yaptığı ve şehrin zapt edilmesi konusunun da yıllara yayıldığı düşünüldüğünde bugüne kadar yeraltı çalışmalarına çok fazla önem verilmemesi de manidardır. Yeni yönetimin ilgisini birazda bu kapsamlı olmalı. Yeraltı keşifleri hızlanmalıdır.” dedi.
“Bursa’nın Tarihi Mirası Gelecek Nesillere Aktarılmalı”
Kadıoğlu, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e çağrıda bulunarak, kentin tarihi mirasının korunması ve gelecek nesillere aktarılması için kapsamlı bir restorasyon ve tanıtım programı başlatılması gerektiğini ifade etti.
“Bursa’nın tarihi değerleri, sadece yerel halkın değil, tüm insanlığın ortak mirasıdır. Bu mirası korumak ve yaşatmak, hepimizin sorumluluğudur” diyen Kadıoğlu, Bursa’nın tarihine sahip çıkmanın, kentin geleceğine yatırım yapmak anlamına geldiğini sözlerine ekledi.
