Şüpheli şoförlerin çoğu zaman bir kurye gibi hareket ettikleri, görev tanımlarını aşarak örgüt lideri ve yöneticilerinin yönlendirmesiyle nakit paraların taşınması, gizlenmesi ve farklı adreslere ulaştırılması işlevini yerine getirdikleri anlaşılmıştır"
İddianamede, şüpheli Ekrem İmamoğlu'nun 3 cep telefonu numarası kullandığı, 19 Mart 2025'te gözaltına alındığında kolluk kuvvetlerine 14 Mart 2025 tarihinde alınmış̧ bir hattın takılı olduğu telefonu teslim ettiği ancak kullanımında olan 3 tane numaralı hatların takılı olduğu telefonları teslim etmediği belirtildi.
Şüpheli İmamoğlu'nun teslim etmeyerek gizlediği ve kolluk görevlilerinden saklattığı telefonlarından bir tanesinin dosya şüphelisi Erol Naim Özgüner'in ikametinde saklı olduğu ihbarı üzerine, bu şüphelinin evinde 12 Mayıs 2025'te yapılan aramada şüpheli İmamoğlu'na ait içerisinde sim kart olmayan bir telefonun ele geçirildiği iddianamede anlatıldı.
İddianamede, şunlar kaydedildi:
"Dosya kapsamına yansıyan bir kısım ifadelerde de suç örgütü elebaşısı, yöneticileri ve üyelerine ilişkin operasyon yapılmadan önce haberdar oldukları ve bu kapsamda tedbir alınmaya çalışıldığı hususu defaten dile getirilmiştir. Şüpheli Erol Naim Özgüner'in alınan ifadesinde de cep telefonunun 19 Mart günü 'Bu başkanın telefonu bunu ne yapacağız.' şeklinde alelacele bir tavırla kendisine getirildiğini ve daha sonra bu telefonun kendisi tarafından saklandığını ifade etmiştir. İçerisinde suç unsuru barındırmayan bir telefonun saklanmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi, bu telefonun 19 mart günü adeta ortadan kaybedilmeye çalışılmasının tesadüf ile izahı mümkün değildir. Dolayısıyla bu telefonun şüpheliler Burcu Ciner Şimşek, Kadriye Kasapoğlu, Melih Geçek ve Naim Erol Özgüner tarafından saklanılmasının, suç delillerini gizleme gayesini taşıdığı aşikardır."
Şüpheli İmamoğlu'nun özel kalem müdürü olan ve örgüt elebaşı, yöneticisi ve diğer örgüt üyeleri ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiği anlaşılan şüpheli Kadriye Kasapoğlu'nun örgütün gizlilik unsuru kapsamında hareket edip, delillerin ele geçirilmesini engellemeyi amaçladığı aktarılan iddianamede, gözaltı ve arama işlemleri esnasında, örgüt elebaşısının gayrimeşru işlerinde kullandığı değerlendirilen telefonu teslim etmediği ve akabinde diğer şüphelilere teslim ettiği belirtildi.
- İmamoğlu'nun konutundaki kamera kayıtlarının yok edilmesi
İddianamede, örgüt elebaşı Ekrem İmamoğlu'nun ikamet ettiği Rumeli Hisarı'ndaki adresinde kolluk tarafından arama yapıldığı, konuta ait kamera kayıtlarının alınamadığı kaydedildi.
İmamoğlu'nun gözaltına alındığı tarih olan 19 Mart 2025'ten önceki 15 günü ve sonraki 3 günü kapsayan kamera görüntü kayıtlarının alınmasına yönelik talimat verildiği bildirilen iddianamede, şüpheli Davut Bildik'in kolluk kuvvetlerine yapmış̧ olduğu şifahi beyan ile ikamette yer alan kamera kayıt cihazlarının 22 Mart'ta İBB Kasımpaşa Ek Hizmet Binasına bırakıldığını söylediği, ancak binada kamera kayıt cihazlarının bulunamadığının tespit edildiği aktarıldı.
İddianamede, şüpheli Davut Bildik'in örgütten aldığı talimat neticesinde suç delillerinin gizlenmesi maksadıyla kamera kayıt cihazlarını söktüğü değerlendirilerek, şu tespite yer verildi:
"Şüpheli Ekrem İmamoğlu'nun koruma müdürü olarak görev yapan şüpheli Mustafa Akın, İmamoğlu'nun gözaltında bulunduğu süre içerisinde örgüt elebaşısının operasyon öncesi gerçekleştirdiği görüşmeleri ve suç delillerini gizlemek maksadıyla 21 Mart'ta şüpheli Davut Bildik'e, ikametteki kamera kayıt cihazlarının sökülüp yok edilmesi talimatını vermiştir. Şüpheli Davut Bildik'in örgütten aldığı talimatı yerine getirmek için örgüt liderinin kalmış̧ olduğu evin güvenlik kamera kayıtlarını sökerek yok edilmesi amacıyla şüpheli Ümit Çakır'a teslim ettiği, Çakır'ın ise teslim aldığı bu cihazları şüpheli Murat Demir'e teslim ettiği tespit edilmiştir. Şüpheli Murat Demir'in ise delilleri yok etmek maksadıyla ele geçirilen kayıt cihazlarını kullanılamaz hale getirdiği anlaşılmıştır."
Şüpheli Mustafa Akın'ın örgütün kuruluş̧ aşamasından beri örgüt elebaşı Ekrem İmamoğlu'nun yanında yer aldığı aktarılan iddianamede, örgüt elebaşısı, örgüt yöneticileri ve diğer örgüt üyeleri ile eylem birliği içerisinde hareket eden şüphelinin, doğrudan örgüt elebaşısına bağlı "özel vasfa haiz" üye olduğu, şüphelinin her ne kadar koruma müdürü olarak görev yapıyor olsa da İmamoğlu'nun örgüt faaliyeti kapsamında yürüttüğü eylemleri gizlilik içerisinde delil bırakmadan yürütmenin gayretinde bulunduğunun değerlendirildiği kaydedildi.
İddianamede, şüpheli Akın'ın İmamoğlu'nun gözaltına alınması sonrası, konutunda ve etrafında bulunan İBB'ye ait kamera kayıt cihazlarını söktürerek kırılması talimatı verdiği, İmamoğlu'nun operasyon öncesi gerçekleştirdikleri suç içerikli gizli toplantılara ve örgütsel faaliyetlere ilişkin delilleri kararttığı, şüphelinin örgütün gizlilik kurallarına riayet ettiği ve diğer örgüt üyelerine de bu yönde talimatlar verdiği, bu suretle örgüte üst düzey bağlılık sergilediği, suç delillerini gizlediği ve kamu malına zarar verdiği kaydedildi.
- "Şüpheli şoförler kurye gibi hareket etmiş"
"Ekrem İmamoğlu suç örgütü"nün, rüşvet, irtikap, ihaleye fesat karıştırma ve hafriyat gibi alanlardan temin ettiği suç gelirlerini aklama faaliyetlerinde, örgüt elebaşı İmamoğlu'nun talimatı ile örgüt yöneticisi şüpheliler Murat Ongun, Ertan Yıldız, Murat Gülibrahimoğlu ve Fatih Keleş'in kurduğu sistemin yalnızca üst düzey bürokrat ve şirket yöneticileriyle sınırlı kalmadığı anlatılan iddianamede, alt kademe personel arasında da görev paylaşımı yapılarak "taşıyıcı zincir" oluşturulduğu belirtildi.
İddianamede, "Bu zincirin en önemli halkasını, belediye bünyesinde görev yapan örgüt yöneticilerinin ve örgüt üyesinin şoförleri oluşturmuştur. Şüpheli şoförlerin çoğu zaman bir kurye gibi hareket ettikleri, görev tanımlarını aşarak örgüt lideri ve yöneticilerinin yönlendirmesiyle nakit paraların taşınması, gizlenmesi ve farklı adreslere ulaştırılması işlevini yerine getirdikleri anlaşılmıştır." denildi.
Şüpheliler Hüseyin Yurddaş, Sabri Caner KırcaI, Kadir Öztürk, Bayram Yıldırım ve Mustafa Bostancı'nın çıkar amaçlı suç örgütü yöneticilerinin talimatlarıyla hareket ettikleri belirtilen iddianamede, şüphelilerin elde edilen suç gelirlerinin taşınmasında bilerek ve isteyerek aktif rol üstlendikleri kaydedildi.




