İmar Yasasına Takılanlar Derneği Genel Başkanı İbrahim Hacıoğlu, mevcut imar mevzuatının günün ihtiyaçlarını karşılamadığını belirterek kapsamlı bir düzenleme çağrısında bulundu. Hacıoğlu, İmar Kanunu’na göre hukuken “yok” sayılan kaçak yapıların yıkılmasının milyonlarca insanı mağdur edeceğini vurgulayarak, çözümün denetim ve kayıt altına alma sürecinden geçtiğini söyledi.

“Kaçak yapıları sisteme dahil etmek hem vatandaşı korur hem hazineye katkı sağlar”

Kaçak yapıların tamamen yok sayılmasının gerçeklikten uzak olduğunu ifade eden Hacıoğlu, bu yapıların güvenlik denetiminden geçirilerek ekonomiye kazandırılması gerektiğini dile getirdi. Hacıoğlu, “Kaçak yapıların da güvenli bir şekilde sisteme dahil edilmesi gerekiyor. Bu, hem vatandaşın barınma hakkını güvence altına alır hem de hazineye katkı sağlar” dedi.

Deprem gerçeği: “Ruhsatlı–ruhsatsız ayrımının anlamı kalmadı”

6 Şubat 2023 depremine dikkat çeken Hacıoğlu, yıkılan binaların önemli bir bölümünün ruhsatlı olduğuna işaret ederek asıl meselenin yapının sağlamlığı olduğunu söyledi.
“Esas olan deprem dayanıklılığıdır. Ruhsatlı veya ruhsatsız olmasının önemi yok. Önemli olan tüm yapıların güvenli olmasıdır” ifadelerini kullandı.
Hacıoğlu, yatay mimari ve sağlam konut üretiminin afetlere dayanıklı toplum inşasında kritik rol oynadığını vurguladı.

Pandemi sonrası yeni yaşam talebi: “Mevzuat vatandaşın gerisinde kaldı”

Pandemi döneminde artan bahçeli ve müstakil yaşam talebine rağmen imar mevzuatının bu ihtiyaca cevap veremediğini belirten Hacıoğlu, bürokrasinin azaltılması gerektiğini söyledi.
“Vatandaşın sağlıklı ve huzurlu ortamlarda yaşayabilmesi için bürokratik engeller kaldırılmalı” diye konuştu.

Tarım arazilerinin değerlendirilmesi: “Köylü toprağında yaşamalı”

Nüfusun artmasına rağmen milyonlarca dönüm tarım arazisinin verimli şekilde kullanılamadığını belirten Hacıoğlu, vasfını yitirmiş arazilerin konut yapılaşması için değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
“Köylü kendi toprağında yaşamalı. İmar düzenlemeleri buna göre güncellenmelidir” dedi.

Kentsel dönüşümde “yerinde dönüşüm” vurgusu

Kentsel dönüşüm projelerinin rant odaklı olmaması gerektiğini söyleyen Hacıoğlu, “Yatay mimariyle inşa edilecek sağlam konutlar, hem afetlere karşı direnç sağlar hem de sosyal bağları güçlendirir” diye konuştu.

“Vatandaş kendi arazisine ev yapmak zorunda kaldı, suçlu ilan edilmemeli”

Canhasan'da 8 bin 500 yıllık obsidyen ayna bulundu
Canhasan'da 8 bin 500 yıllık obsidyen ayna bulundu
İçeriği Görüntüle

Barınma sorunları nedeniyle milyonlarca vatandaşın kendi arazisine ev yapmak zorunda kaldığını ifade eden Hacıoğlu, bunun cezalandırılmaması gerektiğini söyledi.
“Bu insanlar denetlenmeli, sisteme dahil edilmeli. Bu bir tercih değil, zorunluluktur” dedi.

İmar düzenindeki adaletsizlik
Aynı sokakta bir kişinin imar barışından faydalanırken diğerinin faydalanamamasının sosyal adaleti bozduğunu söyleyen Hacıoğlu, imar barışının herkese eşit uygulanması gerektiğini savundu.
“Bu durum toplumsal huzuru zedeliyor” dedi.

“Toplu yıkım adaletsizlik olur”

Mevcut kaçak yapıların tamamının yıkılmasının hem mümkün olmadığını hem de büyük bir toplumsal yaraya yol açacağını belirten Hacıoğlu, çözümün denetim, kayıt altına alma ve vergi düzenlemesinden geçtiğini söyledi.

“Güncellenmeyen imar düzeni hem vatandaşı hem devleti kaybettiriyor”

İmar mevzuatının güncellenmemesi halinde barınma hakkının ihlal edildiğini, devletin ciddi vergi kaybı yaşadığını ve afet riskinin büyüdüğünü belirten Hacıoğlu, “Denetimli, adil ve güncel bir yapı kayıt düzenlemesi kaçınılmazdır” diye konuştu.

“Adil ve denetimli bir düzenleme şart”

Hacıoğlu, vatandaşın taleplerini dikkate alan, güvenliği önceleyen ve güncel ihtiyaçlara cevap veren bir imar düzenlemesinin şehirlerin geleceğini belirleyeceğini ifade etti:

“İmar düzenlemeleri ne kadar hızlı ve kapsamlı güncellenirse, o kadar sağlıklı ve dayanıklı bir şehirleşme ortaya çıkar. Bu süreçte vatandaşın hakları ve güvenliği ön planda tutulmalıdır.”