İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde bir asistan hekimin ameliyathanede gelişigüzel bırakılmış elektrik kablolarına takılarak iki kolunu birden kırması ve sol kolunun cerrahi müdahaleyle tespit edilmesi, CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala’yı harekete geçirdi.
Pala, söz konusu kazanın öğrenildiği kadarıyla “ne ilk ne de son” olduğuna, benzer yakınmaların aylardır dile getirildiğine dikkat çekerek, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’ndan yanıt istediği bir yazılı soru önergesi sundu. Mart ayında verilen soru önergesine aradan geçen süreye karşın yanıt verilmedi. Bilindiği gibi, Anayasanın 98.maddesi uyarınca milletvekillerinin yazılı soru önergelerinin en geç on beş gün içinde yanıtlanması gerektiği halde, Sağlık Bakanı Anayasaya aykırı tutumunu sürdürmektedir.
Bakanlığa iletilen önergede, Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde “çalışan sağlığı ve güvenliği” uygulama eksikliklerinin kronikleştiği vurgulanıyor. Ameliyathane katındaki sabit olması gereken kabloların gelişigüzel serildiği, daha önce de çeşitli kazalarda çalışanların yaralandığı ancak hastanede kalıcı bir önlem alınmadığı belirtiliyor. Pala bu tabloyu, “Türkiye’de sağlık çalışanının özveriyle gece gündüz verdiği emeğin, kâr odaklı işletme yaklaşımıyla değersizleştirilmesinin çarpıcı yansıması” diye niteliyor.
Soru önergesinde Pala, “Bakanlığın kayıtlarında bu hastaneyle ilgili iş güvenliği şikâyetleri görünüyor mu; görünüyor ise soruşturma ve inceleme süreçleri hangi aşamadadır?” diye sordu. Asistan hekimin yaralanmasına yol açan kablolama hatası hakkında hastanede görevli iş güvenliği uzmanları tarafından hazırlanan raporun kamuoyuna açıklanması gerektiğini savunan milletvekili, “elde edilen bilgilere göre kazaya yol açan etmenler yönetim ihmalini işaret ediyor” değerlendirmesinde bulundu. Pala “kazaya ilişkin olası kusur zincirinde taşeron şirketin ve tıbbi cihaz firmasının sorumluluğunun da netleştirilmesini” talep etti.
Kayıhan Pala, önergede yalnızca Çam ve Sakura Hastanesi’nde değil, Sağlık Bakanlığı’na bağlı tüm kurumlarda son beş yılda kaç iş kazasının kayda geçtiğini; bu kazaların dağılımının ve en sık tekrarlayan nedenlerinin analiz edilip edilmediğini de sordu. Pala, “Sağlık emekçileri özveri ile hizmet sunuyor, Sağlık Bakanlığı’nın çalışanları iş kazalarından ve meslek hastalıklarından korumak üzere kapsamlı bir politikayı hayata geçirmesi gerekir. Bu bağlamda bütün sağlık kuruluşlarında risk değerlendirmelerini yapmak ve koruyucu önlemleri uygulamak büyük önem taşıyor” dedi.
CHP’li milletvekili, mevzuatın kâğıt üzerinde kalmaması için denetim ve yaptırım zincirinin masaya yatırılması gerektiğini savundu. Hastanelerde çalışan sağlığı ve güvenliği kontrollerini kimlerin, hangi sıklıkla yaptığı; uygunsuzluk tespitinde ne yapıldığı; iş kazaları ve meslek hastalıklarıyla ilgili olarak Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde işletmeci konsorsiyumun ne tür bir yaptırımla karşı karşıya olduğunun şeffaf şekilde paylaşılması gerektiğini vurguladı. Pala “iş güvenliği, birkaç eğitim afişi ve zorunlu form doldurmanın ötesine geçemiyorsa, kamu-özel işbirliği modeliyle işletilen şehir hastaneleri sağlık çalışanı için tehlikeli bir şantiyeden farksızdır.” ifadelerini kullandı.
Pala, sağlıkta şiddetle birlikte iş kazalarına karşı mücadelede sorumluluğun sadece hastane yönetiminde değil, bunun yanı sıra doğrudan Bakanlıkta olduğuna da dikkat çekti ve sözlerini şöyle noktaladı: “Çam ve Sakura’da yaşanan olaylar buzdağının görünen yüzü. Bakanlık, kendilerine kaç rapor geldi, kaçını bekletti, kaç tanesi için idari işlem uyguladı, kaçını görmezden geldi, tek tek açıklamalı. Ölümle, kırıkla, sakatlıkla sonuçlanan her olayda sorumluluk zincirinin her bir halkasına bakılmalıdır. Sağlık emekçisinin hayatı değerlidir, çalışanların sağlığının korunması ve iş güvenliğinin sağlanması yaşamsal bir haktır.”
