İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun 23 Mart tarihinde tutuklanmasının ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 2.2 milyon yurttaşın akın etttiği büyük Maletepe mitinginde her hafta Çarşamba günü İstanbul'un bir ilçesinde miting düzenleyeceklerini duyurmuştu.

"Millet İradesine Sahip Çıkıyor" olarak adlandırılan mitingin ilki kayyum atanan Şişli'de ikincisi ise Beylikdüzü'nde düzenlendi. On binlerin akın ettiği mitingde yeni adres AK Parti'nin İstanbul içindeki kalesi olarak gösterilen Başakşehir'de düzenleniyor.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, mitingde toplanan on binlere hitap ediyor.

Özel'in açıklamasından öne çıkan başlıklar şöyle:

"Bu akşam Başakşehir'de umudu, uyanışı, direnişi, adaletsizliğe isyanı görüyorum. Bu akşam Başakşehir'de 'Gecenin bu vaktinde bu ayazda miting mi olur' diyenlere 'Mitinge gelmedik, eyleme geldik' diyen on binleri görüyorum. Bu akşam İstanbul'un ulaşımı en zor noktalarından birinde İstanbul'un tam öte tarafında konutlardan uzak ancak rant projesi, Kanal İstanbul'a yakın olan bu büyük meydana gelenleri koşanları, yollarda ulaşamayan on binleri görüyorum. Hoş geldiniz."

Başakşehir olmaz dediler. Başakşehir'de kalabalık olmaz, kimse toplanmaz dediler. Orası AK Parti'nin kalesi dediler. Bunlar ne Başakşehir'i tanımamışlar, ne bizi tanımışlar. Artık orası onun kalesi, burası bunun kalesi yok. Artık KADIKÖY DE BİZİM, Başakşehir de bizim. Yozgat da bizim, Mersin de bizim. Haftasonu gidiyoruz, Mevlana'nın kenti Konya da hepimizin. And olsun ki artık o eski siyaset yok. Hiç kimsenin kalesi yok. Artık kaleler gönüllerce fethedilmiştir. Başakşehir, milletin kalesidir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şeffaf olacaklardı, bantçı oldular
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şeffaf olacaklardı, bantçı oldular
İçeriği Görüntüle

CHP'nin kaleleri de millete feda olsun, AK Parti'nin kalesi de bu güzel gönüllü insanlarca feth olunsun, omuz omuza olunsun. Bunun için çalışıyoruz. Bu meydanda sosyal demokratler, muhafazakar demoktratler, milliyetçi demokratlar, Kürt demokratlar, İstanbul'un bütün demokratları omuz omuza. Hepinize selam olsun, hepinize helal olsun.

"19 MART'TAN BERİ YAPILANLAR ATATÜRK'ÜN EMANETİNE YAPILMIŞ BİR DARBEDİR"

Hepimiz bilelim ki 19 Mart'tan beri yapılanlar, ne sadece CHP'ye, ne sadece Ekrem Başkana. Yapılanlar Türkiye'deki siyaset kurumuna, dolaysıyla muhalefetiyle, iktidarıyla tüm siyasi partilere emek veren, gönül veren herkese, sandığa gitsin, gitmesin 'Bir gün sandık başına giderek değiştirebilirim' hissinde olan herkese, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün emaneti sandığa, milli iradeye yapılmış bir darbedir.

Bu darbeyi kılıfına uydurmak için bir kumpas dosyası hazırladılar. O ilk dalgada ilk olarak işi gizli tanıklara dayandırdılar. Öyle ya geçmişte İstanbul'un rantını kendi siyasetlerine sermaye edenler. İstanbul'dan yola çıkıp, tüm Türkiye'deki siyasetlerini, bu kente karşı kent suçlarından finanse edenler... İstanbul'u vaktiyle 'Biz bu şehre çok ihanet ettik' diye günü geldiğinde itiraf edenler, kişi kendinden bilir işi davasıyla bir başsavcıya 'Git bak elinle koymuş gibi bulacaksın' dediği bir iftira dosyasını teslim ettiler. Gizli tanıklarıyla birçok yalanla dolu bir dosya hazırladılar.

"MIŞ, MİŞ DEDİLER, SAVCININ İŞİNE GELECEK BİR SOMUT ŞEY SÖYLEYEMEDİLER"

Ancak o gizli tanıklar, söylediği iddiaları bir tane somut delil desteklemeyince 3 ay anlattıkları MASAK raporu ortaya çıkıp, bir peçete torbası gibi tel tel dökülünce, bu sefer döndüler kendi yandaş müteahhitlerinden iftiracı yaratmaya çalıştılar. Onların da ne somut bir delili, ne gördüm demeleri mümkün değildir. Öyle duydum, muş, miş dediler, savcının işine gelecek bir somut şey söyleyemediler.

"İÇERİDEKİ KADINLARI AVUKATI OLMADAN 'DOKTORA GÖTÜRÜYORUZ DİYE SAVCI İLE BİR ODAYA SOKTULAR"

En sonunda çare içeride tuttukları arkadaşlarımızı tehdit etmekte, şantaj yapmakta, onları birbirlerine karşı yalancı şahit yapma gibi bir kötülüğe yeltendiler. İçerideki kadınları avukatı olmadan 'Doktora götürüyoruz diye savcı ile bir odaya sokup, 'Dediğim gibi ifade ver, çocuğuna konuş, yoksa 10 yıl boyunca evladını göremezsin' dediler. Uzaktan bağlantı ile bağlanıp, '4 dakikan kaldı, dediğim gibi ifade vermezsen beni de evladını da unut' dediler. Bu şartlarda etkin pişmanlıktan yaralanacak insanların peşine düştüler ama onurlu, gururlu arkadaşlarımız karşısında bu kötüler avuçlarını yaladılar.

İSKİ Daire Başkanımıza Erdoğan döneminde İBB'ye girmiş, gelmişiz dememişiz ki AK Parti döneminde girmiş, liyakatli bir insan görevine devam ettirilmiş. Hatta terfi ettirilmiş. Kanal İstanbul çılgınlığı çıkınca kaçak yapılara göz açtırmayıp bunlara işlem başlatınca Erdoğan'ın kendi görevce başlattığı İSKİ Genel Müdrü Yardımcısına, daire başkanına gözaltı yaptılar. Yine İSKİ'nin Genel Müdürü, kendisinden yasaya aykırı ruhsat talep eden birine ruhsat vermediği için, hatta bunu Ankara'ya sorup, oradan da ruhsat verilemez belgesi verdiği için tehdit edildi. Devlete başvuruldu koruma alındı. Devletin tehditlerinden dolayı İSKİ Genel Müdürmüzü korumaya aldığı saldırganın ifadesiyle gözaltına aldılar.

"15 YAŞINDAKİ BİR KIZIN KULAĞINDAKİ KÜPELER ALTIN MI DİYE DEDEKTÖRLE BAKIP ALTIN BULDUK DİYENLER VAR"

İşte karşınızda 15 yaşındaki bir kızın kulağındaki küpeler altın mı diye dedektörle bakıp o kepleri çıkartmaya çalışıp, sözde operasyonda altın bulduk diyenler var. Küçücük bir çocuğun kartondan kumbarasından çıkan parayı rüşvet parası diye göstermeye çalışanlar var. İşte ikinci dalga budur. Bunların ahlakı budur, vicdanı budur. CHP bütün arkadaşlarımızın ahlakına, onuruna, temizliğien kefildir. Hepsinin yanındayız, aslan gibi arkalarındayız.

Tek bir talebi var Trump'tan. Türkiye'de iktidar elinden gidiyor. 'Yenemeyeceğim bir rakibim var. 4 kez yarıştık, 4 kez yendi beni. 5 yıl yapmadığım çirkef kalmadı. 5 sene sonra bir daha yendi. Cumhurbaşkanı adayı olursa beni yenecek. Türkiye Cumhuriyeti'nin başına geçecek. Ona darbe yapacağım, bana ses çıkarma, Kıbrıs da Filistin de senin olsun" diyen Erdoğan var karşımızda.

"6 YIL HİÇ HİZMET YAPMASA 560 MİLYAR ETMİYOR"

Hak, hukuk, adalet olsa önce bütün televizyonlarından 560 milyar yolsuzluk var dediler. Be Allah'tan korkmazlar, 6 yıl yönetmişiz İstanbul'u. 6 yılık bütçesi 497 milyar. 560 milyar 6 yıllık bütçeden fazla. Zaten bütçenin yüzde 70'i personel maaşı. 6 yıl hiç personel maaşı ödemezsen, hiç hizmet yapmasan, hiç asfalt dökmesen, hiçbir hizmet yapmasa bütün para 490 milyar ediyor. Bu diyor ki 560 milyarlık yolsuzluk var. Bunu söyleyince önce konuşup sonra susuyorlar.

"BU DA SANA KAPAK OLSUN"

Bu meydanı dün akşam bize kapatmaya kalkan, ışıklarını söndürmeye kalkan Ulaştırma Bakanı... Devlet Demiryolları'nın treni geçti, selamladı meydanı, bu da sana kapak olsun. "

Kaynak: HALKTV