Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Bolu Belediyesi 100. Yıl Cumhuriyet Parkı tanıtım ve toplu açılış töreninde konuştu.

CHP lideri Özel, partisinin Meclis açılışına katılmamasını eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yanıt vererek, "40 yıllık husumet duyduklarına gitti, el uzattı. Terörist dediklerine çay ısmarladı, bilmem ne. Neden? CHP’nin yaptığı ağırına gitti. Bu kadar şeyi yapıyorsun benim ağırıma gitmiyor da Meclis’e gelip boş sandalyeyi görünce senin ağırına mı gidiyor? Benim belediye başkanlarımın sandalyesi boş. Benim de Ekrem Başkan’ın boş sandalyesi ağırıma gidiyor. Resul Emrah Şahan’ın boş sandalyesi, Ahmet Özer’in boş sandalyesi ağırıma gidiyor" dedi.

Özel'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

CHP Mustafakemalpaşa’da Gökhan Demir güven tazeledi
CHP Mustafakemalpaşa’da Gökhan Demir güven tazeledi
İçeriği Görüntüle

"Tüm belediyelere eşit davranması gereken iktidar, Cumhuriyet Halk Partili yerel yönetimlere üvey evlat muamelesi yapıyor, hatta elini kolunu bağlıyor. Milletin seçtiği belediye başkanlarının inanmayıp mazbatasını iptal ediyorlar, bir daha seçiliyor. Beş yıl hizmet ediyor, alıp eski bir otobüsü köşede yakıp ‘Belediyenin otobüsleri yanıyor’ diyecek iftira filmlerini çekecek kadar, işleyen metro yürüyen merdivenlerine birilerine taş sıkıştırıp ‘Metroda hizmet faaliyeti durdu’ diyene kadar.. ‘İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde 550 tane terörist çalışıyor’ deyip sonra birini bir ispat edemeyip ‘Ben bunu siyaseten seçim öncesi söylemiştim’ diyene kadar… ‘İstanbul Belediyesi İspark’ı PKK’ya veriyor, PKK’lılar çalışacak. Ankara Büyükşehir belediyesinin su faturalarını DHKP-C militanları dağıtacak’ diyene kadar. Adil, centilmence bir yarış yerine; devlet imkanlarını ve her türlü dezenformasyonu kullananlar milletin karşısına çıktıklarında, yine kantara çıkıp yarışmaya cesaret edemediler. Bu sefer de yargı oyunlarıyla, yeni oluşturdukları yargı kollarıyla Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin üzerlerine gidiyorlar. Bir yanda Mansur Yavaş’ın teslim edip AK Parti’nin kapattığı önceki döneme ait 93 yolsuzluk dosyası. Bir yanda İstanbul’da 37 büyük yolsuzluk dosyası. Bunun karşısında Melih Gökçek’in oğlunun işlettiği televizyon kanalına savcılık yerine giden, kendisi suçlu olan ve dahil olmadığı soruşturma dosyasına dahil olup sonra millete iftira atıp, kendi iftiracı olup kendini kurtarmaya çalışan bir takım meczupların karalamalarla Ekrem Başkan’dan sonra Mansur Başkan‘a da saldırılarda bulunuyorlar.

Bir kusuru olan memur varsa, hele hele siyasi varsa onu taşımayız, o sırtımıza yük olur. Ama süreç öyle bir süreç değil. Kimin suçlanacağına önceden karar veriyorlar. ‘Suçlu Ekrem İmamoğlu, hadi ona suç bulalım. Yapılmış denetimler, geçirilmiş teftişler, alınmış temiz kağıtları, iç denetim temiz, dış denetim temiz, Sayıştay temiz. Daha önce o konuda suç duyuruları yapılmış, soruşturmalar temiz. Ama bu sefer ‘Gelelim bütün dosyaları alalım, sonra bakalım buradan ne bulabiliriz? Bir tane müteahhit bulalım, malıyla mülküyle, özgürlüğüyle tehdit edelim. Efendim ben bu işi yaptım ama at buraya bir imza açıktan da şunu verdim dedirtelim.’ Hatta o verilen şey belediye başkanının cebine de değil, bazen kreşe sandalye almış bazen bilmem ne yapmış, onu bile ‘Zorla de, irtikap yazalım.’ Ya da filanca yerde işadamının bütün HTS kayıtlarını döküyorlar. Bütün belediyenin bütün HTS kayıtlarını döküyorlar. Zaten o ilçenin içindeki iş adamıyla o ilçedeki belediyeden bir çalışanı aynı baz istasyonunda bulup fosforluyorlar. ‘Filancaya para verdim, gerisini bilmiyorum’ de. O para nerede? Nereden buldun? Yok. Nereye verdin? Yok. Kamera kaydı yok. Bir hesaba yatmış mı? Yok. Birine vermiş mi? Yok. O paraya altın ve döviz alınmış mı? Yok. İspat yok, iftira var. Bunun üzerinden gidiyorlar. Şimdi bu yöntem o kadar çok suçsuz belediye başkanını, örneğin Zeydan Karalar’ı Adana’da 11 yıl önce AK Partili belediyenin verdiği ihalenin paralarını düzenli ödemiş, bitince de bir daha ihale vermemiş. ‘Arada benden ödeme için para istedi, birine verdim.’ Hiçbir kanıt yok, 12 yıl geçmiş, Zeydan Karalar’ı alıyorlar. Zeydan Başkan’a bir şey yapacaklarından değil. Bütün Türkiye’ye ‘Bak Zeydan Karalar’ı 12 yıl sonra bile aldık koyduk. Kafayı taktık mı içeri atarız. Ya AK Parti’ye katıl ya Silivri’ye atıl.’ Böyle bir yaklaşımla başladılar. Şimdi İstanbul’da birtakım yeni görevlendirmeler Anadolu Adliyesi’ne, çoktandır bunun söylentilerini çıkarmalar, orada bir takım korku yaymalar, endişenin gerçeğe dönüştüğü bir durumda ‘Efendim işte ya hapse atılacaksın, ya bizim partiye katılacaksın’ yaklaşımlarıyla boğuştuğumuz bir süreçteyiz.

ERDOĞAN'A 'MECLİS PROTESTOSU' YANITI

İnsanlar böyle süreçlerden geçiyor, Tayyip Bey de çıkmış dün… Bu konuya niye böyle detaylı girdim? İstanbul’da almış mikrofonu. Bir de güya yaptığı işler bizi yıpratacak ya. Biz Meclis’e gitmedik, bütün metabolizması ve kimyası bozuldu. Çıldırdı, ne yapacağını şaşırdı. 40 yıllık husumet duyduklarına gitti, el uzattı. Terörist dediklerine çay ısmarladı, bilmem ne. Neden? CHP’nin yaptığı ağırına gitti. Bu kadar şeyi yapıyorsun benim ağırıma gitmiyor da Meclis’e gelip boş sandalyeyi görünce senin ağırına mı gidiyor? Benim belediye başkanlarımın sandalyesi boş. Benim de Ekrem Başkan’ın boş sandalyesi ağırıma gidiyor. Resul Emrah Şahan’ın boş sandalyesi, Ahmet Özer’in boş sandalyesi ağırıma gidiyor. Gelmiş, orada bizim sandalyeleri boş görmüş. Ağırına gitmiş beyefendinin.

Ne yapıyor? Dünkü açıklamaya bakın. ‘Rüşvet aldılar. Belediyeyi soydular. Gözlerinden nefret fışkırıyor.’ Kanıtla kardeşim, kanıtla. ‘Rüşvet aldılar’ değil, ‘Rüşvet alma iddiası var.’ Yalancı tanık var. Gizli tanık var. İddianame yok. Olsa ne yazar? Yargılama yok. Olsa ne yazar? Hüküm yok. Olsa ne yazar? İstinaf yok. Olsa ne yazar? Kesinleşme yok. Senin bu adamlara ‘Belediyede rüşvet aldılar’ demen için suçun ispatlanıp kesinleşmesi lazım. Bir tane kanıtın olmadığı yerde bunu söyleyemezsin. Seni bundan men ediyorum. Bu laflar namuslu ve şerefli insanlara, bütün dünyada masumiyet karinesi varken, daha bu insanlar belediye başkanı unvanı taşırken… Bu söylediğin suç. Görülecek davanın, bakın daha iddianamesi yok. Soruşturma aşamasında. İddianame düzenlenip kabul edilirse görülmekte olan davanın hakimini, yürütmenin başı Cumhurbaşkanı sıfatıyla yönlendiriyorsun, zorluyorsun, ‘Beni yalancı çıkarma, bunlar rüşvet aldı. Belediye soydu’ diyorsun. Böyle adil yargılama mı olur Ey Tayyip Erdoğan?

'TRT' ÇAĞRISI: 'HODRİ MEYDAN'

Bunları yapmış adam, şimdi bizim haysiyetimizle oynayamaz. İftiracılık yapamaz. Bir kez daha söylüyorum. Cesaretini topladığın gün ben hazırım. TRT kursun masayı, yapsın canlı yayını. Bütün televizyonlar ortak versin isterse. Sen arkadan al Akın Gürlek’i, bütün savcılarını. Ben geçeceğim o tarafa ve millet duysun bakalım. Neyle suçluyorsun, ne yapıyorsun? Bu kadar açık, bu kadar net iftiralara karşı dimdik ayaktayız kardeşim, dimdik ayaktayız.

Bundan sonra Tayyip Erdoğan’ın metinlerini yazanlara söylüyorum. Biz yazıyoruz, prompterden okuyor, çocuk oyuncağı değil. Mahkeme kararı kesinleşmiş, karar olmadan kimseye ‘hırsız’ dedirtmem. Kimseye ‘Rüşvet aldı’ dedirtmem. Kimseye ‘Belediyeyi soydu’ dedirtmem. Duyarsam, beterini duyarsınız. Hesabını verirsiniz. En geç iki sene içinde seçim var. Ondan sonra kim kime iftira attı, kim kime haysiyet cellatlığı yaptı? Bunların hepsini göreceğiz."