Yazar Eylem Tok ve estetik doktoru Bülent Cihantimur'un 17 yaşındaki ehliyeti olmayan çocukları Timur Cihantimur'un sebep olduğu kaza yine Türkiye'nin gündeminde.

Kazada hayatını kaybeden Oğuz Murat Aci'nin eşi Şükriye Aci'nin yüklü miktarda tazminat alarak şikayetini geri çektiği haberi gündeme bomba gibi düştü.

Avi'nin babası gelinine ağır sözlerle tepki gösterirken Cihantimur ailesinin Şükriye Aci ve kazanın diğer mağdurlarına 100 milyon TL tazminat ödediği iddiaları ortaya atıldı.

CNN Türk'e konuşan Şükriye Aci, hem iddiaları cevapladı hem de yaşanan süreci anlattı.

Eşinin ailesini ve aynı zamanda kayınpederinin arkadaşı olan davanın ilk avukatını hedef alan acılı kadın, söz konusu iddiaları kayınpederinin ortaya attığını kendisinin herhangi bir para talebinde bulunmadığını söyledi.

"MAALESEF KAYINPEDERİME GÜVENDİM"

Aci şöyle konuştu:

"Bu iddia eşimin ailesi tarafından ortaya atıldı. Çünkü aylar öncesinde 100 bin TL gibi bir miktarı kendileri konuşmuştu zaten.

Süreci zaten kendileri yönetti bugüne kadar. İlk etapta, olayın en başından itibaren küçük bir çocuğu olduğu için onunla ilgilenmek durumunda kaldım. Maalesef kayınpederime güvenerek, onun arkadaşı olan avukatın yürüteceğini düşünerek her şeyi ona bırakmıştım.

"KAFALARINDA EN BAŞINDAN BERİ BİR PLAN VARDI"

Bırakmaktan ziyade onlar beni muhatap almadı da diyebilirim. 6 ay boyunca herhangi bir bilgi verilmedi hukuki anlamda. Tamamen süreci kendileri yönetmek istediler çünkü kafalarında belli bir plan vardı.

"AVUKAT 55 MİLYON TL TEKLİF OLDUĞUNU SÖYLEDİ"

6 ayın sonunda avukatları benimle ilk konuşmayı yaptığında 50-55 milyon gibi tekliflerin olduğunu, o teklifleri reddettiklerini, daha büyük rakamlar istediklerini söyledi. "Yeni bir teklif gelirse mutlaka düşün, fevri hareket ediyorsun, oğlunun geleceğini düşünmek zorundasın" şeklinde söylemleri oldu. Ailenin evinde ikimiz görüştük, bana böyle söylediler.

Bana o zaman avukatları Hacı Bey 50-55 milyon gibi bir rakamdan bahsetti. Ben o gün bir cevap vermedim çünkü bir şeylerin ters gittiğini anlamaya başlamıştım. Sonrasında kendisinin ofisine gittim.

Başka şeyler de duymuştum. Bu paranın kendi aralarında pay edildiği, benim oğlumun ve benim bu paya dahil edilmediğimizi öğrendiğim için öncelikle bunu düzeltmeye çalıştım. Aslında eşimin ailesini karşıma almak istemiyordum o süreçte.

"PARAYI ALDIKTAN SONRA BİRBİRLERİNİ YERLER"

Ve ben ofisine gittiğimde avukatlarının ortağı Burak Bey ofisteydi. Benim Hacı Bey'le olan görüşmemde Burak Bey benim hiçbir şeyden haberim olmadığını fark ediyor.

Bunun üzerine bana ulaşıyor, diyor ki: 'Şükriye Hanım, oturtmamız gereken bir şeyler var. Sizin haberiniz hiçbir şeyden yokmuş. Ama bu olay böyle değil.' Bu süreçte biz de diyoruz ki: 'Nasıl yapalım, ne yapalım?' Ben karşıma almak istemiyorum. Çünkü kolay insanlar değiller. Ve ben diyorum ki: 'Bir şekilde biz Hacı Bey'le bu işi çözeceğiz ve bilmeli ki o benim avukatım. Benim onda vekalettim var ve benim bilgim dışında hiçbir şey yapamaz.' Bunu düzeltmeye çalışırken biz bir yandan da Burak Bey ortağını uyarıyor. Çünkü dava %90 benim ve oğlumun davası.

Ailesinde tabii ki söz hakkı var ama yüksek oranda bizim davamız olan bir şeyde benim hiçbir dahilim olmaması Burak Bey'i de rahatsız ediyor. Çünkü onda da vekalettim var aynı şekilde ve zan altında kalıyor ortağının yaptığı şeylerden dolayı.

Dolayısıyla diyor ki, 'Yanlış yapıyorsun, kadına söylememiz lazım.' Ve kendisinin ithamları da: 'Sen karışma, onlara ben hesap veriyorum, beni ilgilendirmiyor. Parayı aldıktan sonra artık birbirlerini mi yerler? Nasıl bölüşürlerse bölüşsünler.' şeklinde oluyor.

"BENİM ADIMA PARA ALINACAKTI"

Ben bunu öğrenince avukat aramaya başladım. Avukat bulduğumda da onu azlettim. Çünkü benim arkamdan bir para alınacaktı. O para da sonuçta orada-burada görüşülmüş bir para daha önce. Ve parayı ben ve oğlum almayacak ama benim adıma alınacak. Bu şekilde olacaktı ve ben bu şekilde olmasını istemedim.

"DOSYADA SADECE 1 DİLEKÇE VARDI"

Avukatımı tuttum ve biz hiçbir zaman uzlaşmaya gidelim diye çıkmadık. Avukatım göreve başlayınca önceki avukatın dosyada olayın ilk başında verdikleri sadece bir dilekçe olduğunu öğrendim. Ama televizyonlara çıkıp çok uğraştıklarını söylüyorlardı.

"KAYINPEDERİMİN TALEP ETTİĞİ MİKTARLAR BUNLAR"

Ben protokol gereği içeriği paylaşamıyorum ama bu bahsedilen paralar çok uçuk miktarlar. Kayınpederimin talep ettiği paralar bunlar. Hiçbir davada bu rakamlar telaffuz edilmiyor.

SOLOTÜRK gösterisi nefes kesti
SOLOTÜRK gösterisi nefes kesti
İçeriği Görüntüle

"BEN YÖNETİLMEK İSTEMEDİM"

Boş kağıt önüme koysa imzalamak zorundaymışım. O evde yaşadığım sürece o ne derse yapacakmışım... Bu yüzden durmadım o evde zaten. Annemin evine gittim. O ev benim değil onların. Evlendikten sonra oturmamız için bize verdiler. Üzerimde ev yok benim.

Ben açgözlü bir kadınmışım... Öyle olsaydım havuzlu villada oturup keyif yapardım. Ben yönetilmek istemedim."