Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince, adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmada, bazı sanıkların savunmaları alındı.
Duruşmada savunma yapan doktor Zeki Ötünç, maktul bebek Kerem Muhammet Tokluoğlu'nun Avcılar Hospital'de yattığını, hastaneye geldiğinde değerleri kötü olan bebeği hayatta tutmak için her şeyi yaptıklarını söyledi.
"HAYATA TUTUNSUNLAR DİYE UĞRAŞIYORUZ"
Bebeği kasten öldürmekle suçlandığını aktaran Ötünç, "Bebeğin ölmesi ne işime yarayacak. Bundan ne para kazanacağım, neden kastım olsun? Bebeğin kaşı güzel diye mi kurtarayım veya kurtarmayayım. Çocuğu öldürdün, deniyor. Ben öyle bir şey yapmadım. Adli Tıp Kurumu raporlarını okuyorum ama inanamıyorum, tamamen gerçek dışı şeyler yazılmış. Biz doktorlar, hastalarımız hayata tutunsun diye uğraşıyoruz. Suçsuzum." ifadelerini kullandı.
Tutuklu sanık Hakan Doğukan Taşçı savunmasında, bir bebeğin ölüm haberini vermenin çok zor olduğunu, aileye bilgiyi verirken kendilerinin de etkilendiğini söyledi.
"YANLIŞ DOZ UYGULADIM DİYE YARGILANIYORUM"
Aileye bebeğin ölüm haberini vermesinin, bebeğin ölümüyle bir alakası olmadığını belirten Taşçı, "Doktor geliyor, öldüğünü görüyor, hastaneden çıkıp gidiyor. Benim aileye ne demem gerekiyor. 'Doktor kaçtı mı' demem lazımdı. Ben bir buçuk yıl boyunca yanlış doz uyguladım diye yargılanıyorum." dedi.
Tutuklu sanık Fırat Sarı savunmasında, mahkeme heyetinin hala eksik bir soruşturmanın izlerini yürüttüğünü ileri sürerek, normalde kabul edilmemesi gereken bir iddianame olduğunu, hekimler için soruşturma izni alınmadığını savundu.
Sarı, savcılıkça 6 ay boyunca 15 günde bir her bebek ölümünden sonra hastaneye gidildiğini ama sadece bir tek otopsi talep edildiğini söyledi.
Soruşturmanın, tamamen telefon konuşmaları üzerinden yürütüldüğünü iddia eden Sarı, "Her gelen bilirkişi raporu bizi daha karanlığa itiyor. Bebeklere otopsi yapılmamış. Bebeklerin ölümüne neye dayanarak karar vermiş. İddianameyi yürüyen savcı otopsi alsaydı, hangi bebeğin neden öldüğünü net öğrenecektik. Ben hurafelerle yargılanıyorum." beyanında bulundu.
Tıbben hükümlüsü olduğu tek bebeğin "Halime bebek" olduğunu belirten Sarı, şöyle devam etti:
"Halime bebek, Tekirdağ Şehir Hastanesinde doğmuş. Şehir hastanesi anneyi doğuma almış. Halime bebeğin bir öncesi var. Şehir Hastanesinde neonatolog yok ama neden kabul etmiş. Halime bebek ölü doğmuş. Hiçbir kası kıpırdamıyor. Bebeği müdahaleye başlıyorlar 20. dakikada dönüyor. 20 dakika beynine kan gitmiyor. Anne karnında kim bilir ne zamandır beynine kan gitmedi. Bebek yenidoğan uzmanı yok diye Çorlu Reyap Hastanesi'ne sevk ediliyor. Bu bebeğin doğumu olsun demişler. Ama bebek ölü doğunca gidip başkasında ölsün demişler. Bunun ambulansa bindirilmesi yanlış. Bebeği sevk eden hekim yüzde 18 ölümünü arttırmış. Siz halime bebeği inceleyecekseniz öncesine de bakmanız lazım. Ben doktorum, onbinlerce hasta baktım. Yenidoğan hastası baktım. Bu bebek kendi nefes alıp veremiyor. Bu artık beyin ölümü gerçekleşmiş bir bebek. 2 aya biz hastayı yaşattık. Halime bebekle ilgili suçlanıyorsam, şehir hastanesinden neden bize geldi. Doğumda kimler vardı. Bunlar araştırılsın. Biz usulsüz sevkle yargılandık. Bu hastayı kim, neden bana sevk etti. Ben böyle bir hastayı kabul ettim diye suçlanıyorum. Bu olay çözülecek bütün kalbimle inanıyorum."
DURUŞMA YARINA ERTELENDİ
Duruşmada görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, sanıkların savunmalarının alınmasına devam edilmek üzere duruşmayı yarın saat 10.00'a erteledi.





