HABER: BURHAN KURTULMUŞ

Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Şube Başkanı Gürhan Akdoğan Bursa Saati’ne kente ve ülkeye dair önemli açıklamalarda bulundu.

Gürhan Akdoğan;

Eşine kızdı, evi yaktı mahalleli ayağa kalktı
Eşine kızdı, evi yaktı mahalleli ayağa kalktı
İçeriği Görüntüle

“Türkiye nereye gidiyor, bunun kaygısını yaşıyoruz. Bugün ülkemizin ciddi manada bütünlüğünün tehlike altına sokulduğunu görüyoruz.”

Mahfel bu durumu hakketmiyor

“Mahfelin bu hale getirilmesi kabul edilemez. Bu mekânın Bursa için tarihsel bir anlamı var. Mahfel Bursalıların buluşma yeridir. Mahfel, Cumhuriyet'in ilk yıllarına tanıklık etmiştir ve ‘Mahfel, bir kültür ve topluluk alanı, hepimizin nefes aldığı bir mekandır’ şeklinde tanımlanabilir. Eskilerin hatırladığı üzere, mahfelin postane yürüyüşleri hafızalarda yer etmiştir. Bursa’da resmi geçit törenleri, eylemler, yürüyüşler Mahfel’den başlar "

Bursa’nın tarihine ihanet!

“Bugün sayısı giderek artan alışveriş merkezlerini göz önünde bulundurursak, insanların kuş ve dere sesi ile oturabileceği sayılı bir yeri ne hale getirdiler. Mahfel her şeyden önce Bursa’nın tarihidir, hafızasıdır. Mahfel aynı zamanda Cumhuriyetin Halk Evidir.”

“En son satılarak otel yapımı bile düşünülmüştü. O yıllarda mücadelemizle bu geri püskürttük. Ancak bugün Ortadoğu ve az gelişmiş ülkelerde görebileceğiniz işportacı pazarlarını andıran estetik yoksunu görünüme geldi.”

Kim yetki verdi?

"Bir diğer önemli konu ise, Setbaşı Deresi yatağındaki o şekilsiz yapıların nasıl inşa edildiği ve bu tür yapılara nasıl izin verildiğidir. Bilime, tekniğe ve şehir planlamasına aykırı olan bu durumun sorgulanması gerekmektedir. Hepimiz, yaşanan sel felaketlerinden ders alarak, dere yataklarına yapılaşmanın yapılmaması gerektiğini biliyoruz. Ayrıca, yakın bir tarihte derenin taşması sonucu, yukarıdan gelen onlarca aracın nasıl dereye sürüklendiğini de unuttular mı?”


KÖŞE YAZISINI OKUMAK İÇİN TIKLA

Bursa Kubilay Anıtı'na kavuşuyor

Biz elbette ADD olarak elbette yanlışın karşısında olacağız. Ancak yalnızca itiraz ettiğimiz de zannedilmesin. Bugün sizin aracılığınız ile Bursalılara bir müjde vermek istiyorum: Artık kentimizde bir Kubilay anıtı olacak. Mustafa Fehmi Kubilay’ın cumhuriyet düşmanları tarafından katledilmesinin yıldönümünde Bursa Altıparmak yokuşu başındaki Yüzüncü Yıl Parkı'nda anıt açılmış olacak. ADD Genel Başkanı Mustafa Hüsnü Bozkurt’un katılımıyla 22 Aralık tarihinde saat 13.00'da anıtımızı açılışımızı yapacağız. Tüm Bursalıları karanfilleri ile anıt açılışımıza bekliyoruz. Bursa’nın bir yetiştirdiği bir cumhuriyet öğretmenini artık kendi anıtına çiçekler koyarak anabileceğiz. Köşe yazınızla konuyu gündeme taşıdığınız için size ve Bursa Saati’ne teşekkür ediyoruz.

Egemenliğimizi çiğnetmeyeceğiz

Bursa’da yaşanan olayı bir Atatürkçü’nün kabul etmesi mümkün değil. Her şeyden önce Papa bizim ülkemize bir dini misyonla gelmedi. Fener Kilisesi ile birlikte yaptıkları sözde ekümenik ayin ülkemizin egemenlik egemenliğini tehdit etmektedir. Yargıtay’ın 2007 yılındaki kararı oldukça net. Nasıl olur da bizim ülkemizde barınan bir kilise yargı kararına uymaz. Devletin kanunları, yasaları herkesi bağladığı gibi Bartholomeos’u da bağlar. Fener kilisesinin adeta Türkiye Cumhuriyeti egemenlik alanı dışında bir merkez gibi çalışmasına göz yumulmamalı. Atatürk’ün Fener kilisesinin faaliyetleri sebebi ile aldığı tutum ortada. Atatürk bir asır önce ekümenik girişimlere izin vermedi. Kaldı ki bugün Fener kilisesi çok daha siyasi hale gelmiştir. Bu şartlarda bu emrivakilere sessiz kalamayız.

İstenmeyen adam ilan edilmeli

Amerika Birleşik Devletleri’nin büyükelçisi adeta bir sömürge valisi gibi davranıyor. Şimdiye kadar on kere sınır dışı edilmeliydi. Papa’nın gelişi öncesi cumhurbaşkanı ile bizim ülkemizdeki bir kilise için pazarlık yapılıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Yabancı bir devlet adamı bizim iç işlerimize nasıl bu şekilde müdahil olabilir. Atatürkçü olmak her şeyden önce antiemperyalist olmaktır. Fener kilisesi sanki Amerika’ya bağlıymış gibi Tom Barac ruhban okulunun açılması için girişimlerde bulunup kendi başına açılış günü tayin ediyor. Dış işlerimizin artık “Persona Non Grata” kararı alması gerekir.

Amerikan elçisi küstahlık yapıyor

“1919 göndermesiyle ölçüyü fazlasıyla aşan ve bardağı taşıran Bay Barrack, vakit ayırıp biraz tarih okumalıdır. 9 Eylül 1922, 23 Temmuz 1939, 20 Temmuz 1974 ve 1 Mart 2003 tarihlerinde neler yaşandığını incelemeli; ülkemizde büyükelçi olarak görev yaptığı devlet henüz kurulmamışken, hatta üzerinde bulunduğu kıta dahi keşfedilmemişken kültür üretmiş, sanatçılar ve bilim insanları yetiştirmiş, devletler ve imparatorluklar kurmuş, çağ kapatıp çağ açmış, yedi düveli dize getirerek Sevr paçavrasını tarihin çöplüğüne atmış Türk milletinin ezelden beri hür yaşadığını ve kendisine zincir vurmak isteyen her girişime gereken karşılığı verdiğini öğrenmelidir.”

Tüm siyaset kurumlarını uyarıyoruz!

“Atatürkçü Düşünce Derneği olarak; diplomatik teamülleri hiçe sayan, iç işlerimize müdahale eden, devletimizin egemenliğine, tapu senedimiz Lozan’a, laik Cumhuriyetimize, milletimizin birliğine, üniter ulus devlet yapımıza ve toprak bütünlüğümüze açıkça yöneltilmiş bu küstahlığa, ülkemizi yöneten ve yönetmeye talip olan siyaset kurumunun hak ettiği yanıtı vermesi gerektiğini ifade ediyoruz.” dedi.