Bakanlığın, paranın nereye harcandığına dair sorduğu hiçbir soruya yanıt vermediğini belirten Pala, “Bakanlık, halkın parasının hesabını vermekten kaçmak için özel bir kanun hükmünün arkasına saklanıyor. Bu, kamu kaynaklarının şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri hiçe sayılarak, denetim dışı bir alana çekildiğinin resmî belgesidir” dedi.
“Milletin Parası Nereye Gitti Diye Sorduk, ‘Söylemek Zorunda Değiliz’ Dediler”
Konuyla ilgili yaptığı açıklamada Prof. Dr. Pala, şunları söyledi:
“2024 yılı bütçesinde Yeşilay için başlangıçta 1 milyar 65 milyon 100 bin TL ödenek ayrıldığını, ancak bu tutarın yıl içinde 1 milyar 240 milyon 100 bin TL’ye çıkarılarak tamamının harcandığını tespit ettik. Ardından, devletin mali disiplininin temeli olan 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na dayanarak Sağlık Bakanı’na son derece net sorular yönelttik:
· Söz konusu 1.24 milyar TL’nin ne kadarı personel gideri, ne kadarı proje, ne kadarı taşınmaz alımı gibi harcamalara gitti?
· Bu devasa kamu kaynağını hangi mekanizmalarla denetlediniz?
· Denetim sonrası hazırlanan bir rapor var mı? Varsa kamuoyuna ne zaman açıklayacaksınız?
· Bu harcamaların ‘kamu yararı’ ilkesine uygunluğunu hangi ölçütlere göre değerlendirdiniz?
Ancak Sağlık Bakanlığı, verdiği yanıtta bu sorulardan hiçbirine yanıt veremedi. Bakanlık, özetle, ‘Biz bu yardımı sizin sorduğunuz 5018 sayılı kanunun şeffaflık ve denetim kurallarına göre yapmıyoruz’ demiştir. Gerekçe olarak da 4733 sayılı Kanun’da yer alan ve Yeşilay’a yapılacak yardımları 5018 sayılı kanunun denetim hükümlerinden muaf tutan özel bir maddeyi göstermiştir. Bu, halktan alınan denetim yetkisiyle sorulan hesaba, ‘size hesap vermek zorunda değiliz’ demekten başka bir anlama gelmemektedir.”
Pala: “Bu Muafiyet, Denetimden Uzak Bir Kara Kutu Yaratmaktadır”
Bakanlığın bu yanıtıyla, Yeşilay’a aktarılan paranın standart denetim mekanizmalarının tamamen dışında bırakıldığını itiraf ettiğini vurgulayan Pala, durumun vahametini şu sözlerle açıkladı:
“Bakanlığın sığındığı bu yasal kılıfın ne anlama geldiğini tüm kamuoyunun bilmesi gerekir. Yeşilay'a aktarılan 1.24 milyar TL'nin 5018 sayılı kanundan muaf tutulması demek;
· Standart Denetimden Muafiyet Demektir: Kamu parasının harcanmasındaki temel şeffaflık kurallarının bu para için geçerli olmaması demektir. Bakanlık, ‘nasıl denetlediniz?’ sorumuza ‘böyle bir zorunluluğumuz yok’ diyerek cevap vermiştir.
· Detaylı Hesap Verme Zorunluluğunun Olmaması Demektir: İstediğimiz personel, proje, bina alımı gibi ayrıntılı harcama kalemlerinin kamuoyuna açıklanma yükümlülüğünün ortadan kaldırılması demektir.
· ‘Kamu Yararı’ Kriterinin Hiçe Sayılması Demektir: Harcamaların kamu yararına uygun olup olmadığını denetleme zorunluluğunun ortadan kalkması demektir.
Tüm kamu yönetimi denetim ilkelerini yok sayan bu tutum, iktidarın kamu kaynaklarını dağıtırken nasıl bir keyfiyetle hareket ettiğini; şeffaflıktan ve hesap verebilirlikten ne kadar uzak olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Burada mesele sadece Yeşilay değildir; mesele, halkın vergileriyle oluşan kamu kaynağının, iktidar tarafından özel yasalarla ‘denetim dışı alanlar’ yaratılarak istenilen kurumlara sorgusuz sualsiz aktarılmasıdır. Halkın parasının nereye harcandığını son kuruşuna kadar takip etmek bizim görevimizdir. İki yıldır bütçe görüşmelerinde sorduğumuz gibi, sormayı sürdürecek, bu konunun peşini bırakmayacağız ve her bir yurttaşın hakkını aramaya devam edeceğiz.”