HABER: ELİF BAYRIK
Bursa’da Esnaf ve Sanatkarlar Derneği (ESDER) tarafından “Helal Kazanç, Sağlam Aile” temasıyla bir panel gerçekleştirildi.

Osmangazi Kent Meydanı Gösteri Merkezi Salonu’nda yapılan programa alanında uzman isimler katıldı. Program Kuran-ı Kerim okunarak başladı ardından saygı duruşu ve istiklal marşı okunarak panele geçildi.

Programın açılış konuşmasını ESDER Bursa Şube Başkanı İbrahim Özacar yaptı. Özacar konuşmasında, derneğin Bursa’daki çalışmalarına değinerek şunları söyledi:
“Bursa’da şubemizi kuralı bir yıl oldu. Bu süre içinde her sektörden başkanlarımızı davet ederek 12 söyleşi programı düzenledik. Sektörlerin sorunlarını dile getirdik. Ahilik kültürünü yaşatmak adına konferanslar yaptık. Bugün ise ticaret ve sanatkarlıkta ahlak ve maneviyatı ele alıyoruz. Bu millet helal lokma ile büyümüş, aileden devlete büyük medeniyetler inşa etmiştir. İnşallah eksiklerimizi giderirsek yeniden büyük bir medeniyet kurabileceğimize inanıyorum”
Özacar ayrıca, program girişinde yer alan “kaybolmaya yüz tutmuş meslekler” temalı fotoğraf sergisine dikkat çekerek, geçmişteki komşuluk ilişkilerinin, dayanışma kültürünün ve değerlerin yeniden hatırlanması gerektiğini vurguladı. “Kendisi için istemediğini kardeşi için istemeyen bir topluluk vardı. O değerlerimizi kaybettik. Yeniden o değerlere kavuşmak duasıyla hepinizi selamlıyorum” dedi.

Prof. Dr. Mefail Hızlı: Helal kazanç olmadan sağlam aile olmaz
Panelin moderatörlüğünü üstlenen Prof. Dr. Mefail Hızlı, konuşmasına katılımcıları selamlayarak başladı. Kur’an-ı Kerim’in bir Müslümanın başvuru kitabı olduğunu vurgulayan Hızlı, helal kazanç ve sağlam aile kavramlarının birbirini tamamladığını söyledi:
“Başkanımızı tebrik ettim. Çok önemli bir başlık seçilmiş. Helal kazanç olmadan sağlam aile, sağlam aile olmadan helal kazanç olmaz. Bunlar birbirine hayat veren iki unsurdur”
Aile içinde verilen terbiyenin toplumun her alanına yansıdığını belirten Hızlı, “Eğer toplumda ‘keşke böyle yapmasaydı’ dediğimiz örnekler varsa, bilin ki o bireyin yetiştiği ailede eksiklik vardır” dedi.

Teknolojinin hızla yaygınlaştığı günümüzde çocuk yetiştirmenin zorlaştığını ifade eden Hızlı, ailelerin helal lokmaya gösterdiği hassasiyetin önemine dikkat çekti:
“Biz sokakta bulunan ekmeği yüksek bir yere koymayı Kur’an’a gösterilen saygıyla eşitleyen bir milletiz. Bu çok büyük bir artıdır. Helal lokma için gösterilen gayret Allah katında karşılığını bulur”
Çocukların teknolojiyle iç içe büyüdüğü bir dönemde ebeveynlerin yükünün arttığını söyleyen Hızlı, “Gelecek neslin neyle karşılaşacağını düşünemiyorum. İnancımız var ama inanç pratiğe dökülmezse eksik kalır. Bunu hayatımıza taşımamız gerekiyor” diye konuştu.

Prof. Dr. Abdullah Karahan: Helal kazanç, hem dünyayı hem ahireti mamur eder
“Helal Kazanç, Sağlam Aile” panelinin konuşmacılarından Prof. Dr. Abdullah Karahan, helal kazancın birey ve toplum üzerindeki etkilerine değinen bir sunum yaptı. Karahan, konuşmasında iş ahlakının önemine vurgu yaparak çeşitli kurumlarla yürüttüğü çalışmalardan örnekler verdi.
Karahan, İstanbul merkezli “İktisadi Girişimcilik ve İş Ahlakı Derneği”nin Bursa temsilciliğini yürüttüğünü belirterek, iş dünyasında ahlaki ilkelerin yaygınlaştırılması için çeşitli faaliyetlere destek verdiğini söyledi. Bursa Müftülüğü bünyesinde esnafı ziyaret ederek dini sorularını yanıtlayan ve helal kazanç konularında rehberlik yapan “mobil irşad ekibi”nin danışman üyelerinden biri olduğunu da aktardı.
Konuşmasında dağıtılan “Kırk İlke” broşürüne değinen Karahan, bu ilkelerin hayata geçirilmesinin hem dünyayı hem ahireti mamur edeceğini ifade ederek şunları söyledi:
“Bu ilkelere gerçekten riayet edebilsek hem dünyamız hem ahiretimiz güzelleşir. Ancak insanız, zaman zaman nefsimize yeniliyor, Rabbimizin bizden istediği şeyleri unutabiliyoruz. Modern çağın dayattığı tüketim hırsı, kapitalist sistem ve reklam bombardımanı hepimizi etkiliyor. Bu çark içinde helal lokma konusunda unuttuklarımız olabiliyor”
Karahan, helal kazanç konusundaki ilkelerin aslında herkes tarafından bilindiğini ancak hatırlatmanın önem taşıdığını belirterek şu ifadelere yer verdi:
“Cenab-ı Hak ‘hatırlatın, çünkü hatırlatmak müminlere fayda verir’ buyuruyor. Hepimizin bildiği hakikatleri zaman zaman birbirimize yeniden hatırlatmamız gerekiyor. İyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak, birbirimize bu konuda destek olmak zorundayız”
Geçmişte İslam medeniyetinin ahlaki temeller üzerine yükseldiğini hatırlatan Karahan, bu değerlerin yeniden canlandırılması gerektiğini vurguladı. Konuşmasını “Bu hatırlatmaların hepimize fayda sağlayacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Doç. Dr. Necmettin Çalışkan: Ailede huzurun ilk şartı temiz ve helal kazançtır
ESDER Bursa Şubesi tarafından düzenlenen “Helal Kazanç, Sağlam Aile” panelinde konuşan Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, aile yapısının güçlenmesinde helal kazancın belirleyici bir rol oynadığını vurguladı. Programın üçüncü konuşmacısı olarak sahne alan Çalışkan, helalin sadece esnafı ilgilendiren bir konu olmadığına dikkat çekerek sözlerine başladı.
Çalışkan, helalin İslam’ın temel kavramlarından biri olduğunu belirterek, “Müslümanlığı tek bir kelimeyle ifade etmek gerekirse o kelime helaldir. Müslüman temiz insandır; dili, kalbi, düşüncesi, yaşayışı temizdir” dedi.
Toplumda helal kazanç dendiğinde çoğu kişinin sorumluluğu sadece esnafa yüklediğini ancak bunun yanlış bir yaklaşım olduğunu söyleyen Çalışkan, “Helal hepimize lazımdır. Öğretmenin de, memurun da, ev hanımının da, tüketicinin de helal konusunda ciddi sorumlulukları vardır” ifadelerini kullandı.

“Helal evrenseldir, haram olan dün de haramdı bugün de haramdır”
Helalin ve haramın kanunlarla değil, bizzat Allah tarafından belirlendiğini ifade eden Çalışkan, bu hükümlerin zamanla ya da koşullarla değişmeyeceğini belirtti.
Konuşmasında sık sık ibretlik örneklere yer veren Çalışkan, kıyamet gününde sorulacak beş temel soruya dikkat çekti:
Ömrünü neyin peşinde geçirdin?
Gençliğini neyin peşinde harcadın?
Nereden kazandın?
Nereye harcadın?
Bildiğinle amel edip etmediğin?
Bu soruların özellikle kazanç ve harcama konusunda herkes için uyarıcı olduğunu belirten Çalışkan, “Allah, daha namazı sormadan önce kazancımızın hesabını soracak. Üç kuruşluk kazancın bile hesabı verilecek” dedi.
“Helal para helal yerde harcanır”
Kazancın helal olmasının yetmeyeceğini, harcamanın da aynı hassasiyetle yapılması gerektiğini vurgulayan Çalışkan, “Helal para helal yerde harcanır. İnsanlar kazancının kuruşuna dikkat eder ama harcamaya gelince ‘mal benim değil mi?’ diyebiliyor. Oysa mümin, nerede harcadığının da hesabını verecek” diye konuştu.
Aile huzurunun temelinde temiz kazanç olduğuna dikkat çeken Çalışkan, haram kazancın aile yapısına zarar verdiğini belirterek şu benzetmeyi yaptı:
“Son model araca yanlış yakıt koyarsanız yüz metre gitmez. Aile de böyledir. Haram kazanç, insanın damarına enjekte edilen zehir gibidir. Nasıl ki kimse beş gram zehir karşılığında dağlar dolusu serveti kabul etmezse, haram kazanç da aynı derecede tehlikelidir.”
“Güçlü aile, temiz kazançla inşa edilir”
Çalışkan konuşmasını, güçlü bir toplumun temelinin güçlü aileler olduğuna vurgu yaparak tamamladı:
“Bir ailenin evine faiz, hile, kul hakkı gibi gayrimeşru gelirler giriyorsa orada gerçek huzurdan söz edilemez. Ailede huzurun birinci şartı temiz olandır. Helal kazanç, aileyi de toplumu da ayakta tutar”










