Gayrimenkul alım-satımı, kriz döneminde durgunlaşmış olsa da günlük yaşamda sıklıkla karşılaşılan bir olay. Değişik nedenlere bağlı olarak ev, işyeri, arsa ve benzeri gayrimenkuller alınıp satılıyor…

Krize karşı alınan önlemler kapsamında katma değer vergisi ve tapu harcının düşürülmesinin, önümüzdeki günlerde gayrimenkul piyasasını hareketlendirmesi bekleniyor…

İşte burada okurlarımızın dikkatini çekmek istediğimiz ince bir nokta var. Eğer konu yeterince bilinmiyorsa gayrimenkul alıp satanların ileride vergi sürprizi ile karşılaşması mümkün…

ALIŞ BEDELİNİN DÜŞÜK GÖSTERİLMESİ

Gayrimenkullerde mülkiyet tapu siciline tescil ile kazanılıyor. Tapu siciline yapılan tesciller için tapu harcı alınıyor. Gayrimenkul satışlarının tapuya tescilinde satış bedeli üzerinden toplam binde 40 harç alınıyor. Kanuna göre bu harcın yarısı olan binde 20’sini alıcının, diğer yarısını da satıcının ödemesi gerekiyor. Ancak uygulamada satıcı “ben harç març anlamam” kafasında olduğundan satıcının payını da alıcı ödüyor.

Böyle olunca alıcı da, daha az tapu harcı ödemek amacıyla alış bedelinin düşük gösterilmesi yoluna gitmeyi tercih ediyor. Hatta bazı komisyoncular bu yönde telkinde bulunabiliyorlar.

Tapuda bildirilecek değer konusunda tek kısıt, emlak vergisi değeri. Yani tapu harcı, emlak vergisi değerinden az olmamak üzere beyan edilen satış değeri üzerinden hesaplanıyor. Bunun sonucu olarak, genellikle gerçek değerin çok altında bir satış değeri bildiriliyor ve tapu harcı da bu bedel üzerinden hesaplanıyor. Bu açıdan bakıldığında, ortaya çıkan tablo “alan memnun, satan memnun” şeklinde özetlenebilir.

ALINAN GAYRİMENKUL SATILIRSA

Tapuda düşük bedel gösterilerek satın alınan gayrimenkul, değişik nedenlerle satılırsa tapu harcından kurtulmak için yapılan düşük beyan sorun yaratabiliyor. Olay şu şekilde gelişiyor: Alıcı, satışın gerçek bedel üzerinden yapılmasında ısrar ediyor. Özellikle kurumsal alıcılar bu konuda bilinçli olduklarından işlemlerin gerçeği yansıtmasına özen gösterebiliyorlar. Satıcı, müşteriyi kaçırmamak için kabul ediyor. Bu noktadan sonra, satıcının gayrimenkulü alırken tapuya yapmış olduğu düşük beyan başına dert açabiliyor.

DEĞER ARTIŞ KAZANCI

Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80. maddesine göre; gayrimenkullerin alındığı tarihten itibaren 5 yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazanç değer artış kazancı kabul ediliyor. Değer artış kazancı hesaplanırken, alış bedeli satışın yapıldığı ay hariç ÜFE endeksindeki artışa göre artırılıyor. Bu şekilde bulunan değer, satış bedeli ile kıyaslanıyor. Bulunan farkın 2025 yılında 120.000 TL’yi aşması halinde, aşan kısım gelir vergisine tabi tutuluyor.

Daha az tapu harcı ödemek için yapılan küçük “çakallıklar” çoğunlukla harcın onlarca katı gelir vergisi ödenmesi sonucunu doğuracaktır. Gayrimenkul almayı düşünenlerin, bu durumu dikkate almaları kendi çıkarları gereği. Bizden söylemesi: Yağmurdan kaçarken doluya tutulmayın!