Sabah güneş, öğlen yağmur, akşam rüzgar…

Bu havalarda bir değişik. Ne zaman giysek acaba?

Aslında ruh halimiz gibi…

Sabah mutlu, öğlen huzursuz, akşam yorgun…

Bu haller de bir değişik, neyi? Ne zaman yaşasak acaba?

Değişken bir durum içerisinde geçirilmeye çalışılan günler ve ruh halimizin bir karşılığı var aslında… Bakış açımıza ve yüklediğimiz anlama göre değişiyor.

Nedir bu bakış açısı?

Bakışın açısı kaç derece olursa doğru hali buluyoruz?

Açı, 180 olsa düz , 360 da başladığımız yer ise neye göre belirleyeceğiz bu alanı?

İçinde bulunduğumuz duruma ve hayatımıza kattıklarının farkına göre… Cevap, doğru…

Peki o zaman?

Neye, nasıl bakmalıyız ve bu kime göre olmalı?…

Bu görelikler içinde, herkesin anlamının farkına göre bir açıyı bulmak gerekiyor..

Bakış açımızın derecesini de bu anlam farkı oluşturuyor…

İşte bu tamamen bireysel farkındalık….

Hepimizin yüklediği anlama göre değişen bir bakış açısı var…

Geniş açı , bu noktada en geçerlisi çünkü açı genişledikçe alan açılıyor ve dar alanda görünmeyen bir çok şey ortaya çıkıyor…Bu da bize;

Tek bir açıdan değil, çok yönlü açılardan düşünebilmek ve bütün muğallak kelimeleri netleştirebilmek becerisi sunuyor. Anlam genişliyor ve seçenekler çoğalıyor… Muğallakta kalan bir çok şey alan içerisinde yerini netleştirebiliyor.

Belkinin beklentisini, galibanın sorununu, sankinin yüklediği anlamı değiştirererek, çerçeveyi büyütebiliyoruz.

Bakış açısı bize yeni bir hal oluşturmak için ve mevcut gerçekten uzaklaşmadan alternatif oluşturmak üzerine çalışıyor. Yüklenilen anlamı farklılaştırıyor. Göremediğimiz bir çok şey gösterebiliyor ve çözümleri sunabiliyor.

Bir olay, hal veya duruma çok yönden yaklaşabilmeyi öğrenmek ve “Buna başka açıdan nasıl bakabilirizi? ” İçselleştirmek kapının kilidini açabilmek için bütün anahtarları denemek gibi…Elbette bir tanesi kilit için hazırlanmış olacak yeter ki denemekten vazgeçme…