Yangını özel (hastalık) bir ziyaret nedeniyle uzaktan izliyorum.
Kulağım, gözüm, kalbim Bursa’da…
Her gün yüz yüze baktığım Katırlı dağlarından, Harmancık düzlerinden her ateş yükselişinde içimden bir parça kopuyor; yeşili giderek yok edilen Bursa’nın kalan orman alanlarının da kızıllaşarak simsiyah olmasını derin bir üzüntüyle, çaresizlikle seyrediyorum.
****
Soru şu, bu yangınlar önlenebilir miydi?
Prof. Dr. Erdoğan Atmış’ın Birgün’deki yazısından öğreniyoruz ki, 1937 yılından bu yana tutulan kayıtlarda en çok orman yangını 15 Temmuz-15 Ağustos arasında çıkıyor.
Bir başka bilgi, 2020 yılından bu yana yangın sayılarının giderek artıyor olması…
Hatta bir yılda bin 500 civarında olan yangın sayısının 3 bin civarına yükselmesi sözkonusu…
Yurttaş teyakkuzda olmalı kuşkusuz ama seferberlik ilan etmesi gereken öncelikle Tarım, Orman Bakanlığı değil mi?
2021 yılındaki 140 bin hektarlık alanın yanmasından sonra yoğun eleştiriler üzerine hükümet ile Tarım-Orman Bakanlığı önemli adımlar attı.
Yangın uçakları, helikopterler, diğer araçlarla daha hazırlıklıyız artık.
****
Ancak yetmiyor.
Demek ki başka şeyler de yapmak lazım.
Her büyük kentte bir askeri birliğin bu amaçla eğitilmesi, donatılması, hazır kıta olarak bekletilmesi neden düşünülmüyor?
Açıklamalardan öğreniyoruz ki yangına müdahale edecek personel sayısı 13 bin civarında, neden bu 26 bin olmasın?
Her ormana sensör konulması, İHA’ların sürekli gözetim yapması, terörle mücadele edilir gibi yangınlarla teknolojik olarak savaşılması gündemimizin birinci maddesi olmak durumunda değil mi?
****
Merkezi yönetimle yerel yönetimlerin işbirliği halinde olması sadece yangınlara değil bütün doğal afetlere karşı zorunluluk değil mi?
Ne yazık ki Bursa’da bu işbirliğini tam göremedik.
AK Parti iktidarı, yangınların yerleşim alanına sıçramasını büyük ölçüde engelleyen Bursa Büyükşehir Belediyesi’ni yok saydı.
Bakanlarla, Bozbey’in yan yana fotoğrafını gören var mı?
****
Bir önemli hizmeti açmak için Bursa’ya gelen Ulaştırma Bakanı Uraloğlu’nun görüntü verdiği isimlerden biri de Bursa Ticaret Sanayi Odası Başkanı İbrahim Burkay’dı.
Düşünüyorum da Bursa’da resmi olarak 17 ama ıslahla beraber 24 organize sanayi bölgesi var.
Sürekli yeni sanayi bölgesi kurmak için bastıran Başkan Burkay, küçük bir derebeylik haline gelen OSB’lerin itfaiye birimleri kurması, onların kendi bölgelerindeki yangınların dışında da görev alması için bastırması gerekmez mi?
MUSTAFA IŞIK’IN YADIRGANAN DAVRANIŞI
Bu arada AK Partili Gürsu’nun başarılı belediye başkanı Mustafa Işık’ın, Mustafa Bozbey’e yönelik eleştirisi hiç şık değildi.
Ne yeriydi ne zamanı!
Troller, öküz altında buzağı arayan Bozbey düşmanları, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yangın çıktığı gün Bulgaristan’da olmasını eleştirdiler.
Yangını önceden bilme olanağı olmayan Bozbey’in gece yarısı gelip, sabah iş başı yapmasını takdir etmek yerine her zaman olduğu gibi düşmanlığı tercih ettiler.
Bu şu demek değil kuşkusuz; gerek Mustafa Bozbey gerek Şadi Özdemir, gerekse Erkan Aydın turist Ömer gibi gezsin!
Şu ana kadar bu konuda (Yurtiçi ve Yurtdışı gezileri) iyi sınav vermediklerini belirtmiş olayım.
****
Bir garabet durum da şu, İstanbul’dan Bursa’ya, Yalova’ya gelen itfaiye araçlarından köprü-yol geçiş ücretlerinin alınması!
Bu kesinlikle kabul edilemez. Sinekten yağ çıkarmanın anlamı nedir Allah aşkına?
Derhal bu konuya el atılmalı, itfaiye, polis, ambulans gibi araçlardan geçiş ücreti asla alınmamalı…
****
Bilmiyorum siz ne düşünüyorsunuz?
Bursa tarihinin en büyük yangınıyla karşı karşıyayız.
Sizce, Tarım-Orman Bakanlığı ve onun bağlı olduğu hükümet sınavını verebildi mi?
Çalışmalar yeterli miydi; dua etmekten başka yapacak bir şey yok muydu?
****
Bu yazının dipnotu: Duayen iş insanlarından Yalçın Aras’ın bu konuda harika bir önerisi var: “Buradan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bir çağrıda bulunuyorum. En kısa zamanda, Türkiye’de bulunan 362 organize sanayi bölgesine, kapladığı alan kadar yanan orman alanlarına ağaç dikme görevi verilsin ve bu resmi hale getirilsin.”