Paranın kendisine hizmet ettiği insan, parayı cebinde taşırken, paraya tapan insan kalbine alır.

Para, var oluşu gereği kendi başına bir değer değilken, iyi ya da kötü olamaz çünkü değer olmak, iyi veya kötü olmak ancak bilinçli, iradeli insana mahsustur. Parayı iyi, kötü yapan insanın onu neresine koyduğuyla alakalıdır.

Para, insanın yaşamı için ihtiyaç duyduklarını temin etme aracı olarak kullanım kolaylığı sağlayan, bilinci, aklı, iradesi, duyguları olmayan eşyadır! Rakamın sonunda ne kadar sıfır varsa o kadar fazlalaşan, alım gücü artan, cebine de koysan, kalbine de alsan, seni en iyi insan da yapsa, uğruna kötü insan da olsan sonunda ardında bıraktığın dünyalıktır. Anlamalıyız ki, dünya yaşamının merkezine koyulan para, ihtiyaçlarımızı gidermek için kullandığımız yaşamsallık aracıdır. Yaşamak için gerekli olanı temin etme şekli olanın, yaşamın kendisi olması mümkün müdür?

Ne acıdır insanın sevgisine, saygısına, önemsemesine, hizmet edişine karşılık bulamaması!

Kalbimize aldığımız ve uğruna ömrümüzü harcadığımız, parayla elde edilebilen, alabilmiş olmanın anlık tatmini uğruna bir gün hiçbir değeri olmadığını anlayacak olduğumuza tüm sevgimizi vererek karşılıksız sevmek ne kadar doğrudur? Olması en güzel yer olan cebimize koyduğumuz para, yaşamı kolaylaştıran, alım gücü olan, bize sevdiklerimize, insanlığımıza ve yaşam gayemize zaman kazandıran, hayatı anlamlı kılacak değere hizmet edendir. Kalpte olunca kalbi karartan, çürüten, rahmanî tüm duyguları katleden, zulmaniyeti doğuran, kendisine taptıran ve sonunda kendinle baş başa kaldığında lanet okunan para, aynı zamanda rahmaniyete de hizmet ederek bir çocuğun gözünde mutluluk, kalbinde umut, tüm insanlığa ekilen sevgi de olabilir çünkü bu, paraya değil insana ait kullanım yönünden kaynaklıdır. Baba Erenler bir gün Rabbine niyaz ederken,

“Seni tanımasaydım Sen diye tapardım”

demiş, insanların parayı kendilerine ilah yapıp taptıklarını, paranın kulu köpeği olduklarını, paraya sahip olmak adına tüm insanî değerlerinden vazgeçtiklerini ve hatta bu uğurda, “İnandık, iman ettik” dedikleri Allah’a isyan etmenin yanında Allah’ı da bu işe alet etiklerini görünce.

Para güçtür, para iktidardır, paranın çözemeyeceği sorun, alamayacağı hiçbir şey yoktur parayı kalbine alıp kalbini çürüten zihniyet için. Bu zihniyetin anlayışında her şey para ve para hayatın kaynağı olduğundan, beşerî ve imanî her konu paraya göre şekillenen, anlam kazanan, uyarlanan gelip geçicidir kalıcı olan paranın yanında. Onlar para için ruhlarını katleden, insanlıklarını, adaleti, doğruluğu, merhameti, hiçe sayarak yok edenlerdir. Çalan, dolandıran, haksız kazanç elde eden, yolsuzluk yapan, kılıfına uyduran ve tüm bunların savunduğu fikirlerle üzerini örtenlerdir.

İnsanı sevin, değer verin, önemseyin ve insanlık için yaşayıp hizmet edin. Bunları yapabilmek için adilce, ahlaklı bir şekilde para kazanın ama parayı asla cebinizden çıkartıp Allah’a ait olan kalbinize koymayın.