Ekonomik göstergeler, grafikler ve merkez bankası raporları… Enflasyon denince akla hep bunlar gelir. Oysa enflasyon sadece rakamlarla ölçülen bir ekonomik olgu değil; aynı zamanda bir toplumun ruhsal sağlığının da göstergesidir. Erich Fromm’un “hasta toplum” kavramı, bu noktada bize çok daha derin bir pencere açar.
Fromm’a göre bir toplum, bireylerinin çoğunluğu “normal” davranıyor gibi görünse bile, ruhsal olarak sağlıksız olabilir. Bu sağlıksızlık, bireyin kendine, başkalarına ve doğaya yabancılaşmasıyla başlar. Enflasyon ise bu yabancılaşmanın ekonomik tezahürüdür.
Enflasyon dönemlerinde birey, geleceğe dair güvenini yitirir. Paranın değeriyle birlikte anlam duygusu da erozyona uğrar. İnsanlar, ihtiyaçtan değil, kaybetme korkusuyla tüketmeye başlar. Market raflarında yapılan “stok savaşları”, aslında bireyin içsel boşluğunu doldurma çabasıdır. Fromm’un “sahip olmak” kültürü, bu dönemde patolojik bir hal alır. Sahip olmak, varoluşun yerini alır.
Bu süreçte medya, şiddetli bir manipülasyon aracına dönüşür. Enflasyonun nedenleri değil, semptomları konuşulur. “Fırsatçılar”, “stokçular”, “dış güçler” gibi etiketler, bireyin öfkesini yönlendirecek hedefler sunar. Oysa Fromm’un uyardığı gibi, bu öfke aslında sistemin bireye sunduğu anlamsızlıkla ilgilidir. Birey, özgürlükten korkar ve otoriteye sığınır. Güçlü lider figürleri, ekonomik kurtarıcılar olarak idealize edilir. Bu, hasta toplumun klasik savunma mekanizmasıdır.
Enflasyon aynı zamanda sevgi yoksunluğunun da göstergesidir. İnsanlar birbirine güvenmek yerine rekabet eder. “Ben alayım da başkası alamazsa almasın” mantığı, toplumsal bağları zayıflatır. Dayanışma yerini bireysel kurtuluş planlarına bırakır. Fromm’un “sevme kapasitesi” burada körelir; çünkü sevgi, sahip olma değil, var olma temellidir.
Sonuç olarak enflasyon, sadece ekonomik bir kriz değil, toplumsal bir ruhsal çöküştür. Bu çöküşü anlamak için sadece faiz oranlarına değil, Fromm’un gösterdiği aynaya da bakmak gerekir. Belki de enflasyonla mücadele, önce bireyin kendini tanımasıyla başlar. Çünkü sağlıklı toplum, sağlıklı bireylerin toplamıdır. Ve bu bireyler, sahip olduklarıyla değil, olduklarıyla var olurlar.
Eric Fromm’dan esinlenilmiştir….