“Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar” mıdır yoksa insanlığın son umudu olan “İslam” mı?
Hayvandan daha aşağıda olmaktan, insan olmaya yücelmek için körlükten ve sağırlıktan kurtulmak adına şunu kabul etmeliyiz ki,
Gerçeği görmek istemeyen kadar kör, duymak istemeyen kadar sağır yoktur.
Medeniyet, insanın helak eden egonun esaretinde, rahmaniyetten yoksun, zulmeden zalim olarak, kalplerin çürümüşlüğü içinde, hayvandan daha aşağıda yaşarken teknolojik üstünlüğe sahip olarak kendinden başka hiçbir canlıya saygı duymadan güç sarhoşluğunda sapıklaşmak mıdır? Eline geçirdiğin gücü kullanarak sadece kendinde yaşam hakkı görerek egoyu ilahlaştırmak, doğrunun, güzelin, adaletin, ahlakın içini boşaltıp çarpık zihniyete sabitleyerek kayıtlamak mıdır?
Nedir medeniyet?
Medeniyet örtüsüyle gizlediğiniz sapık ve çarpık zalimliğiniz üzerine oluşan menfaatleriniz için, yaktınız, ezdiniz, eziyet ettiniz, katlettiniz, gasp ettiniz. Tecavüz ettiniz, kestiniz, insanı bırak can olarak dâhi görmediniz. Sömürmeye devam etmek için her gün daha da kötüleştiniz, geriletip zulmettiniz. Sonra da tüm bu yaptıklarınızı örtüp zulüm görenin zulmeden zalime karşı hakkını aramasın, ayağa kalkamasın diye örtmek için Tanrı istedi, Tanrı yaptı dediniz. Milyonların kanına, hakkına, özgürlüğüne, bireyliğine, babalığına, anneliğine, çocukluğuna girdiniz. Siz onların sadece mallarını, topraklarını, paralarını değil, yaşamlarını, ailelerini, haklarını, insanlıklarını, çocuklarını, geleceklerini, ellerini, umutlarını, gözlerindeki insan olma sevdasını ve heyecanını ve onlarda var olan ilahî dokunuşu, Tanrının nurunu çaldınız. Bunları yapanlar mı medeni? Siz! Kendisini elindeki teknolojik silahlara bakıp medeni görenler. Siz, Tanrı değil zalimsiniz. Yaptıklarınızın aynısını yaşayıp hesap vereceksiniz. Şunu iyi anlayın ki, gün, mazlumun ayağa kalkma, hayır dur deme günüdür çünkü sizin varlığınız zulmünüze bağlı, zulmünüz ise mazlumun tahammülüne. O zulmettiğiniz, her şeylerini çaldığınız mazlumlar size tahammül ediyor diye varsınız ve şişirdikçe büyüttüğünüz gücün bir iğneyle yok olması an meselesidir.
Nedir medeniyet?
Medeniyet İslam’dır çünkü İslam, barışın, huzurun, saygının, sevginin, merhametin, birliğin, kardeşliğin hem kişisel hem de toplumsal gelişimin kendisidir. İslam insanidir. İnsanî olmayan hiçbir şey İslamî olmaz. Canı için, çocuğu için koşana çelme takma medeniyetinden, düşenin elini tutup kaldırma, elindekini Allah rızası için paylaşma, emanete sahip çıkma, adalet üzerine ahlaklı bir şekilde yaşamak olan İslam’a sarılmadıkça gerçekte medeni yani Allah’ın Kur’an’da istediği gibi önce insan sonra kul olmak mümkün değildir.
Başta, şeriatsız bir şekilde ibadet ettiği için kendisini İslam zanneden ama aslında Allah’a küfreden toplumlar olmak üzere, tüm insanlık bencil ve egoist olmaktan çıkıp, İslam çatısı altında adaletsizliğe, merhametsizliğe, zalimliğe dur demeden kurtuluşa eremeyecektir. Bilinmelidir ki seçilmişlik, üstünlük ırksal değil hak edilmesi gereken İslam olmaktan geçer. Yaratılan her insan eşittir, üstünlük takva ile olur ki takva ihlaslı olmaktır. İhlaslı kul ise üstünlüğü Allah’a tevhit eder, sahiplenmez.