Mayıs 2023 genel seçimlerinden hemen sonra Erdoğan yeni anayasa demeye başladı. Doğrusu o tarihlerde bu çıkışını çok ciddiye almamış, herhalde 2028 seçimlerinde ve ondan sonra ömrü oldukça girebileceği her seçimde aday olmanın şimdiden yolunu yapıyor diye düşünmüştük. Yeni anayasa talebi Ak partili üst düzey yöneticiler tarafından zaman zaman dile getirildi ki gündemden düşmesin ama kamuoyu bu gündemi sahiplenmedi, peşine düşmedi. Neden? Çünkü vatandaşın her gün geçimini biraz daha zora sokan bozuk ekonomik düzen gibi daha büyük ve acil bir derdi vardı. Yeni anayasa söyleminin ciddiye alınmamasının diğer bir sebebi de cumhur ittifakının anayasayı değiştirecek sayıda milletvekilinin bulunmamasıydı. İktidarın yeni anayasa ısrarına muhalefet haklı olarak gayet basit bir soruyla karşılık veriyordu; mevcut anayasaya uydun mu ki yenisini yapmak istiyorsun?

Bir süre böyle gitti, bizler herhalde artık vazgeçtiler herhalde diye düşünürken iktidardan arka arkaya yeni anayasa hamleleri geldi. Önce Kürtlerle yeni bir barış süreci başlatıldı, kalıcı bir barış için anayasanın bazı maddelerinin değiştirilmesi gerekir gerekçesiyle DEM Parti kolayca yeni anayasa taraftarı yapıldı. Ama yine de anayasayı mecliste değiştirecek 400 vekil çoğunluğuna ulaşılamıyor (Ak Parti+MHP+DEM=376). İktidar bu sayıyla diler ve isterse anayasa değişiklik önerisini referanduma götürebilir ama şu sıra iktidarın en büyük korkusu hatta kâbusu sandık. O nedenle ne yapıp edip kafalarındaki anayasayı meclisten geçirmek istiyorlar, yani CHP’nin desteği şart.

İşte geldik zurnanın zırt dediği yere, normal şartlarda CHP yeni bir anayasa yapılmasına külliyen karşı. Birçok haklı sebebi var ve fakat ikisi çok hayati. Birincisi mevcut anayasaya uymuyorsun, AİHM ve AYM kararlarına rağmen Can Atalay, Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve daha nice siyasiyi sırf siyasi muhalif oldukları için bir nevi siyasi esir olarak hapiste tutuyorsun. İkincisi 31 Mart seçimlerinde çoğunluğu ve dolayısıyla meşruiyetini kaybettin. Şu andaki anketlere yansıyan oy oranıyla mevcut milletvekilini çıkaramazsın, o nedenle sen anayasa yapmayı bırak bir an önce sandığı getir ve seçmen iradesi tecelli etsin.

Evet, böyle diyordu ve haklıydı CHP ama 19 Mart sonrası başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere dalga dalga gelen operasyonlarla CHP’li belediye başkanları ve bu belediyelerde üst düzey yöneticilik yapan bürokratlar tutuklandı. Tutukla sıkıştır, itiraf al, o itirafla yeni dalgalarla yeni başkanları al. Yetmez CHP’nin tepesinde “mutlak butlan” giyotinini tut, alırım partiyi elinden veririm Kılıçdaroğlu’na de. Bütün bunlardan açıkça anlaşılıyor ki iktidar CHP’yi yargı eliyle sıkıştırıp siyasi pazarlığa oturtmak istiyor. Yeni anayasaya destek ver, başkanlarını al. Tabi İmamoğlu başkanlık sevdasından da vazgeçmek şartıyla… Şimdilik CHP bu pazarlığa oturacak gibi görünmüyor, direniyor ama direnmek de bir yere kadar. Sonunda ağa inadı galip gelebilir.

Önceleri bu yeni anayasa ısrarını Erdoğan’ın yeni dönem ve sonraki dönemlerde aday olabilme isteği olarak okuyordum kamuoyundaki genel kanaate paralel olarak ama artık öyle bakmıyorum. Çünkü kendi beyanıyla da anlaşılıyor ki Erdoğan’ın yeniden aday olmak gibi bir derdi yok. Yanlış anlaşılmasın elbette yeniden aday olmak istiyor, hem de bir dönem daha da değil, Rabbi ömür verdiği müddetçe(!) Demek istediği, ben erken seçim derim yeniden aday olurum, kimse de bana anayasa 2. dönem diyor dördüncü dönemine aday oluyorsun diyemez. Gerçekten de biz her ne kadar 2.dönemde erken seçimle aday olma hakkını geçen dönem kullandı bu dönem olamaz diyelim kimsede bizi duyacak kulak kalmamış, erken seçim olursa Erdoğan yeniden aday olur cümlesi iktidar ve muhalefet tarafından şeksiz şüphesiz kabul edilmiş.

O halde derdi ne Erdoğan’ın, anayasada Kürtlerin istediği değişikliği yamak için mi bu kadar gayrete geldi. Sadece Erdoğan değil, Devlet Bey de yeni anayasaya var gücüyle destek veriyor. Devlet Beyin kısa vadeli politik çıkar hesaplarıyla ilgili olmadığı, onun ismiyle müsemma bir devlet projesi olduğu herkesin ortak kabulü olduğuna göre gele gele geldik yeni anayasa talebinin gerçekte bir devlet projesi olduğuna/olabileceğine.

Burada da sormak gerekir hangi devlet? Biz de komplo teorilerine sarılıp tabi ki derin devlet der geçerdik ama benim gördüğüm Haziran 2015 seçimleri, 15 Temmuz 2016, 2017 başkanlık referandumu ve 2018 başkanlık seçiminden sonra aşama aşama yeni bir devlet sistemine geçtik zaten. Şimdi o devletin kalıcı hale gelmesi için yepyeni bir anayasa yapılmak isteniyor.

Niye böyle, bu yeni devlet düzenini kim niçin kurdu, eski düzen çok mu iyiydi, bu çok mu kötü, bunlar büyük sorular ve cevapları uzar gider. Biz sadece olan biteni anlamaya çalışıyoruz el yordamıyla. Bunca gayret zaten uymadıkları ve uymayacakları anayasayı değiştirmek için olamaz. Zaten Devlet Bahçeli seçimlerden hemen sonra yaptığı bir konuşmada dememiş miydi, bölgede çok şey değişecek inşallah Türkiye aynı kalır diye anlaşılan Türkiye de aynı kalamamış.

Bu bir dikkat ve uyarı yazısıdır. DİKKAT YENİ ANAYASA ÇIKABİLİR!