Cenab-ı Allah, Enbiya Suresi 107. Ayetinde, Peygamberimiz Hz. Muhammed için,

Ve seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.

buyurmaktadır. Âlemlere rahmet olmak, kısaca insanlara kendisini ve yaratılan her şeyi sevip saygı duymayı, zahir batın denge kurmayı, İman üzerine ancak Allah’a kulluk yapmayı öğretmek, göstermek ve tavsiye etmektir. Peygamberimiz,

Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim

buyurmuştur. Güzel ahlak ise, önce insanî sonra imanî değerler içinde yaşayıp yaşatmak, koruyup gözetmek, şeriat ve hakikat üzerine yaşamaktır. Belirtilen ayet ve hadis ışığında baktığımızda karşımıza “İmam” kavramıyla zikredilenin ne olduğu çıkmaktadır. Enbiya Suresi 73. Ayetinde,

Ve hepsini, emrimizle yol gösteren imamlar yaptık ve kendilerine hayırlı işler işlemeyi, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik. Hepsi Bize kulluk eden kimselerdi.

denilmektedir. Neymiş imam, âlemlere rahmet olan, güzel ahlâk üzerine yaşayan, yaşatan, gözeten hem maddi hem imanî konularda rehber olan, insanlığı, imanı, kulluğu her şeyin önünde tutan, Kur’an’ı insanların idrakine göre işitilir kılan ve gözetendir. “İmamlık” herhangi birisinin belirlenmiş bir eğitim alıp bilgi öğrenilmesiyle yerine getirilen geçim kaynağı meslek değil, kalben, kendini adayarak ve sadece Allah rızası için yapılan ve en önemlisi nefsini ruh eylemeyi başarabilmiş, kendisine bakılınca, akla gelince, ismi işitilince kalplerde Allah’ın rahmet ışığı uyanan, seçilmiş kul ve hizmet erlerinin ruhanî halidir. Anlamalıyız ki özünde kutsal olan “İmam” kavramı, belli sebepler için dayatılmış ve devamında günümüz yaşam tarzı ve öğretilerinin soncu olarak içi boşaltılmış, değersizleştirilmiş, basitleştirilmiş olsa da kişilere göre değil Allah’ın zikredişindeki öneme ve değere göre yaşanmalıdır çünkü imam sadece camiye gelene namaz kıldıran olamayacak kadar ruhanidir. Bu sebeple, “İmam” ayrı, cami görevlisi olan “Hoca” ayrı bir anlam ve görev içerirler. Hoca, camiye gelene namaz kıldırır, dini konularda anlatı yapar ve bunları meslek olarak yerine getirir yani onun için yaptığı bir iştir ve yaşamında önceliklerinden sonra mesleği gelen görevlidir ama “İmam” değildir. Bir Hocanın içinde bulunması gereken hal nedir?

Camiye gelene namaz kıldırıp sonra biten görev midir? Caminin içindekiyle yetin mi yoksa dışındakini camiye davet edip Allah’a yönelten mi? İnsanları Kur’an öğretisiyle uyarıp doğruyu gösteren mi? Şeriat uygulanmadan yapılan ibadetin kulluk değil küfür, sadece insanların kendisini kandırması olduğunu söyleyen mi?

Her mahallede cami ve görevli hoca bulunmakta ve olmalıdır da! Lakin Hoca, cemaatini tanımalı, mahallesini bilmeli, insanlarla yakın ilişkisi olmalı, sorunlarını, kültürlerini, dertlerini, ihtiyaçlarını yakından takip etmeli. Esnafı dolaşıp sohbet etmeli, halkın seviyesine inmelidir. Sokağının evlerine ziyarete gitmeli, kendi gözleriyle o insanlara bakıp kalplerine dokunabilmeli. Kur’an’ı anlatmalı, kulluğu, imanı, tevhidi anlatmalı. Dertlerine derman olacak yardımlaşma faaliyetleri düzenlemelidir. Allah’ın rahmet eli olup, Allah’a yöneltip sevdirmelidir.