Saçma sapan yapay gündemler peşinde koştuğumuzdan olsa gerek ekonomideki durum geri planda kalmış durumda. Her ne kadar ekonomik açıdan uçuşa geçtiğimiz rivayet edilse de, ekonomik yapının iç açıcı olmadığı ortada… Kamudaki kaynak sıkıntısının çözümü için kalıcı adımlar atılması yerine trafik cezalarından medet umuluyor. Bu kadar çok ekonomistin olduğu ortamda ekonomide neler yapılması gerektiği ile ilgilenmiyoruz. Büyüklerimiz bu işi de halledebilecek çaptalar çok şükür. Bizim dikkat çekeceğimiz konu biraz teknik.

Ekonomik açıdan zor durumda kalan kişilerin başvurabilecekleri çözüm yollarından birisi, ellerinde bulunan malların paraya çevrilmesi. Bu yönde bir tercihte bulunulduğunda, özellikle manevi değeri olan veya ucuza gitme olasılığı bulunan mallarının aile içinde kalması amacıyla yakın akrabalara satılması yoluna gidilir.

Bunun dışında piyasadaki “işleri kötüye gidiyor” algısı oluşturmamak için de malların gizlice aile içinde satılması yoluna sıklıkla başvuruluyor.

Son derece olağan olan bu tercihle ilgili olarak bilinmesi gereken ince bir nokta var. Yakın akrabalara yapılan bu tür satışlar, halen devlete borçlu olanlar veya izleyen yıllarda borçlu duruma düşebilecekler tarafından yapıldığında ciddi sorunlar ortaya çıkarabilir.

Satış işlemi gerçekten yapılmış ve bedeli tahsil edilmiş olsa bile bazı özellikli durumlarda bu satış geçersiz sayılıyor ve satılan mallara el konulabiliyor.

GEÇERSİZ İŞLEMLER

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 27. maddesine göre;

“Amme alacağını ödememiş borçlulardan, müddetinde veya hapsen tazyikına rağmen mal beyanında bulunmıyanlarla, malı bulunmadığını bildiren veyahut beyan ettiği malların borcuna kifayetsizliği anlaşılanların ödeme müddetinin başladığı tarihten geriye doğru iki yıl içinde veya ödeme müddetinin başlamasından sonra yaptıkları bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar hükümsüzdür.”

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 28. maddesi uyarınca;

“Üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan hısımlarıyle, eşler ve ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sıhri hısımlar arasında yapılan ivazlı tasarruflar” bağışlama olarak kabul ediliyor.

AKRABALIĞIN DERECESİ ÖNEMLİ

Üçüncü dereceye kadar kan hısımları; dede-nine, anne-baba, amca, dayı, teyze, hala, kardeşler, çocuk, kardeş çocukları ve torunlardan oluşuyor.

Kayınpeder, kayınvalide, eşin kardeşleri (kayın birader, baldız, görümce) ise ikinci dereceye kadar sıhri hısım sayılıyor. Ayrıca eşler arasındaki satışlar da geçersiz sayılabilecek işlemler arasında.

HANGİ DURUMDA SATIŞ GEÇERSİZ?

Satış işleminin geçersiz olması için devlete olan borcun ödenmemiş olması ve kişinin mal varlığının borcu karşılamaya yetersiz olması gerekiyor. İşte, borcunu ödeyemeyecek durumda olanların belirttiğimiz akrabalarına yapmış olduğu satışlar geçersiz sayılıyor.

Kuşkusuz, yapılan bütün satışlar geçersiz sayılmıyor. Geçersiz sayılacak satışlarla ilgili belirlenmiş süreler söz konusu. Borcun ödeme süresinin başlamasından itibaren geriye doğru iki yıl içinde yapılan satışlar ile ödeme süresi başladıktan sonra yapılan satışlar da geçersiz sayılıyor.

Devlete borcunu ödeyemeyecek durumda olanların akrabalarına yaptığı satışlar dışında, kişi ve kurumlara yaptığı bağışlar da geçersiz sayılıyor. Bağışların geçersizliğinde de aynı süre söz konusu.

AMAÇ NE?

Kanunda yer alan düzenlemenin temel amacı, kişilerin bazı hileli davranışlara başvurarak devletin alacağını tahsil etmesini olanaksız hale getirmelerinin ya da zorlaştırmalarının önüne geçmek. Bu bakımdan yerinde bir düzenleme. Ancak, özellikle akrabalar arası gerçek satışlarda uygulamada sorunlar yaratacağı kesin. “Elaleme gitmesin”, “aile içinde kalsın” “aman kimse duymasın” mantığıyla akrabalarının mallarına alıcı olanların dikkat etmesinde yarar var.