Toplumun değerleri hızla aşınıyor. Ahlak ölçülerimiz, doğayla ilişkimiz, insan doğasına bakışımız… Hepsi birer birer erozyona uğruyor. Gençlerimizin geleceği konusunda duyduğumuz karamsarlık artık akıl almaz boyutlara ulaştı.

Hırsızlık, talan, torpil, adam kayırma… Liyakatin yerini eş-dost ilişkileri aldı. Alın terinin, başarının, uykusuz gecelerin bir anlamı kalmadı. Torpili olmayan gençlerin tek hayali başka ülkelere gidip adil bir yaşam kurmak. Ne yazık ki bu düzeni sadece sağcılar değil, sosyal demokrat olduğunu söyleyenler de besliyor. Belediyelerdeki eş-dost atamaları “Sizin farkınız ne?” sorusunu haklı kılıyor.

Ama bütün bu karanlık tabloya rağmen, üç isim var ki gençler için umut ışığı yakıyor. Onlar sadece birey değil; birer sembol, birer duruş, birer yol gösterici.

Ceyhun İrgil: Onurun Siyaseti

Eski siyasetçi, tıp doktoru, yazar… Ama asıl kimliği: onurlu insan. İrgil, makamı değil ahlakı öne çıkarıyor. “Eğer ahlaklı ve onurlu değilsen, makamın olmasın” sözü, gençler için bir manifesto cümlesi. Onun varoluşçu bakışı, statünün değil insanlığın değerli olduğunu hatırlatıyor. Bursa’nın ve Türkiye’nin gençlerine verdiği en büyük ders: Kenara çekilme, var ol, umut ve asaleti yaşat.

Melike Baysal: Doğanın ve Hayvanların Sesi

Veteriner hekim, oda başkanı, hayvan sever… Betonlaşmış Bursa’da bir nefes, sokak hayvanlarının ablası. Baysal, “Hayvanları yaşatmalı, doğayı korumalı, yeşili artırmalıyız” diyerek gece gündüz okul okul, konferans konferans dolaşıyor.

Onun mücadelesi sadece hayvanlar için değil; suyumuzun kurumaması, ağaçlarımızın çoğalması, çocuklarımızın doğayla bağını kaybetmemesi için. Eğer tarım ve çevre politikaları onun gibi profesyonellere emanet edilseydi, bugün ülkenin geleceği daha yeşil olurdu. Baysal, Bursa’nın vicdanı.

Özkan İrman: Sessiz Aydın

Şehrin görünmeyen entelektüeli. Yazar, düşünür, gerçek bir aydın. Üniversite üniversite dolaşarak gençlere hem mesleki birikimlerini aktarıyor hem de umutlarını tazeliyor. Bursa’nın en az keşfedilen değerlerinden biri.

İrman, parası olanların değil, bilgisi ve vizyonu olanların konuşması gerektiğini hatırlatıyor. Üniversiteler onun gibi entelektüel birikimi olan isimlerden faydalansa, öğrencilerin geleceğine gerçek anlamda değer katılır. O, Bursa’nın sessiz kütüphanesi; gençlerin zihninde yankılanan bilgelik sesi.

Bursa’da yaşayan bu üç değer belki herkesin farkında olmadığı isimler. Ama eminim ki ağaçlar, kuşlar ve gençler onları kalplerinin en güzel yerlerinde taşıyor.

İyi ki varsınız. Varlığınızla yaşam sevincimiz artıyor, umudumuz çoğalıyor.